Cumhurbaşkanı'na atfen yazılanlar çok ilginç. Gül, İngiltere'ye giderken uçakta gazetecilere, insanı hayrete düşüren çok çarpıcı açıklamalarda bulunmuş!
İlki türbanla ilgili, özel televizyon kanalları gibi fiili durum yaratıldı, kendiliğinden çözüldü demiş.
Bir hukuk devletinde bir cumhurbaşkanı nasıl böyle konuşabilir? O zaman, YÖK Başkanı Özcan, yargı kararlarını arkadan dolanırız, görmezden geliriz dediği için neden zehir zemberek eleştirildi?..
Garip bir dönemden geçiyoruz. Sorunları yasal çerçevede çözmek yerine akışına bırakıyoruz ki, bunu yapacak en önemli kurum Cumhurbaşkanlığı makamı olmalıydı.
Gül, aynı sohbette CHP'li rektör de atadım, Alevi rektör de demiş... Görünen o ki Çankaya'da rektörlerin siyasi görüşü ve bağlı bulundukları mezhebe göre de bir çetele tutuluyor! Hayret ki hayret!
Sayın Cumhurbaşkanı, aynı süreçte biraz da demokratik teamüllere, adli sicil kayıtlarına, en önemlisi de akademik birikimlere baksa çok daha iyi olmaz mı? Örneğin, şu an önüne gelen rektör adaylarından kaçının uluslararası refere edilmiş bilimsel yayını var, kaçının hakkında savcılıklarda soruşturma yürütülüyor ve daha önemlisi ne kadarı gücünü sadece ve sadece sandıktan alıyor?..
Sezer, dün, üniversiteler konusunda hangi yanlışları yaptıysa, Gül çok daha fazlasını yapıyor. Aslına bakarsanız üniversiteler ne Sezer'in umurundaydı ne de şimdi Gül'ün...

Burs faizleri de affolacak mı?
Maliye Bakanı Şimşek, geçen hafta Genç Bakış'ta hayvancılığı teşvik için alınan kararları anlattı. İki yıl ödemesiz, sıfır faizli 7 yıllık krediler veriliyormuş.
O an için eğitimin nasıl gözardı edildiğine kahroldum. Demek ki hayvanlar ve hayvancılık, eğitim ve gençlerimizden daha önemliymiş!
Pırlantada KDV oranı sıfır. Eğitimde ise yüzde 8. Dahası, kantinde yenilen tosttan alınan KDV oranı yüzde 18! Muhtemelen hayvan yeminde sıfırdır. Çünkü onlar çok daha önemli!..
Yurtdışında öğrenim görmek hele hele devlet bursuyla gitmek gençlerimiz için müthiş bir sevinç kaynağı. Sadece kendileri için değil, ülkemiz için de büyük bir kazanç. Maliye Bakanı da zaten onlardan birisi. O şanslıymış, buralara kadar geldi ama geneli onun kadar şanslı değil. Çeşitli nedenlerle öğrenimlerini yarıda bırakmak zorunda kalan ya da uzatan öğrencilere öylesine faiz borcu çıkartılmış ki, ana paradan fazla ve yüz binlerce dolar. İşte şimdi onlar da mali aftan yararlanmak istiyorlar. Umarız unutulmazlar!..
İşte onlardan biri:
“Şu anda, doktora sonrası çalışmalarımı Harvard'da yürütmekte ve aynı zamanda lisans eğitimim sırasında edindiğim borcumu ödemekteyim.
Bizler, Milli Eğitim Bakanlığı bursiyerleri olarak, eğitimimiz için bizlere sunulan finansal desteği geri ödemeyi görev biliyoruz. Ancak uygulanan faiz oranları çok yüksek olup, eğitimini yeni bitirmiş bizler için büyük bir yük oluşturmaktadır. Son on yılda uygulanan yıllık faiz yüzde 17,5'e kadar ulaştı. Yüksek faizlerden ve 8-10 sene süren eğitimimizden dolayı oluşan birikme nedeniyle, anapara borcumuza ek olarak yüz binlerce doları bulan faiz yükü altında kalmaktayız. Ayrıca bakanlığımızın borç artı faiz ödemeleri için belirlediği 5 yıl sürenin çok kısa olması nedeniyle birçoğumuzu yurtdışındaki bankalardan borçlanmaya itmekte, bizleri ödemesi uzun yıllar sürecek bir borçlanma döngüsüne girmeye zorlamakta, adeta yurtdışında kalma zorunluluğumuzu pekiştirmektedir.”

KPSS'nin içeriği değişecek mi?
Kopyacılar yüzünden yeniden yapılan KPSS sonuçları bu hafta açıklanıyor. Atananlar sevinecek. Ama yüz binlercesi artık kangrene dönüşen bu kandırmacanın bir parçası olmaya devam edecekler. Yani gelecek yıl için hazırlanmaya başlayacaklar. Ama önlerini göremiyorlar. Çünkü ortaya bir laf atıldı, arkası gelmedi. Güya artık KPSS'yi ÖSYM değil MEB yapacak. Sınavın içeriği değişecek. Branşlara yönelik sorular da yer alacak.
Peki bu açıklama ne kadar doğru ve eğer doğru ise uygulamaya ne zaman geçilecek? Yani adaylar gelecek yılın KPSS'sine hangi içeriği esas alarak hazırlanacaklar?..
Özetin özeti: Hayvancılığa gösterilen önemin onda biri, eğitime ve gençlere ne zaman verilecek

Abbas GÜÇLÜ-Milliyet