Milli Eğitim Bakanlığı 1 milyon çalışanı, ürettiği hizmetin niteliği ile çok büyük bir Bakanlık. Milli Eğitim Bakanlığının eğitim öğretim sınıfı kadrolarına kaynaklık teşkil eden fakülteler eğitim fakülteleridir. Eğitim fakültelerinin mezunları ile bu mezunlar arasından öğretmen olarak istihdam edilen kişi sayısı arasında çok büyük farklar vardır. Eğitim fakültesi mezunlarının birçoğu öğretmen olma fırsatı bulamadığı için farklı sektörlerde ve kamunun farklı birimlerinde çalışmak zorunda kalmaktadırlar.

Eğitim fakültesi mezunu olan ve öğretmen olarak atanamayan büyük kitlenin bir kısmı  KPSS ile başka kurumlara “memur öğretmen “ olarak atanmış durumda. Bu konuda net bir sayı olmamakla birlikte; polis, şef, bankacı, valilik ve kaymakamlıklarda memur gibi  pozisyonlarda 30 bin civarında çalışan olduğu ifade ediliyor. Yani eğitim fakültesinde öğretmen olarak dört- beş yıl eğitim alan, stajlarını tamamlayan, sınıfıyla buluşma arzusu içerisinde olan öğretmen adayları, öğretmen olarak kadro bulamamış ve devam eden hayatın bir gereği olarak başka kurumlara memur olarak atanmışlardır.

2012 yılında yapılan yönetmelik değişikliği ile açıktan atama ve kurumlar arası geçiş ortadan kaldırılmış ya da çok zorlaştırılmıştır. Memur öğretmenlerin talepleriyle ilgili Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr.  Sayın Ziya Selçuk Hoca’nın Anadolu Ajansı Editör Masasında ifade ettiği “çalışma yapılıyor” demeci beklentiyi artırmıştır. Bu konuda çok üst seviyede beklenti ortaya çıkmıştır.

Efendim biz zaman zaman bu tür talepleri köşemizde işleyerek konuyu gündeme getirmek işlevi yürütüyoruz. Esasında geçtiğimiz günlerde öğretmen yer değiştirme sistemi ile ilgili https://www.dirilispostasi.com/makale/ogretmen-yer-degistirme-sistemi-beklentileri-karsiliyor-mu yazımız da böyle bir talebin tezahürü olarak gündeme getirilmişti.

İşin özü yıllarca öğretmen olma hevesiyle sınavlara hazırlanan, puanı yettiği halde başka bölümleri yazmayan, eğitim fakültelerinin ilgili bölümlerini başarı ile bitiren ve öğretmen olacağı günü iple çeken öğretmen adaylarımız zorunlu istikamet olarak başka kurumlara atanmak durumunda kaldılar.

İİBF Mezunları Atanmalarını İstiyor.

İnsanın emek verdiği alanda çalışma arzusu son derece masum ve makul bir talep. Hemen hemen tüm şehirlerde bu şekilde memur olarak çalışan öğretmenlerin eğitim öğretim sınıfına alınması aynı zamanda iktisadi ve idari bilimler fakültesi mezunu olup da kendi alanlarına atanamayan yetişmiş insan kitlesinin hayalini kurduğu işine kavuşmasına da vesile olacaktır.

İİBF mezunları da twitterda  taleplerini dile getirmektedirler. 2018 yılında KPSS’ye giren İİBF mezunlarıyla ilgili beklenen kadro verilememiştir ve ilgili alan mezunları 2020 yılında tekrar KPSS çilesine katlanmak zorunda kalacaklardır.

İBFF mezunları uzman yardımcılığı kadrosu beklemektedirler. Gençlerin iş talebi ve bu taleplerin belli bir sistem içerisinde yapılması beklentisi çeşitli iletişim kanallarında gündeme getirilmektedir. İş beklemek, aşa kavuşmak, hayatını kurabilecek bir ortam oluşturmak son derece önemlidir. Bu gibi sosyal meselelerin ötelenmemesi, çözüme kavuşturulması toplumsal barış için aciliyet arz etmektedir.

Türkiye’de her şehre bir üniversite açılmasının neticesi olarak her alanda çok fazla mezun oluşmuş durumdadır. Bu sayı ilerleyen yıllarda katlanarak artacaktır. Devlet personel rejimi ile ilgili birimler mutlaka konuyla ilgili çalışma yapıyordur fakat bu gibi ilave problemlerin daha başlamadan bitmesi için herkesin kendi alanında çalıştırılması, ücretli öğretmenlik gibi verimsiz bir çalışma modelinin gündemden kaldırılması talep edilmektedir.

Tüm bu taleplere karşın Milli Eğitim Bakanlığının öğretmen atamalarında ataması hiç yapılmayan öğretmen adaylarından yana bir tavır benimsedikleri bilgisini de ifade etmeliyim.  İktisadi idari bilimler fakültesi mezunları kendi alanlarında çalışmak için kadro istiyor, öğretmen memurlar öğretmenliğe geçmek istiyor. Her iki talep de gerçekleştirilebilir.  Devlet evlatlarının haklı taleplerini görecektir ve bu taleplerin çözüme kavuşturacaktır temennisiyle…

Hacı Sarı - memurpostasi.com