Küçük Osman'a travma mı yaşatıyoruz?

Küçük Osman'a travma mı yaşatıyoruz?

Küçük yaşlarına rağmen sevimli bakışları, yürek burkan hıçkırıkları ya da çok içten gelen gülümsemeleriyle milyonlarca insanı ekrana kilitliyorlar. Onlar dizilerin, filmlerin çocuk oyuncuları. Peki bu çocukların böyle sahnelerde oynamaları ne kadar doğru?

Pedagog Sevil Yavuz Gümüş çocukluk döneminin çok hassas ve önemli olduğunu, bu dönemdeki ihmallerin, istismarların telafisinin neredeyse imkânsız olduğunu söylüyor ve yaşanan travmanın etkilerinin çeşitli terapilerle ve gerekirse ilaç desteğiyle azaltılabileceğini vurguluyor. Oyuncu çocuklara, bu yaştaki çocukların kaldıramayacağı heyecanın yaşatıldığını ve gizliden gizliye psikolojik baskı uygulandığını söyleyen Gümüş, küçük oyuncuların daha çocukluklarını yaşamadan bir yetişkin gibi davranmalarının beklendiğini belirtiyor.

Çocuklar istismar mı ediliyor?

S.G: Bütün bu uygulamalar çocukların psikolojisini olumsuz etkilemektedir. Çocuk istismarı sadece çocukların cinsel ve fiziksel olarak istismar edilmesi değil, çocukların bir çıkar elde etmek için kullanılarak ruh sağlıklarının bozulması ve ihmal edilmesi de bir istismar çeşididir. Kısacası bu yaştaki çocukların dizide böyle ağır rollerde oynaması çocuk istismarı örneğidir.

Çocuklar dizilerde başrol oynamakta ve düzenli olarak çalışmaktadırlar. Çocukların figüran oyuncu olarak birkaç defa, yaşına uygun doğal sahnelerde oynamasının bir sakıncası yoktur. Fakat düzenli olarak çocuğun dizilerde kendi yaşına uygun olmayan sahnelerde oynaması çocuğun psikolojik gelişimi açısından çok sakıncalıdır.

Çocuklar yaşlarına uygun olmayan set ortamında bulunmak zorunda kalıyorlar. Sette çalışanlar argo konuşuyor, birbirlerine bağırıyor, sigara içiyor olabilir. Bu, çocuklara olumsuz model olur ve aynı zamanda aynı iş stresini çocukta yaşar.

Bunun yanı sıra çocuğun role hazırlanması, çekimlerin defalarca tekrarlanması çocuktan beklenmeyecek bir enerji, zaman ve emek ister. Çocuk uyuyup dinleneceği, oyun oynayacağı, gelişimini artıracak aktivitelere katılacağı zamanı, rollerinin provası ve çekimlerine ayırır. Uyku ve beslenme düzeni değişir, okulundan kalabilir.

Bunlar sadece çocuğun dizide düzenli bir rolle oynamasının sakıncaları. Rolünün içeriğine göre sakıncalar ikiye katlanıyor. Eğer çocuğun oynayacağı rol aile içi şiddeti içeriyorsa bu çocuğun her rolünde tekrar tekrar travma yaşamasına neden olur.

Güncel örnek

Pedagog Sevil Yavuz Gümüş , ''Öyle Bir Geçer Zaman ki'' adlı dizide ''Osman'' karakterini canlandıran 5,5 yaşındaki Emir Berke Zincidi'yi güncel örnek olarak veriyor. Emir, bu dizide karışık ve trajik bir aile hikâyesinin oyuncusu.

Gümüş şöyle devam ediyor: “Ailenin sorunları o kadar ağır ki çocuğun buna anlam vermesi çok zor. Ne kadar dizi setinde pedagog da bulunsa, çocuk setteki kaosa maruz kalıyor. Dizi yetkilileri çekimlerin ayrı yapıldığını açıklamış. Bu bana pek gerçekçi gelmediği gibi, öyle de olsa çocuk hüngür hüngür ağlatılıyor, çığlık attırılıyor ve setteki karmaşayı gözlüyor. İster istemez çocuk sette olumsuz şeyleri gözleyecektir. Ayrıca çocuk kendini dizide izlediğinde kafası daha da karışacaktır.

Çocuklar gerçekle rolleri birbirinden ayırt edemez. Küçücük bir çocuğun o kadar içtenlikle ağlaması nasıl sağlanıyor, bu tartışılır. Bu yaştaki bir çocuğun böyle bir rolle oynayıp da olumsuz etkilenmesini, travma yaşamasını hiçbir şey önleyemez, sette pedagogumuz var demek çocuğun travma yaşamasına engel olmaz.''

Travmalar sonucunda çocuklarda oluşabilecek sorunlar nelerdir?

S.G: Bu tarz travmatik roller bir çocukta, travma nasıl etkilere sahipse aynı etkiye sahiptir. Çocuklar yalandan travma yaşamazlar. Travmanın etkileri çok erken de gözlenebilir, birkaç yıl sonra da ortaya çıkabilir. Her şey yolunda gibi giderken, birkaç yıl sonra davranış ve psikolojik sorunlar patlak vermeye başlar. Örneğin altını ıslatma, kabuslar görme, yeme ve uyku düzensizlikleri, dalıp gitmeler, duygulanım bozuklukları, depresyon, içine kapanma, gelişimsel gerilik, obsesyon, post travmatik stres bozuklukları, fobiler, iletişim problemleri gibi bir çok sorun travma sonrası görülmektedir. Yetişkinlikte de kişilik bozuklukları, madde ve alkol bağımlılığı, kaygı bozuklukları, depresif duygu durumu, cinsel bozukluklar gibi birçok sorunlar ortaya çıkabilir.

Arkadaşları tarafından olumlu olumsuz tepki görebilirler. Bir çocuğun sahip olacağından daha fazla harçlığı olacak ve çok harcamalar yapacaktır. Bu, arkadaşları arasındaki farkın açılmasına neden olacak ve çocuklar sahip oldukları paradan dolayı ailesine karşı gelme, arkadaşlarını küçümseme davranışları ortaya çıkabilir. Ayrıca bu geçici şöhret ve parayı kaybettiklerinde depresyona girebilir, arkadaşları tarafından dışlanabilir.

Toplum olarak çocukların ekranlarda istismar edilmesini önlemek için neler yapmalıyız?

Sevil Yavuz Gümüş çocukların çekimlerde yetişkinlerden farksız çalıştırıldıklarını, bu durumun suç olduğunu ve bizlerin de bu suça ortak olduğumuzu söylüyor. Ankara Barosu Çocuk Hakları Merkezi'nin bu konuya duyarlı yaklaşarak çocuk ihmal ve istismarını kanuni bir suç olarak gösterdiğini belirten Gümüş, ''Bu programları izlemeye devam ettikçe kanuni yaptırımların uygulanmasını beklemek zorundayız. Oysa toplum olarak çocukların TV'de istismar edilmesini önlemek için yapabileceğimiz birçok şey var'' diyor ve yapabileceklerimizi sıralıyor:

-Ünlü firmalar çocukların istismar edildiği ve ticari çıkar için kullanıldığı programlarda ürün reklamlarının yayınlanmasına izin vermemelidir.

-Toplum olarak bu tür programları izleyerek reytinglerini artırmamalı ve bu programları yayınlayan yapımcı firmaya ve kanala şikâyetlerimizi belirtmeliyiz.

-Aileler çocukların psikolojilerini olumsuz etkileyecek programlarla çocukların katılmasına ve istismar edilmesine izin vermemeli ve çocuklarının haklarını korumalıdırlar.

-Bu programlara çocuklarının katılmasına izin veren aileler ve çocukları istismar eden programın yapımcı şirketine ve programı yayınlayan kanala caydırıcı cezalar verilmelidir.

-RTÜK çocukların katıldığı programların yayınlanmasına izin vermeden önce bir pedagogdan destek almalı ve çocukların ruh ve benden sağlığı açısından sakıncalı bulunan programların yayınlanmasına izin verilmemelidir.

-RTÜK çocukların katıldığı programlara, çocukların istismar edilme ihtimaline karşı program sürecince çocuğa bir pedagogun eşlik etmesini zorunlu tutmalıdır.

-RTÜK çocuk programlarını yakın takibe almalı, her program RTÜK'ün bünyesinde çalışan pedagoglar tarafından incelenmeli ve istismar durumunda program yayından kaldırılmalıdır.

-Ülkemizde dizilerin resmi bir denetim merkezi olmalı ve çocuk oyuncuların rollerin içeriği pedagogların, çocuk psikiyatristlerinin toplandığı bir kurul tarafından değerlendirilmeli. Eğer o yaş çocuğu için bir rol sakıncalı bulunursa bu duruma engel olunmalıdır. İzin verilen roller ise hangi şartlar altında nasıl bir ortamda çekilebileceği konusunda rehberlik edilmeli ve bu kuruldan bir üyenin denetimi eşliğinde çekilmeli.
cnntürk

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.