Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından ODA TV Ankara Haber Müdiresi Müyesser Uğur Yıldız, Astsubay Erdal Baran ve Tele 1'in Ankara Temsilcisi İsmail Zeki Dükel hakkında hazırlanan iddianamenin ayrıntıları çıkmaya devam ediyor.

İddianamede, şüpheli Astsubay Erdal Baran'ın Kıbrıs'ta görevli bir askeri personelle yaptığı telefon görüşmesine yer verildi. Baran'ın, telefon görüşmesinde Türkiye Doğu Akdeniz'deki mücadele verirken "Doğu Akdeniz'de millet savaşın eşiğine geldi. Aslında gelmeyecekti. FETÖ'cüler Kıbrıs'ı boşaltsalardı. Şimdi Kıbrıs diye bir sorunumuz yoktu bizim" demiş. Baran, FETÖ'nün 15 Temmuz'da Kıbrıs'ı peşkeş çekme planını uygulamaya sokamadığı için pişmanlık duymuş. Askeri personele "ODA TV'yi okuyor musun?" diye soran Baran, görüşmede "TSK ile ilgili yazılar benim yazılarımdır. Ben kuru bir muhabereci değilim. Haberin olsun. Müyesser Abla'yla beraber yazıyoruz. Hulüsi Akar'la ilgili yazdığımız bir yazı vardı. Şu anda mahkemelik oldu. Güzel şeyler yazıyoruz, bizi takip et" sözlerine rağmen suçunu inkar etmeye devam ediyor.

YENİ HAZIRLIK PEŞİNDELER

Şüpheli Baran'ın, bazı telefon görüşmelerinde yeni yazıların hazırlığında olduğu ve konuyla ilgili bilgi topladığını söylediği belirtilen iddianamede, Baran'ın ayrıca, birçok askeri gizli bilgiyi mesaj yoluyla Yıldız ve Dükel'e ilettiği de aktarılıyor.

İSTİHBARAT RAPORLARINI ANLATMIŞ

Yine iddianamede, Erdal Baran'ın, Müyesser Yıldız'la yaptığı telefon görüşmelerinde Genelkurmay Başkanlığı tarafından hazırlanan istihbarat raporlarını anlattığı ifade ediliyor. Ayrıca, bazı görüşmelerde Yıldız'ın Baran'ın söyledikleriyle ilgili 'not ettirirsin bana' şeklinde söylemleri de dikkat çekiyor. Şüpheli Baran bir görüşmede, Suriye'de verilen şehitlerimizle ilgili resimleri göndermek istediğini ancak, WhatsApp uygulamasını kullanmadığını ifade etmesi üzerine Yıldız'ın "Eşimin numarasını vermiştim. Oraya gönder" karşılığını verdiği belirtiliyor.

YILDIZ, BARAN'I YÖNLENDİRDİ

İddianamede şu değerlendirmeler yer alıyor: Yapılan soruşturma sonucunda şüpheli Müyesser Yıldız'ın, muhatap olduğu kişinin TSK personeli olduğunu ve verdiği bilgilerin 'Devletin Gizli Kalması Gereken Bilgiler' niteliğini taşıdığını bildiği halde gazetecilik kimliğini usulüne aykırı olarak kullanarak devletin gizli bilgilerini temin ve ifşa etmekte tereddüt etmediği ve askeri harekatlarla ilgili karar alıcıları hedef alarak bazı köşe yazılarını kaleme aldığı yönünde tespitler yapıldı. Yıldız'ın, Genelkurmay Başkanlığı içerisinde istihbarat birimlerinde veya bizzat harekatta görev alanların dışında hiçbir personelin bilmemesi gereken bilgileri temin ettiği, bir kısmını yayımlayarak açıkladığı ve yeni araştırmalar yaparak bilgiler elde etme konusunda Astsubay Erdal Baran'ı yönlendirdiği belirlenmiştir.