Kriz bitti ama...

Kriz bitti ama...

Piyasalarda iklim değişti. Durmuş Yılmaz tünelin ucundaki ışığın 'üzerimize gelen trenin farları' olmadığını açıkladı.

Merkez Başkanı Durmuş Yılmaz'ın 'Kriz bitti' açıklamasına Güler Sabancı da destek verdi. Büyüme rakamlarının da memnuniyet verici olduğunu söyleyen Sabancı, 'Yine de temkinli olmak gerekli' dedi

Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı, referandum sürecinden hükümet-Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) gerginliğine, ekonomik göstergelerden uzun vadeli planlara kadar birçok konuda önemli açıklamalarda bulundu. Sabancı, Türkiye'nin küresel krizin etkilerini atlattığına işaret ederek, ''Krizi geçtiğimize inanıyorum'' diye konuştu. Son açıklanan büyüme rakamlarının memnuniyet verici olduğunu, işsizlikte gerileme görüldüğünü ancak işsizliğin halen bir sorun olduğunu ifade eden Sabancı, temkinli olunması gerektiğine dikkati çekti. Sabancı, şöyle devam etti: 'Dış yatırımcılar 'gelişmekte olan ülkeler içinde iki tane parlayan yıldız var' diyorlar. Biri Brezilya, biri Türkiye. Hakikaten yatırımcılar ülkemize güveniyorlar. Bu durum, bizim için de çok memnuniyet verici. Zaten biz Sabancı Grubu olarak ülkemize güveniyoruz, yatırımlarımıza devam ediyoruz. Ama dış dünyada da böyle bir güven olduğunu hissetmemiz ayrıca bizi memnun ediyor.''

CARİ AÇIKTA RİSK YOK
Sabancı, cari açığın şu anda bir risk gibi görünmediğini belirterek, şöyle devam etti: ''Şu anda dünya likit, Türkiye likit. Bankalarımız güçlü, finans piyasalarımız güçlü, faizlerimiz düşüyor, enflasyon kontrol altında görünüyor. Merkez Bankası '3 yıl faiz artışı beklemeyin' diyor. Bankalarımızın son dönemde 3 yıl, 5 yıl Türk Lirası yatırım kredisi, borçlanma imkanı var. Dolayısıyla genel piyasalarımız iyi gidiyor ama temkinli olmakta fayda var. Çünkü dünyada ve büyük ekonomilerde bu sorunlar çözülmedi.'' Mali kurala ilişkin soru üzerine de Sabancı, şu anda mali disiplinin iyi gittiğini ifade ederek, iş dünyasının uzun vadeli planları, hedefleri sevdiğini söyledi.

2011'DE SÜRPRİZ OLMAZ
PİYASALARIN referandum sonuçlarını olumlu karşıladığını ifade eden Sabancı, genel seçimler için de şunları söyledi: ''Referandum sonuçlarından sonra, piyasalar 2011 genel seçimleri ile ilgili sürpriz beklemiyorlar. Piyasalar bunu satın aldılar deniliyor'' diye konuştu.

Herkes işini yaparsa amalara takılmayız
MEHMET BÜYÜKEKŞİ (TİM Başkanı): Biz Türkiye İhracatçılar Meclisi olarak Merkez Bankası (MB) Başkanı Durmuş Yılmaz'ın söylediklerine katılmıyoruz. Türkiye'nin krizden çıktığını biz aylar önce açıklamıştık. Başkanın sözünü ettiği riskler konusunda da aynı görüşte değiliz. Belirli riskler var ancak Türkiye'de herkes görevini yerine getirirse bu riskler ortadan kalkar. Hükümetin yıl sonu ihracat beklentisi 107.5, bizim ise 111 milyar dolar. Bu rakama da ulaşacağımızı düşünüyoruz ancak daha önce de belirttiğim gibi bu bir takım oyunu. Bizim derdimiz kur, MB Başkanı 'döviz rezervimiz 100 milyar doların üzerine çıktığında da kur değişmeyebilir' diyor. Biz de 'önce çıksın sonra karar veririz' önerisinde bulunuyoruz. MB'nin 30-40 milyon dolarlık ihalelerden vazgeçmesi gerekiyor. 700 milyar dolarlık ihracatı olan Japonya Merkez Bankası bunu yapıyorsa bizimkiler de yapmalı. Ama olumlu adımlar da yok değil; Sayın Durmuş'la buluşmamızdan önce çok küçük bir oranda da olsa faiz indirimi yapıldı, talebimiz bu indirimin sürmesi...Biz de bu arada boş durmuyoruz tabii... Katma değerli ürünlere yöneliyoruz, yeni pazarlar buluyoruz. Ar-Ge ve Ür-Ge çalışmalarımızı hızlandırıyoruz. Kısaca üzerimize düşeni yapıyoruz. Elbette MB çalışanlarına işlerini öğretme gibi bir durum elbette yok, hepsi konusunun uzmanı ancak Para Kurulu toplanmadan önce içinde farklı kesimlerin de yer aldığı istişare kurulu sisteminin devreye sokulması gerektiğini düşünüyoruz. Bu gereklilikler yerine getirildiği zaman Türkiye, hiç bir 'ama'ya takılmadan büyümesini sürdürecektir.

Büyüme önemli ama bundan toplumun tamamı yararlanmalı
ÜMİT BOYNER (TÜSİAD BAŞKANI): Büyüme rakamlarının beklenenin üstünde gelmesi sevindirici. TÜSİAD olarak yüzde 5 civarında öngördüğümüz 2010 büyüme tahminimizi yüzde 7'ye revize ettik. Bununla birlikte, sürdürülebilir büyüme için bir politika çıpası niteliğindeki Orta Vadeli Program'ın disiplin içinde yürütülmesi ve artan ithalat talebine bağlı olarak cari işlemler açığı ve finansmanın kompozisyonuna ilişkin kırılganlıkların dikkatle izlenmesi gerekiyor. Dünya geneline baktığımızda çıkış yavaş. Ancak ikinci büyük bir dip konusunda ihtiyatlı olmakla beraber kötümser değiliz. Ayrıca Türkiye'nin kırılganlıklarının da önemli ölçüde azaldığını düşünüyoruz. Bu dönemi makro dengelerimizi gözeterek, Türkiye'nin rekabetçi gücünü artırarak mikro reformlara eğilmek için ideal bir zaman olduğunu düşünüyoruz. Bir başka nokta, büyümeden toplumun tümünün yararlanmasıdır. Ancak o zaman büyüme kalkınmaya dönüşmüş olabiliyor. Bu sebeple, bireysel gelir dağılımı çarpıklıklarının giderilmesi yanında, bölgeler arası gelişmişlik farklarının azaltılması da en önemli gördüğümüz sorunlardan biri. Bu sorun, eğitimden sağlığa, yatırımlardan kentsel planlamaya ve ekonomik politikalara kadar farklı pek çok politikanın, yerel dinamikleri de planlama ve uygulamaya katarak çözülebilir.

Krizin etkisi en aza indi ama rakamlar realiteyle örtüşmüyor
NAZMİ DURBAKAYIM (İNDER-İstanbul İnşaatçılar Derneği Başkanı): Son günlerde açıklanan olumlu ekonomik veriler, krizin etkilerinin en aza indiğine yönelik düşüncelerimizi pekiştirdi. Ancak bu rakamlar ile üretim ve sanayideki realite tam örtüşmüyor. Çünkü enflasyon, büyüme, istihdam gibi rakamlar, kamu sektörünün etkisiyle çok iyi görünüme sahip oldular. Üretim ve sanayideki büyüme ve yatırımlar istenilen seviyeye ulaşmadı. Bunun en açık örneği inşaat sektörü. Büyüme rakamlarının detayında kamu yatırımlarının etkisinin çok fazla olduğu, TÜİK'in açıklamalarıyla ortaya çıktı. Örnek vermek gerekirse, genel olarak bu yılın ilk üç ayına göre, inşaat ciro endeksi yüzde 69 arttı. Detaylara bakıldığında ise ikinci çeyrekte konut sektörünün cirosu yüzde 23 azalırken, konut dışı inşaatların cirosu yüzde 19 arttı. Şundan eminiz ki, kendi dinamikleriyle krizi atlatan özel sektörün sağlayacağı katkıyla daha pembe ve gerçek bir tablo ortaya çıkar.

Başta temkinliydik ama şimdi iyimseriz
CELAL BEYSEL (TÜRKONFED-Türk Girişim ve İşdünyası Konfederasyonu Başkanı)
Yılbaşından beri TÜRKONFED üyeleriyle 2009'un kötü günlerinin, 2010'un başlangıcından itibaren kalkmaya başladıığını görüyoruz. Başta buna çok dikkatli yaklaştık. 'Geçici mi, tekrar eder mi?' diye düşündük. Ama 8 aydır sanayimizin iyi bir yolda ilerlediğini, kapasite kullanımının arttığını, işsizliğin mütevazı da olsa azaldığını gördük. Dolasıyla Merkez Bankası Başkanı'nın da bu yöndeki açıklaması pozitif olduğuna göre -ki kendisi çok dikkatli bir bürokrattır, genelde karamsar tablo çizme taraftarı olduğundan- gidişatı iyimser görüyoruz. Bu dışarıdan ithal ettiğimiz bir krizdi. Ancak yarın sabah kalkıp Wall Street'de yeni bir kriz görürsek ancak o zaman 'krizden çıktık ama...' diyebiliriz.
Akşam

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.