MEB Önünde Seçmeli Ders Protestosu! Özel Güvenlik Görevlileri Saldırısı İddiası!

MEB Önünde Seçmeli Ders Protestosu! Özel Güvenlik Görevlileri Saldırısı İddiası!

Eğitim-İş olarak, seçmeli derslerle ilgili öğrenci ve velilere yapılan dayatmayı Milli Eğitim Bakanlığı önünde protesto ettik.

Eğitim-İş olarak, seçmeli derslerle ilgili öğrenci ve velilere yapılan dayatmayı Milli Eğitim Bakanlığı önünde protesto ettik.  

Merkez Yönetim Kurulu Üyelerimiz ile Konfederasyonumuz Birleşik Kamu-İş Yönetim Kurulu Üyelerinin katılımıyla Milli Eğitim Bakanlığı önünde gerçekleştirilen eylemde, “Dayatmaya Hayır! Seçmeli Dersini Sen Seç” pankartı açıldı ve “Laik, bilimsel, demokratik eğitim” “İş, emek, direniş, Eğitim-İş”, “Parasız eğitim, parasız sağlık” sloganları atıldı.

Genel Başkanımız Orhan Yıldırım tarafından burada yapılan açıklama şöyle:  

“Bugün burada eğitimi dinselleştirme faaliyetlerini afet var, salgın var demeden sürdürenlerin, bu kez gözünü seçmeli derslere çevirmesi nedeniyle toplandık.

Bilindiği üzere 4-11 arası tüm sınıflarda okuyan öğrencilerin alacağı derslerin 4-22 Ocak tarihleri arasında belirlenmesi gerekmektedir. Sendikamızın ulaştığı MEB'in iç yazışmaları ise öğrencilere pozitif bilimlerle/sanatla/sporla/yabancı dillerle ilgili dersleri seçtirmeyip dini içerikli derslerin dayatılacağını ortaya koymuştur.

İl Milli Eğitim Müdürlüklerinden İlçe Milli Eğitim Müdürlüklerine gönderilen talimatta dini içerikli derslerin seçilmesi için ilçe müdürlerine büyük rol düştüğünün altı çizilmektedir. İlçe Milli Eğitim Müdürlerinin de bu talimatı görev kabul edip, okul müdürlerine seçmeli derslerde nasıl dayatma yapacaklarına dair sunum hazırlamış olduğu da sendikamızın eline geçen belgelerden anlaşılmaktadır.

Yani daha önceki senelerden de bildiğimiz, kamuoyuna ifşa ederek ve yargıya taşıyarak mücadele ettiğimiz bu yönetmeliğe aykırı uygulama için belli ki bu yıl daha çok uğraşılmaktadır. Talimatnamelerde bu derslerin öğrencilere zorla dayatıldıktan sonra ilgili STK'ların da sürece katılmasının sağlanması gerektiğine dair not düşülmesi de, dernek/vakıf maskesi takmış tarikatların eğitime yine arka bahçeden sokulmaya çalışıldığının göstergesidir.

Belli ki dayatılan derslerden başka dersleri almayı talep edecek çocuklarımıza yine "bu dersi verecek öğretmen yok" yalanı, tozlu raflardan çıkarılıp hazırda bekletilmektedir. Bilinsin ki biz bu oyunu daha önce izledik ve mücadelemizle bu oyunu bozduk! Aynı oyunun sahnelenmesine izin vermeyeceğiz!

Daha önce de anlattığımız üzere seçmeli derslerdeki bu dayatma, zincirleme bir mağduriyet, büyüyen bir tahribat yaratmaktadır:

* Birçok öğrenci okul yönetimiyle ters düşmemek için bu dayatmalara boyun eğmek zorunda kalmaktadır. Öğrencilerimiz kendilerine hayati derecede fayda sağlayacak dersleri alamamaktadır.

* Velilere sadece müşteri gözüyle bakan zihniyet, seçmeli derslerin belirlenme sürecinde de velileri ekarte etmektedir.

* Normalde okulların önünden bile geçmesine izin verilmemesi gereken, sicilleri ağza alınmayacak suçlarla kabarmış, Cumhuriyet alerjisi, söylemlerinden taşan yobaz topluluklar, STK adı altında okullara enjekte edilmektedir.

* Bu dayatmalar, okullardaki norm dengesini alt üst ederek eğitim emekçilerini de mağdur etmektedir. Örneğin sınıfları 50 kişilik koca liselerde ancak 1 tane fizik, kimya ya da biyoloji öğretmeni istihdam edilirken, bu dayatmalar sonucunda onlarca din dersi öğretmeni bulunmaktadır. Bu haksız durum, başka branşlardan mezun öğretmenlerimizi de haklı bir tedirginliğe sürüklemektedir. Oysa ki artan ders sayısı, Din Kültürü Ahlak Bilgisi öğretmenlerinin yönetici yapılmasına bağlı olarak din içerikli dersleri verecek öğretmen bulunamamakta, din görevlerinin derslere girmesi sağlanmaktadır.

Sendika olarak bu hukuksuz talimatlara ilk ulaştığımız andan itibaren gösterdiğimiz yüksek tepkiyle, Bornova İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü'ne geri adım attırmış bulunmaktayız. Şimdi sıra tüm Türkiye'de!

Eğitim-İş olarak uyarıyoruz: Çocukların zihinsel yönelim ve becerilerine göre bir eğitimden geçmelerini sağlayacak sistem" lafını dilinden düşürmeyen Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, başında oturduğu Bakanlıkta kendi söylemiyle bu kadar çelişen bir uygulamanın nasıl olduğunu kamuoyuna açıklamalıdır. Eğer konuşmalarındaki "çağdaşlık" vurgusu "takiyye" değilse, derhal harekete geçmeli, seçmeli dersleri tüm okulları imam hatipleştirmenin bir aracı olarak kullanmaya çalışan bu yöneticilere yönelik idari soruşturma başlatmalıdır.

Altını çiziyoruz: Seçmeli dersi belirleme süreci, velinin bilgisi dahilinde, öğrenci tarafından yapılır. Buradaki asıl amaç, öğrencinin kendini keşfetmesi, kendisinin ilgili ve yetenekli olduğu alanda donanımlı hale gelmesidir.

Konunun Türkiye'nin her ilinde takipçisi olduğumuzu, dayatmanın devreye sokulduğu her yerde mücadele edip, hukuki yollara başvuracağımızı ilan ediyoruz.”

Açıklamanın ardından, pankartımızı Bakanlık önüne asma girişimimizin özel güvenlik görevlileri tarafından engellenmek istenmesiyle arbede yaşandı.

Genel Başkanımız Orhan Yıldırım, “Burası Milli Eğitim Bakanlığı ve biz de bu Bakanlığın emekçileriyiz! Yasal hakkımızı gasp edemezsiniz” diyerek tepki gösterirken, pankartın asılmasına izin verilmemiştir.

Kaleminden başka hiçbir şeyi olmayan öğretmenler, bağlı oldukları Bakanlık önünde, eğittikleri çocukların yaşındaki özel güvenlik görevlilerinin saldırısına maruz kalmıştır.

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.