Savunma ve güvenlik teknolojilerinde yetkinlik kazanmaya yönelik en önemli faaliyetlerden biri olarak gösterilen Milli Piyade Tüfeği Projesi'nde, Türkiye'nin ilk milli piyade tüeği MPT-76'nın seri üretimine, geçen mayıs ayında MKEK Kırıkkale Silah Fabrikasında başlandı.
Tamamen yerli imkanlarla geliştirilen MPT-76, "50'nin üzerindeki testi başarıyla geçen dünyadaki tek silah" olarak Türkiye'nin gururu haline geldi. Milli piyade tüfeği, 4 kilo 180 gram ağırlığı, 600 metre etkili menzili ve dakikada 700 mermi atım sayısıyla dikkati çekiyor.
Savunma Sanayi Müsteşarı İsmail Demir, çeşitli ziyaretler kapsamında geldiği Konya'da, milli savunma sanayi projelerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Türk mühendis ve işçisinin birlikte gerçekleştirdiği Milli Piyade Tüfeği Projesi'nde seri üretimin devam ettiğini aktaran Demir, amaçlarının gelen taleplere göre seri üretim ihalelerini yapmak, sözleşmelerini yürütmek ve ürünü gününde teslim etmek olduğunu söyledi.
Demir, milli piyade tüfeğinin üretimine ilişkin, "Ufukta görünen 200 bin rakamı var. Toplamda 200 bin rakamını öngörüyoruz. Türk Silahlı Kuvvetlerine şu anda 500 tanesi verildi. İkişer binlik partiler halinde teslimat devam edecek." dedi. Savunma Sanayii Müsteşarlığının çok sayıda projesinin olduğunu vurgulayan Demir, şöyle devam etti:
"Bunların teker teker, ürünler ortaya çıkmadan konuşulması çok doğru değil. Genelde ürünlerimizin sahada kullanılıp netice alındığında bilinmesini tercih ediyoruz. İnşallah bunlar ortaya çıktıkça görülecek. Genel operasyonel etkinliğimiz açısından ürünlerimizden netice alsak da bazılarının bilinmesinde fayda olmuyor. Denizcilik projemiz var, insanlı insansız hava araçları, tankımız, çeşitli kara araçlarımız, elektronik harp cihazları, radarlarımız...
Şu anda kurumumuzda 400'e yakın proje yürüyor. Roketlerden tutun, akıllı mühimmatlar, patlayıcı imha sistemlerine, deniz, kara ve hava sistemlerine kadar çok sayıda projemiz var."
Bu yılın mart ve ekim ayında iki ayrı "Savunma Sanayii İcra Komitesi" toplantısı yapıldığını anımsatan Demir, "Savunma Sanayii İcra Komitesinin bu yıl yapılan iki toplantısında kararlaştırılan projelerin toplam miktarı 10 milyar dolara yakın. Buradan bakarsanız epey bir faaliyet olduğunu görürsünüz." diye konuştu.
İŞTE ÖZELLİKLERİYLE MİLLİ TÜFEĞİMİZ MPT-76 MPT-76, NATO'nun 42 testini hatasız geçen tek tüfek. İşte MPT-76 ile ilgili detaylar ve teknik özellikleri...
2017’de ise MKE 19.500, diğer üretici olan Kale Kalıp ise yaklaşık 15 bin yeni piyade tüfeğini TSK’ya teslim edecek. MPT-76 NATO standardı olan soğuk ve sıcak hava, kum yağmur, çamur gibi ağırlaştırılmış 42 testin tamamını hatasız geçti. ABD ordusunun kullandığı M-16 bu testlerin yaklaşık 25’ini geçebiliyor.
Ancak MKE bu kriterlerin üzerine 10 test daha koydu ve MPT-76 bu testlerde de başarılı oldu. NATO standartlarında piyade tüfekleri için bin mermi atımında ‘boş kovan sıkıştırma’, ‘mermiyi yuvadan dışarı atmama’ gibi 8 basit hata normal karşılanıyor. Ancak MPT 76’da bu rakam 1000 mermide 3 basit hataya düşürülerek bir rekor kırıldı.
MKE tarafından geliştirilen 600 metre etkili menzile sahip 7.62 mm’lik MPT-76 Piyade Tüfeği, Türkiye’nin her yerindeki birliklerde her hava şartında denendi. Geri dönüşlerle iyileştirmeler yapıldı. MPT-76 -40 ve +65 derece sıcaklıkta, basınçlı su tehdidi altında ve balçıkta bile çalışıyor.
Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından tanımlanan harekat konsepti ve görev ihtiyaçları göz önüne alınarak belirlendi. Milli Piyade Tüfeği (MPT) 3 ayrı ekipte 40 uzmanın 2 yıllık çalışması sonucunda, TSK'nin istediği özellikleri taşıyan, yurtdışında da pazar bulabilecek modern bir tüfek üretildi. Modern Piyade Tüfeği'nde de M-16 mekanizmasından türetilerek özgünleştirilen bir sistem kullanılıyor.
4.3 kilogram ağırlığında, mermi çapı 7.62 mm, boyu 88 cm, şarjörü 20 mermi kapasiteli MPT'nin etkili atış menzili 400 metreyi buluyor.
Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) envanterine giren ilk Milli İnsansız Hava Aracı Bayraktar TB2, yaklaşık bir yıldır süren çalışmalar sonunda silahlandırıldı. Silahlandırılmasıyla birlikte terörle mücadelede etkin bir rol üstlenen Bayraktar, ilk katıldığı operasyonda 5 teröristi etkisiz hale getirmişti.
Ayrıca TSK'dan yapılan açıklamada, bugün saat 07.00 sularında Yüksekova Buzul Dağları bölgesinde silahlı İHA Bayraktar ile tespit edilen 6 kişilik terörist grubunun etkisiz hale getirildiği belirtildi.
ABD 7 YIL BEKLETTİ Türkiye, 2008'den beri ABD'den İHA almak istemiş ama ABD Kongresi'nden satış için onay çıkmamıştı.
MALİYETİ 2010 yılında İsrail'den alınan 10 heron için 250 milyon dolar ödenmişti. 12 adet Bayraktar'ın üretim maliyeti ise İsrail'e ödenen rakamın yalnızca 5'te 1'ine denk geliyor.
DÜNYA REKORU BULUNUYOR Bayraktar, 2014 yılının Haziran ve Ağustos aylarında yapılan deneme uçuşlarında 27 bin feet irtifa ve 24 saat 34 dakika havada kalma süresiyle kendi sınıfında dünya rekorunun sahibi konumunda.
TÜM ZIRHLARI DELİYOR Bayraktar TB2'ye takılan Roketsan'ın geliştirdiği uzun menzilli tanksavar füze sistemi, yüksek teknolojisiyle tüm zırhlı tehditlere karşı üst düzey etki gösteriyor.
BAYRAKTAR İHA'NIN ÖZELLİKLERİ 24,000 Feet Uçuş İrtifası 24 Saat Havada Kalış Süresi 150 Km Haberleşme Menzili Tam Otomatik Uçuş Kontrol ve 3 Yedekli Otopilot Sistemi (Triple Redundant) 150 KM haberleşme menzili
Yer Sistemlerine bağımlı olmaksızın tam otomatik iniş ve kalkış özelliği GPS Bağımlılığı olmaksızın dâhili sensör füzyonu ile seyrüsefer özelliği Karbon fiber, Kevlar, Hibrid Kompozit Yapı
Modüler Gövde, Kanat ve Kuyruk Yapısı Esnek Yakıt Tankları Sabit Arka İniş Takımı Katlanır Ön İniş Takımı
SOM - HASSAS GÜDÜMLÜ STAND OFF MÜHİMMAT Hassas Güdümlü Stand off Mühimmat (SOM) havadan karaya mühimmat ailesidir ve yoğun bir şekilde korunan kara ve deniz hedeflerine karşı kullanılmak üzere tasarlanmıştır. Gerekli olan operasyonel esnekliği destekleyecek modüler tasarıma sahiptir.
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin resmi Youtube hesabında, yerli seyir füzesi SOM'un bir minibüsü vurma anı görüntüleri yayınlandı.
İşte kare kare SOM'un meydana getirdiği tahribat...
Tubitak Sage'nin geliştirdiği som füzesi tüm hava koşullarında görev yapabiliyor.Ayrıca som füzesi maliyet olarakda çok ekonomik üretiliyor.
SOM FÜZESİNİN ÖZELLİKLERİ Yüksek hassasiyetle hedefe yaklaşma 300 Km menzil (Menzili geliştiriliyor)
Çok yüksek tahrip gücü Toplam 600 kilodan fazla ağırlığı Hava,Kara ve Denizden fırlatılabilmesi.
Diğer ülkelerin füzelerinden 3 kat daha hızlı hedefe ulaşma
Kolay geliştirilebilirliği sayesinde yakın zamanda yeni som füzeleri geliştirilecektir.
YÜZDE 100 MİLLİ TANK ALTAY Altay muharebe tankını geliştiren otomotiv ve savunma şirketi Otokar, tankın seri üretime alınması için nihai teklifi bugün Savunma Sanayi Müsteşarlığı'na gönderecek.
Şirketin KAP'a yaptığı açıklamada 250 adet muharebe tankının seri üretimi ve üretim sonrası lojistik desteği için "en iyi ve en son teklif" dosyasının bugün SSM'ye gönderileceğini ve seri üretim kararının bu dosya üzerinden verileceğini belirtti.
Otokar tarafından üretilen Türkiye'nin ilk Milli Ana Muharebe Tankı Altay’ın tasarımında, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin gerçekleştirebileceği her türlü harekat şartları ve katılım sağlayacağı BM/NATO harekatlarının ihtiyaçları göz önünde bulunduruldu.
Bu amaçla Altay, modern tanklarda kullanılan en yeni teknolojilerle donatıldı. Altay, sahip olacağı üstün ateş gücü ve isabet oranı, yüksek hareket kabiliyeti ile Türk Silahlı Kuvvetleri’nin en temel ve caydırıcı güçlerinden biri olacak.
Altay tankında tank komutanı, nişancı, sürücü ve doldurucu olarak 4 mürettebat görev yapıyor. Altay’ın üzerinde ana silah olarak, birçok farklı mühimmatları atabilen 120 mm’lik 55 kalibre top bulunuyor. Ana silah ve yardımcı silahların kontrol edilmesi için Altay’a özel yeni nesil atış kontrol sistemi çalışmaları ise devam ediyor. Bu sistem sayesinde Altay hareket halindeki hedefleri bile çok yüksek isabet oranıyla vurabilecek.
Altay tankında, her türlü tehdide karşı tankı korumak üzere tasarlanan modüler kompozit zırhlar ve mürettebatın kimyasal, biyolojik, radyoaktif ve nükleer tehditlerin bulunduğu ortamlarda görevlerini gerçekleştirmesine olanak tanıyan yardımcı sistemler de bulunuyor.
FIRAT KALKANI'NIN FIRTINASI! Türk Silahlı Kuvvetleri'nin DAEŞ ve YPG'ye karşı başlattığı Fırat Kalkanı operasyonunda, Suriye'nin DAEŞ kontrolündeki Cerablus kentine yaptığı yoğun atışlar sonrası, teröristlerin direnişini kıran yüzde yüz yerli Fırtına obüsleri etkin rol oynuyor. İşte dünyayı kıskandıran Fırtına obüslerinin savaş gücü özellikleri...
Sakarya'nın Arifiye ilçesindeki 1'inci Ana Bakım Merkezi Komutanlığında seri üretim çalışmalarına 2001'de başlanan ve 2004-2014 yıllarında üretilen T-155 kundağı motorlu Fırtına obüsleri sürüş ve manevra kabiliyetleriyle günümüzün modern obüsleri arasında yer alıyor.
Bin beygir gücündeki motorları sayesinde zorlu arazi şartlarında da hareket kabiliyetine sahip Fırtına obüsleri, 155 mm'lik NATO mühimmatıyla uyumlu tasarımı sayesinde müttefik güçlerle de ortak kullanım imkanı sağlıyor.
Tamamen yerli imkanlarla, Türk mühendis ve işçileri tarafından tasarlanan Fırtına obüsleri, 20 ton zırh çeliği, 47 ton muharebe ağırlığı, 400 kilometre hareket sığasına sahip olması ve süratle mevzi değiştirebilme özellikleriyle düşmanlara korku salıyor.
40 KM'LİK MENZİL
DAKİKADA 8 ATIŞ
"47 ton muharebe ağırlığındaki obüs, bin beygir gücündeki motoruyla her türlü arazi şartlarında süratle hareket edebilmektedir. Hareket halindeyken ani durumlarda 30 saniyede mevzi alarak, 15 saniyede 3 ani atım yapıp tekrar 30 saniyede mevziyi terk ederek, süratle görevini tamamlamaktadır.
Obüsteki muharebe sistemleri Fırtına Atış Kontrol Sisteminin hesapladığı atış komutlarını alma ve gönderme yeteneğine sahip. Fırtına hareket halindeyken 30sn. içinde atış görevine hazır olabilmekte ve ilk 15sn. içinde ani atış (darbe) olmak üzere 8 atımlık bir atış görevini bir dakika içinde tamamlaybilmektedir.
Atış Kontrol Sistemi
Obüs Ataletsel Seyrüsefer Sistemi sayesinde tevcih hattı istikamet açısını 0,3 milyem, mevzi koordinatlarını 17,5m ve mevzi rakımını 10m doğrulukla tespit edebilmektedir.
Obüs ayrıca, mevcut sistemlerin aksine, tevcih herekli nişan dairesi, nişan çubuğu, ´vb. alet ve avadanlığa ihtiyaç duyulmadan çok kısa bir süre zarfında mevzilenebilmektedir.
En önemli özelliği; 8-25 km arası mesafelere yapılan atışlarda farklı namlu açılarından art arda atılan üç merminin, hedefe aynı anda ulaşması ile üç adet obüsün atış gücünü tek başına karşılayabilmesidir.
HİSAR FÜZELERİ Türk Silahlı Kuvvetleri, askeri üs, liman, tesis ve birliklerin hava tehditlerinden korunması amacıyla değişen atış kontrol ve komuta kontrol altyapılarına uyumlu şekilde Hisar Füzelerini tasarladı.
Hisar Füzeleri; askeri üs, liman, tesis ve birliklerin hava tehditlerinden korunması amacı ile sabit ve döner kanatlı uçaklara, seyir füzelerine, havadan karaya atılan füzelere ve insansız hava araçlarına karşı HİSAR-A 10 +km, HİSAR-O 16 +km menzil aralıklarında kullanılan hava savunma füzeleridir.
HİSAR füzeleri aile bütünlüğü içinde modüler yapıda, farklı platform entegrasyonlarına, değişen atış kontrol ve komuta kontrol altyapılarına uyumlu şekilde tasarlanmıştır.?" şeklinde bilgiler paylaşıldı
Hisar Füzelerinin fırlatıldığı sırada çekilen görüntüler yayınlandı.
Savunma Sanayii Müsteşarlığı (SSM), FNSS Savunma Sistemleri A.Ş ile "Silah Taşıyıcı Araçlar (STA) Projesi Sözleşmesi" imzaladı. Proje kapsamında KAPLAN paletli ve PARS tekerlekli tipte toplam 260 adet tanksavar sistemi tedarik edilecek.
Bu projede geliştirilen sistemlerin, tasarım, geliştirme faaliyetleri ve prototip kalifikasyon süreçleri 2018'de tamamlanacak ve takip eden 2 yıl içerisinde 260 STA Sistemi "milli ve yerli" üretimin örnekleri olarak Kara Kuvvetleri Komutanlığı envanterine girecek.
KAPLAN; muharebe ağırlığına bağlı olarak 22-25 Bg/ton güç ağırlık oranında, otomatik şanzımanlı, ana muharebe tankları ile ortak hareket yeteneğine sahip yeni nesil zırhlı muharebe aracıdır. Araç farklı alt sistemlerin entegre edilmesi suretiyle her türlü görevi yerine getirmeye olanak sağlayan platform tasarımına sahiptir.
KAPLAN, balistik malzemelerden, balistik kaynak tekniği ile birleştirilerek imal edilir. Gövde; su sızdırmaz olup, kapaklar ve tapalar su sızdırmaz contalıdır. Güç grubu kabini ile genişletilmiş sürücü bölmesi aracın ön kısmında yer alırken; nişancı ve komutan mahalleri aracın orta kısımda bulunur.
Geriye kalan arka kısımda ise personel taşıyıcı versiyonunda 8 kişilik, silah kuleli versiyonun da ise 6 kişilik personel (manga) bölümü yer alır.Sürücüye, araç içerisinden dışarıyı izleme ve çepeçevre görüş imkanı sağlayan lazer korumalı cam periskoplar mevcuttur. Sürücü için karanlıkta araç kullanımına imkan sağlayan entegre gece görüş sistemleri, kullanıcının isteği doğrultusunda temin edilebilmektedir.
PARS 4X4; İleri gözetleme, anti- tank ve komuta kontrol gibi özel maksatlı görevleri yerine getirmek üzere tasarlanmış bir araçtır. Araç tüm operasyonel gereksinimlere cevap verecek şekilde kurgulanmıştır.
PARS 4X4, 25-30 Bg/ton gücündeki araç 1.9 m’lik düşük bir siluete ve amfibi özelliğe sahiptir. 5 kişilik mürettebatı bulunan araç hiçbir hazırlık gerektirmeden derin ve akıntılı suda operasyon yapabilir.
Aracın sudaki arttırılmış manevra kabiliyeti ise, arkasında konumlandırılan iki adet su jeti ile sağlanmaktadır. Araç, suda nokta (Pivot) dönüşü yapabilmekte ve aynı zamanda arzu edildiğinde suda geri istikamete doğru hareket edebilme kabiliyetine sahiptir.
Pars, mayınlara ve el yapımı patlayıcılara karşı korumalı olan aracın gövdesi, balistik malzemeden üretilmiştir. CH-47 Chinook ağır yük helikopteri dahil her türlü askeri kargo uçağı ile taşınabilmektedir.
Mühimmat Fabrikası Müdür Yardımcısı Emin Yiğit, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 1929 yılında kurulan fabrikalarının tapa üretim, mermi üretim ve mermi dolum faaliyetlerinin yürütüldüğü imla (doldurma) üretim bölümlerinden oluştuğunu söyledi.
Fabrikada bin 71 personelin görev yaptığını belirten Yiğit, "Mühimmat fabrikası, Türk Silahlı Kuvvetlerinin, Emniyet Genel Müdürlüğünün ve Milli Savunma Bakanlığının ihraç izni verdiği yabancı silahlı kuvvetlerin ihtiyaçlarını karşılamak üzere 25 milimetreden 203 milimetreye kadar değişik çaplarda ağır silah mühimmatı üretmektedir. Tahrip kalıpları, çukur imlalı tahrip şarjları ve el bombaları da üretim kalemleri arasında yer almaktadır." diye konuştu.
Ar-Ge Müdürü İhsan Çağatay Öncel de "sığınak delen" olarak bilinen nüfuz edici bombanın yer üstü ve yer altındaki hedeflere karşı kullanılmak üzere tasarlanan, ardışık delici harp başlığı teknolojisine sahip ve Türkiye'de geliştirilen ilk beton delici mühimmat olduğunu kaydetti.
Nüfuz edici bombanın dış geometrisinin güdüm kiti arayüzleri, kütle, kütle merkezi ve eylemsizlik özelliklerinin MK-84 (2000 libre) genel maksat bombasıyla benzer olduğunu dile getiren Öncel, şunları kaydetti:
"Nüfuz edici bomba, düşük çarpma hızlarında ve açılarında dahi yüksek delme kabiliyeti, ön delici tasarımda kullanılan önceden şekillendirilmiş parçacıklarıyla ikincil hedeflere karşı yüksek etkinliği, programlanabilir ateşleme zamanları, farklı hedef tiplerine karşı kullanılabilme özellikleri ile MK-84 genel maksat bombasıyla uyumlu tüm güdüm kitleriyle kullanılabilme potansiyeline sahiptir.
Öncel, nüfuz edici bombanın hassas güdüm kiti HGK ve GBU-10-EB lazer güdüm kitiyle kullanılmaya da uyumlu olduğuna dikkati çekerek, bombanın MK-84 genel maksat bombasıyla uyumlu tüm güdüm kitleriyle kullanılabilme potansiyeline de sahip olduğunu vurguladı.
Hedef tipleri, gömülü sert hedefler; Bunlar mühimmat depoları, yer altı petro kimya depoları, sığınaklar, uçak hangarları, komuta kontrol merkezleri. Yer üstü hedefler; uçak pistleri, barajlar, köprüler, kritik binalar, alan hedefleri; radar antenleri, sahip füze bataryaları, endüstriyel tesisler ve park halindeki uçaklardır."
Nüfuz edici bombanın güçlendirilmiş betonu delme özelliğine sahip olduğuna işaret eden Öncel, şu anda F-4 ve F-16 savaş uçakları için sertifikasyonunun tamamlandığını bildirdi.
Drone Killer (mini insansız hava aracı katili), Türk mühendisleri tarafından yüzde yüz yerli ve milli olarak geliştirildi.
Drone'lar son zamanlarda yüksek erişilebilirlik ve düşük maliyetleri sebebi ile yaygın olarak kullanılmaya başlandı.
ve askerin yanı sıra, ticari, hobi hatta terörizm maksatları ile Drone’ler uçuruluyor.
Yapısal özellikleri sayesinde küçük bir alan kaplayan Drone'lar yüksek uçuş irtifaları sebebi ile tabanca ve tüfekler ile vurulması zor hedefler.
Özellikle miting, konser, stadyum ve benzeri halka açık etkinliklerde ateşli silahlarla durdurulmaları ciddi sakıncaları beraberinde getirmektedir.
Drone killer tarzı silahları dünyada sayılı ülkeler üretebiliyor. Türkiye de bu ülkeler arasında yerini aldı.
Drone Killer, Drone ile komuta kontrol arasında yüksek hızda elektronik harp teknolojisi uyguluyor.
Elektromanyetik saldırıya maruz kalan Drone'lar komuta kontrol ile bağlantıyı kaybederek etkisiz hale getiriliyor.
PKK/PYD ve DAEŞ gibi terör örgütleri, terör faaliyetlerinde droneleri sıklıkla kullanıyorlar.
Ülkemizin doğusunda ki terör operasyonlarında BTÖ'nün Drone'leri aktif bir şekilde kullandığı görülüyor.
3 YENİ MİLLİ TÜFEK ÜRETİME HAZIR! Türk mühendis ve işçisi tarafından geliştirilen ve dünyadaki emsallerinden çok daha üstün özelliklere sahip 3 farklı tip tüfeğin seri üretimi için çalışmalarda sona gelindi. Milli imkanlarla geliştirilen MPT-55 piyade tüfeği ve KNT-76 keskin nişancı tüfeğinin seri üretimine bu yıl, modern makineli tüfeğin seri üretimine ise gelecek yıl sonunda geçilmesi planlanıyor.
Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu (MKEK) Silah Fabrikası Ar-Ge Müdürü Selim İyiiş, yaptığı açıklamada, Türk Silahlı Kuvvetlerinin ihtiyaçlarının yerli kaynaklarla karşılanması hedefi doğrultusunda 3 yeni tüfek projesi üzerinde çalıştıklarını anlattı. Yeni geliştirdikleri silahlardan MPT-55 piyade tüfeğinin 5,56x45 milimetre kalibreye sahip olduğunu belirten İyiiş, şöyle konuştu:
"MPT-55 piyade tüfeğinin iki modeli var. Birinci modelimiz 'Karabin' tipi kısa modelimiz. Bu modelimizin ağırlığı 2 kilo 900 gram ve dakikada 750 atım sayısına ulaşabilmekte. Plastik şarjörü, teleskopik ayarlanabilir dipçiği mevcut. 400 metre etkili menzile sahip. Atış kabiliyeti yüksek, hafif, etkili bir piyade tüfeğidir. Özellikle meskun mahal çatışmalarında, komando birliklerinde kullanılabilecek etkili modern bir piyade tüfeğidir."
İyiiş, bu modelin uzun tipinin ise 3 kilo 200 gram ağırlığında olduğuna dikkati çekerek, "Plastik kompozit şarjörlü ve üzerine her türlü optik sistemin takılabileceği üniversal pikatini ray sistemine sahiptir. Etkili, hafif ve tutukluk yapmayan bir silahtır. Şu an tasarım ve uygulamalarını gerçekleştirdik, ürün kalifikasyonunu gerçekleştireceğiz. Bu yıl sonunda seri imalata geçmeyi hedefliyoruz" diye konuştu.
KESKİN NİŞANCI TÜFEĞİ İyiiş, diğer projelerinin ise tim, manga tipi keskin nişancı tüfeği olarak tabir ettikleri KNT-76 olduğunu anlattı. Tüfeğin 7,62x51 milimetre kalibreye sahip olduğunu dile getiren İyiiş, şunları kaydetti:
"Bu tüfeğin en büyük özelliği tek atışlı ve dağılım değeri 1,3 moa olmasıdır. En iyi değerlerimizden biri de 0,5 moadır. 0,5 moa, 100 metreden 1,5 santimetreye tekabül etmektedir. Yani 5 mermiden 4'ünü 100 metreden 1,5 santimetrenin içerisine atma kabiliyetine sahiptir. 4,6 kilogram ağırlığa sahiptir. Eşdeğerlerine göre çok daha hafif, etkili, vuruş kabiliyeti çok yüksek keskin nişancı tüfeğimizdir. Dünyadaki eşdeğerlerine göre çok daha üstün özellikleri sahiptir. Namlusu diğer sistemlere göre uzundur. 20 inç namlu boyuna sahiptir."
KNT-76'nın, üzerine her türlü optik sistemlerin takılabileceğini dile getiren İyiiş, "Kompozit şarjörü mevcuttur. Dipçiği teleskopik ve ayarlanabilir özelliklere sahip bir silahımızdır. Ürün tasarım doğrulama, kalifikasyon işlemleri tamamlandı. Milli Savunma Bakanlığı tarafından kalifiye edildi. 2016 yılında 570 adet sipariş geldi. Bunun teslimatı yapılacak" ifadelerini kullandı.
"Dünyanın en iyi alev gizleyenine sahip" Selim İyiiş, Savunma Sanayi Müsteşarlığının modern makineli tüfek projesinin de fabrikaları tarafından yürütüldüğünü söyledi. Geliştirilen makineli tüfeğin ağırlığının 8 kilogram olduğuna dikkati çeken İyiiş, silahın iki hareketli olarak tabir edilen tam mayonlu sisteme sahip olduğunu aktardı.
Bu sistemin dünyanın en az tutukluk yapan sistemi olduğunu vurgulayan İyiiş, "Modern makineli tüfek, 7,62x51 milimetre kalibreye sahiptir. Atış kabiliyeti yüksek, dakikada 750 atım gerçekleştirmektedir. Namlusu söküp takılabilir, değiştirilebilir özelliğe sahiptir. Etkili bir makineli tüfektir.
Dünyanın en iyi alev gizleyenine sahiptir. Alev gizleyenin, dünyadaki eşdeğerleriyle hızlı kamera görüntülerini karşılaştırdığımızda hepsinden daha iyi hassasiyete sahip olduğunu gördük. Şu an kritik tasarım onay aşamasındadır. Mühendislik prototipini ürettik. 2017 yılında ürünü kalifiye edip, daha sonra üretime geçmeyi planlıyoruz" ifadelerini kullandı.
GAZETE HABERTÜRK Zorlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Nazif Zorlu, Vestel Savunma tarafından tasarımı yapılan ve yüzde yüz yerli olan insansız silahlı hava aracının (İHA), mayıs ayında havalanacağını açıkladı.
Zorlu, Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) Değişim Gelişim Topluluğu’nun düzenlediği ‘Başarı hikâyesi’ isimli konferansta konuştu.
‘BEN YİNE DE SÖYLEYECEĞİM’ Ahmet Nazif Zorlu, konuşması sırasında, “Aslında bu konuyu konuşmamam lazım. Ama konuşacağım mayıs ayında insansız silahlı hava aracımızı uçuracağız. İnsansız hava aracını yapan Vestel, şimdi o aracın silahlısını da yaptı” dedi.
Zorlu, “Biz ne üretirsek üretelim, önce Türkiye için üretir, sonra ihraç etmek isteriz. Silahlı İHA’yı Vestel Savunma yaptı, ihracatını da yapar. Önce ülkemiz kullansın. Bu açıklamam yetsin” diye devam etti.
Konya'da bir yazılım firması, özellikle Doğu ve Güneydoğu’da terör örgütü PKK’ya karşı mücadele veren asker ve polisin kullanabilmesi için 'Ankerot' adını verdiği tank görünümlü uzaktan kumandalı mini insansız araç üretti.
’Ankerot’ adı verilen uzaktan kumandalı mini insansız aracın, özellikle yakın veya uzak mesafede asker ve polisin giremeyeceği noktalarda uzaktan kumanda ile kullanılabileceğini ifade edildi.
Cihazın üzerine isteğe göre her türlü askeri teçhizatın yerleştirilebileceğini de belirten Elfatek Elektronik Şirketi Yönetim Kurulu Başkanı Bahattin Düzgün, üretimlerinin ilk versiyon olduğunu ve ciddi bir çalışma sonrası bunu daha da geliştireceklerini kaydetti. Ülkeye karşı bir ahde vefa duyduklarını da dile getiren Düzgün, şöyle konuştu: "Biz bu ülkenin okullarında okuyarak bugünlere geldik. Biz de ekip olarak bu ülkeye olan Vatan ve vefa borcumuzu askerlikten sonra da ödemek istiyoruz. Önümüzdeki dönemde farklı ürünler de yapacağız. Bu bizim için bir başlangıç. Ekibimize bu noktada güveniyorum."
Analog joistikli uzaktan kumandanın Türkiye’de üretiminin olmadığını ve ilk defa kendilerinin üretmeye başladığını da ifade eden Düzgün, TÜBİTAK, KOSGEB ve Sanayi Bakanlığımızın ’tekno yatırım’ projelerinden destek alarak uzaktan kumandayı geliştirdiklerini de sözlerine ekledi. ’Ankerot’ firma tarafından Konya’daki Endüstri Zirvesi Fuarı’nı sergileniyor.
Savunma Teknolojileri ve Mühendislik AŞ (STM) tarafından geliştirilen Duvar Arkası Radarı (DAR) ve Su Altı Optik Haberleşme Teknolojisi ilk kez görücüye çıktı.
STM mühendisleri, görsel erişim ve keşif imkanının olmadığı kapalı mekanlarda bulunan insan ve canlı hedeflerin varlığını ve konumunu tespit etmek için radyo frekans dalgalarını kullanan DAR'ı geliştirdi.
STM DAR, ileri düzey radar teknolojisini kullanarak duvar, kapı gibi engellerin arkasındaki hedeflerin tespitini sağlayacak.
Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu (MKEK) tarafından üretilen milli piyade tüfeği MPT-76'ya ABD, Şili, Azerbaycan gibi ülkelerden talep olduğu bildirildi.
Geçmişte ordunun kullandığı G3 piyade tüfeğiyle ilgili yapılacak değişiklikleri Almanya'ya bildirmek zorunda olan bir ülkeden, kendi milli silahlarını üreten bir ülke konumuna gelindiğini vurgulayan MKEK Silah Fabrikası Üretim Şefi Mehmet Demirel, şunları kaydetti:
"Geçmişte patenti Almanlar'a ait G3'lerin üretimini de yaptık ama patent onlarda olduğu için tüfekte yapılacak bir değişiklikte onlara söylemek zorundaydık ancak MPT-76 bizim, yani milli üretim, patenti de bizde. Kullanıcı, bu silahla alakalı herhangi bir olumsuzluğa kapılırsa biz onu fabrikada anında değiştirebiliriz...
Kamuoyunda 'yağmurda, çamurda da atıyor mu?' diye çok sorulur. Evet bu silah, 42 aşama testi geçti. Bir piyade tüfeğinde kriter bin mermide 8 basit hata yapmasıdır, milli gururumuz olan MPT-76 binde 3 basit hata vermiştir. Bu silah yağmurda, çamurda, karda, eğimli atışlarda kimyasal testlerden geçerek eksi 40, artı 60 dereceden atış yaptı."
Milli piyade tüfeğinin patentinin Türkiye'de olması dolayısıyla ürünü dünyanın istenilen ülkesine satabileceklerini, böyle bir haklarının olduğunu vurgulayan Demirel, "MPT-76'ya aşırı derecede talep var, en büyük talep de ABD'den.
Bunun yanında Azerbaycan gibi ordusunu bununla donatmak isteyen birçok ülke var, Şili de bunlardan biri. Tabii ki bizim kuruluş felsefemiz, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün bize vermiş olduğu felsefe, TSK'nın gerekli olan silah ihtiyacını karşılamaktır. Birinci önceliğimiz her zaman TSK'dır." diye konuştu.
KORAL ASELSAN tarafından özgün olarak geliştirilen, hedef ülke radarların karıştırılıp aldatılmasını ve iş yapamaz hale getirilmesini sağlayan "KORAL" Mobil Elektronik Harp Sistemi, Hava Kuvvetleri Komutanlığına teslim edildi.
KORAL, kabul muayeneleri esnasında binden fazla test aşamasından geçerek performansını kanıtladı. Ülke savunmasında önemli bir görev üstlenen bu ürünün geliştirilmesi için ASELSAN ile birlikte 50'ye yakın yerli alt yüklenici çalıştı.
KORAL Mobil Elektronik Harp Sistemi, askeri taktik araçlara entegre edilen ve geniş bir frekans bandında çalışan Elektronik Destek Sistemi (KORAL ED) ile Elektronik Taarruz Sistemi'nden (KORAL ET) oluşuyor.
KORAL ED Sistemi radar yayınları için tespit, teşhis, yön bulma fonksiyonlarını yerine getirirken, KORAL ET Sistemi hedef radarların karıştırılıp aldatılmasını ve iş yapamaz hale getirilmesini sağlıyor. Bu nitelikleriyle KORAL Sistemi hedef ülkelerin hava savunma KORAL Mobil Elektronik Harp Sistemi için 2013'ten bu yana yürütülen yoğun sistem doğrulama ve sistem test süreci ile sistem test sürecinin son aşamasında gerçekleştirilen modern ve karmaşık yapıdaki radar sistemlerine uygulanan elektronik taarruz denemelerinden alınan olumlu sonuçlar sisteme olan güveni artırıyor.
KORAL Mobil Elektronik Harp Sistemi için 2013'ten bu yana yürütülen yoğun sistem doğrulama ve sistem test süreci ile sistem test sürecinin son aşamasında gerçekleştirilen modern ve karmaşık yapıdaki radar sistemlerine uygulanan elektronik taarruz denemelerinden alınan olumlu sonuçlar sisteme olan güveni artırıyor.
Sistem birimlerinde kullanılan, geleceğin savunma teknolojisi olarak değerlendirilen aktif elektronik taramalı birimler ile aynı anda çoklu hedefe karşı etkin olarak elektronik taarruz uygulanabiliyor.
Aktif elektronik taramalı birimler konusunda projede edinilen teknolojik birikim diğer birçok radar ve elektronik harp sistemlerinde de kullanılabilecek. Dünyada sayılı ülkede var olan bu teknoloji ülkemizin elektronik harp sektöründe geldiği aşamaya göstermesi bakımından da büyük öneme sahip bulunuyor.
ONDAN KAÇMAK İMKANSIZ! Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) hedef istihbaratına yönelik uydu görüntüsü ihtiyacını karşılayacak olan Göktürk-1 Uydusu, çevresel testler ile yer kesimine ilişkin yazılım ve donanım birimlerinin entegrasyon faaliyetleriyle göreve hazırlanıyor.
Görev ömrünün 7 yıl olduğu Göktürk-1 Uydusu'nun 2016 sonunda Fransız Guyanası'ndan fırlatılması planlanıyor.
Göktürk-1 Uydusu ile coğrafi kısıtlama olmaksızın dünya üzerinde herhangi bir bölgeden yüksek çözünürlüklü görüntü elde edilebilecek.
Projeyle, askeri kullanım yanında orman alanlarının kontrolü, kaçak yapılaşmanın takibi, doğal afet sonrası en kısa sürede hasar tespiti, ürün rekolte tespiti, coğrafi harita verilerinin üretilmesi gibi pek çok sivil faaliyet alanında da görüntü ihtiyacını karşılayacak bir uydu sistemi tedarik edilmiş olacak.
KUNDUZ - AZMİM Türk ordusunun amfibik zırhlı aracı Kunduz-Azmim, hem karada hem de suda görev yapabiliyor.
FNSS tarafından üretilen zırhlı istihkam aracı, savaş sırasında en kritik bölgelerde dahi görev alabiliyor.
Aracın üzerinde; termal kamera, sis havanları, 2 adet su jeti, iklimlendirme ve KBRN Sistemi, Balast boşaltma sistemi, dozer bıçağı yer alıyor.
2 personelin kullandığı araç; karada saatte 45, su da ise 8.6 kilometre hız yapabiliyor. Azami 400 kilometre yol yapabilen zırhlı araç, nokta dönüşü de yapabiliyor.
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin envanterinde 12 adet Kunduz-Azmim bulunuyor.
TGC ANADOLU Tasarımı tamamlanan ilk milli fırkateyn ‘TCG İstanbul’un ardından Deniz Kuvvetleri Komutanlığı adına ve Savunma Sanayi Müsteşarlığı tarafından İstanbul’daki Sedef Tersanesi’nde yaptırılan Türkiye’nin en büyük ve donanımlı savaş gemisinin ismi ve borda numarası belli oldu.
225 metre uzunluğunda tasarlanan TCG Anadolu, pek çok açıdan ilkleri barındıracak. Savaş helikopterleri ve savaş uçakları için yeniden dizayn edilen pisti, 12 derecelik eğimle daha elverişli hale getirildi. Böylece gemiye F35B sınıfı, 5. Nesil av ve bombardıman uçakları da inebilecek.
8 gelişmiş savaş helikopterini taşıyabilecek gemi, Ege, Karadeniz ve Akdeniz harekat alanlarında ve gerektiğinde Hint Okyanusu ve Atlantik Okyanusu’nda kullanılabilecek.
700 kişilik amfibi gücünün yanısıra toplamda bin 400 kişinin aynı anda bulunabileeği gemi, 8 deniz çıkarma aracını taşıyabiliyor.
TCG Anadolu bünyesinde, ameliyathane, diş tedavi üniteleri ve yoğun bakım ile enfeksiyon odalarınan da bulunduğu en az 30 yatak kapasiteli askeri Hastane de barındıracak.
KORKUT Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nın alçak ve orta irtifa hava savunma ihtiyaçlarını karşılamak üzere geliştirme çalışmalarına Aselsan tarafından 2010’da geliştirilmeye başlanan ‘Kundağı Motorlu Hava Savunma Sistemi KORKUT’ geliştirme aşamasının son noktası olan atışlı testleri de başarıyla tamamladı.
Yapılan testlerde KORKUT AİC katapulttan atılan hedef uçağı ASELSAN’ın geliştirdiği yerli radar sistemiyle tespit edip, başarılı bir şekilde vurarak düşürdü. KORKUT test atışlarında sabit hedefleri de başarıyla vurdu.
ATEŞ gücü MKE tarafından üretilen iki adet 35 mm’lik toptan oluşan ve hareket halinde atış yapabilen KORKUT, dakikada 1100 mermi atıyor. Ayrıca havada parçalanan 35 mm parçacıklı mühimmat da kullanılabiliyor. Menzili ise 4 kilometre.
KORKUT, 3 Silah Sistemi Aracı (SSA) ve 1 Komuta Kontrol Aracı’ndan (KKA) oluşan takımlar halinde görev yapacak. İlk etapta toplam 42 Silah Sistem Aracı [SSA] ile 14 Komuta Kontrol Aracı Aselsan’dan 2016 yılında tedarik edilecek.
OTOKAR ARMA Yüksek taktik ve teknik özelliklere sahip yeni nesil çok tekerlekli modüler bir araç olan ARMA; üstün hareket kabiliyeti, yüksek mayın ve balistik koruma ile orta ve yüksek kalibre silah sistemi entegrasyon opsiyonlarına sahip. Arma, en zorlu arazi koşullarında bile hizmet verebilmekte.
KİRPİ Adını korunması yönüyle Kirpiden alan bu araç BMC tarafından üretilmekte. Tasarım ve üretim amacı mayına karşı dayanıklı zırhlı personel taşıyıcı olan kirpinin başlıca kullanıcısı Türk Silahlı Kuvvetleridir.
BMC tarafından tasarlanıp üretilen kirpi en dayanıklı anti mayın araçlarından biri.
TULPAR Tulpar, A400M ile taşınabilirlik, modüler koruma yapısı, elektronik alt yapı ve düşük siluet gibi teknik ve taktik özellikleri ile geleceğin zırhlı muharebe aracı. Geniş iç hacmi, yüksek taşıma kapasitesi ve esnek mimarisi ile gelecekte ortaya çıkabilecek zırh ve görev donanımı ihtiyaçlarına cevap verebilecek genişleme kapasitesine sahip.
URAL Otokar firmasının ürettiği bir diğer zırhlı personel taşıyıcı ise Otokal Ural.
Tamamı zırh sacından üretilmiş personel kabini ile farklı tehditlere karşı sağladığı üst seviye personel korumasına ilave olarak; geniş iç hacmi ve koltuk ara mesafeleri, ergonomik tam boy koltukları, süspansiyonu ve sınıfındaki en büyük lastik ebadı sayesinde personel konforunu da en üst seviyede tutuyor.
OTOKAR COBRA Otokar Cobra, Otokar firması tarafından 1997 yılında üretimine başlanan bir zırhlı personel taşıyıcı aracı. Azami 110 km hıza çıkabilen araçta bir adet 1 × 7.62 mm veya 12.7 mm makineli tüfek bulmakta.
9 personel taşıma kapasiteli lastik tekerlekli 4x4 Cobra Zırhlı Aracın amfibik versiyonu da bulunmakta. Kazakistan Silahlı Kuvvetleri ihtiyacı için Otokar şirketi Kazakistan Engineering şirketi ile 2011 yılında yapılan anlaşma doğrultusunda ortak lisanslı üretim yapılmakta.
OTOKAR COBRA 2 Otokar 2013 yılında, Zırhlı Personel Taşıyıcısı Cobra'nın yeni versiyonu olan Cobra 2'yi tanıttı. Mayına dayanıklı olan ve aynı zamanda yüzebilen ender ürünlerden COBRA 2'de aracın iç hacmi ve koruması ilkine oranla arttırıldı.
Cobra 2, Üstün hareket kabiliyeti ve 9 personel taşıma kapasitesinin yanında personele sağladığı yüksek koruma, ateş gücü ve görev ekipmanları ile askeri uygulamalar için ideal. Cobra 2, en zorlu arazi ve iklim koşullarında üstün performans sağlar.
ATILGAN Atılgan; Kaideye Monteli Stinger (KMS) projesi için üretilen M113 zırhlı personel taşıyıcısını alt platform olarak kullanan, kızılötesi (ısı) güdümlü FIM-92G Stinger füzesini ana silah olarak kullanan ve öz savunması için bir adet 12,7 mm çaplı makinalı tüfek kullanan alçak irtifa hava savunma sistemi.
Platform 4 veya 8 stinger füzesi taşıyabilmektedir. Tüm özellikleri bilgisayar veya operatör tarafından kontrol edilebilir.
ZIPKIN Zıpkın; ASELSAN tarafından milli imkânlarla üretilen, temel silah olarak atışa hazır 4 adet FIM-92 Stinger füzesini kullanan, çeşitli algılayıcılar ile donatılmış ve tüm fonksiyonları bilgisayar tarafından denetlenen bir Alçak İrtifa Hava Savunma Sistemi.
UMTAS FÜZE UMTAS, (Uzun Menzilli Tanksavar Sistemi), Türkiye'nin savunma sanayii firmalarından Roketsan'ın geliştirdiği bir tanksavar füze sistemi. 8 kilometre menzile kadar etkili atış yapabilen UMTAS, ateşle ve unut sistemini kullanmakta.
SOM FÜZESİ Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yeni gözbebeklerinden SOM (Satha Atılan Orta Menzilli Mühimmat) yeni füze projeleri kapsamında TSK'nın göz bebeklerinden biri. Karada, havada ve denizde her türlü hedefi vurabilen füzenin menzili 250 km.
Tübitak ve Roketsan tarafından üretilen füze Türk Hava Kuvvetleri'ndeki F-16'ların yanı sıra Lockeed Martin tarafından üretilen F-35'lere de monte edilebilecek.
CİRİT FÜZESİ İlk "Milli" füze sistemi olan ve Türk Silahlı Kuvvetleri envanterine giren "Cirit" kendi sınıfında en uzun menzile (8 km) sahip. Cirit füzesinin, başarılı performansı ile birçok ülkenin dikkatini çektiği, 2012 içinde ilk ihracatının yapılmasının öngörüldüğü ifade ediliyor. Taarruz helikopterleri için geliştirilen ve Cirit füzesinin ATAK helikopterine de entegre edildi.
TCG BÜYÜKADA TCG Büyükada (F-512)'nin inşaatı 2011'de tamamlandı. MİLGEM Projesi ile TCG Heybeliada (F-511)'dan sonra yapılan gemi. TCG Büyükada'nın da, TCG Heybeliada gibi radardaki izi düşük.
MİLGEM çalışmaları çerçevesinde üretilen iki korvetten TCG Büyükada, üstün donanımı, radarlara yakalanmama özelliği ve nitelikli savaş harekat merkeziyle adeta Türk Deniz Kuvvetlerinin gücünü yansıtıyor.
TCG HEYBELİADA TCG Heybeliada (F-511), Türk Deniz Kuvvetleri'ne yerli üretim gemi sağlanmasını amaçlayan MİLGEM Projesi dahilinde inşa edilen ilk Türk savaş gemisi. Deniz Kuvvetleri Günü ve Preveze Deniz Muharebesi'nin 473. yıl dönümü olan 27 Eylül 2011 tarihinde, Pendik'te bulunan İstanbul Tersanesi Komutanlığı'nda yapılan törenle hizmete girdi.
Gemi, keşif, karakol, arama-kurtarma, denizaltı savunma harbi, denizde terörist etkinliklerin takibi ve önlenmesi, kıyı kontrol ve koruması görevlerinde kullanılabilmektedir. Ada sınıfı korvet olan TCG Heybeliada'nın radar kesit alanı, akustik izi ve sualtı gürültüsü düşük olması nedeniyle hayalet gemi olarak adlandırılmaktadır.
GÖKTÜRK - 2 Çin'den fırlatılan yerli üretim Göktürk-2 uydusu yaklaşık 200 kilogram ağırlığında ve bir metreküp hacminde. Göktürk 2 uydusu, 2,5 metre çözünürlükte görüntü topluyor. Yerden 686 kilometre yükseklikte yörüngeye giren uydu her 93 dakikada dünyanın çevresinde bir tur atıyor.
RASAT UYDUSU Rasat fırlatıldığı 17 Ağustos 2012 tarihinden bu yana görevini başarılı bir şekilde sürdürüyor. Yüksek çözünürlüklü optik görüntüleme sistemine ve Türk mühendislerce tasarlanıp geliştirilen yeni modüllere sahip olan RASAT, Türkiye’de tasarlanıp üretilen ilk yer gözlem uydusu. 10 milyon dolara mal oldu.
TÜBİTAK MARMARA Türkiye'de yapılan ilk araştırma gemisi TÜBİTAK Marmara, dün düzenlenen törenle denize indirildi. 13.8 milyon TL'ye mal olan 41 metre uzunluğunda ve 9.5 metre genişliğindeki gemi, sualtı canlılığı ve deniz kirliliği araştırmalarının yanı sıra gerekli donanımların eklenmesiyle petrol ve sismik araştırmalar da yapabilecek.