Koncuk: Gerçek Sendikacılık Kimlerin Umrunda!
Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, yaklaşan 15 Mayıs yetki tarihine dikkat çekerek çarpıcı tespitlerde bulundu.
Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, yaklaşan 15 Mayıs yetki tarihine dikkat çekerek çarpıcı tespitlerde bulundu.
Genel Başkan İsmail Koncuk, sosyal medya hesabından yaptığı değerlendirmede, “Birçok memuru ne kadar ilgilendiriyor, emin değilim, ancak, 15 Mayıs tarihinde üye sayılarına göre yetkili sendikalar belirlenecek. Bu konu tüm memurları ilgilendiriyor diyebilirsiniz, fakat ben gerçekten emin değilim, bu cümlemi hiç kimse hakaret olarak algılamasın” diyerek maddeler halinde gerekçelerini sıraladı.
Genel Başkan İsmail Koncuk;
“Birçok memuru ne kadar ilgilendiriyor, emin değilim, ancak, her yıl olduğu gibi bu yıl da, 15 Mayıs üye sayılarına göre yetkili sendikalar belirlenecek. Yahu, Sayın Başkan, bu nasıl cümle, elbette, yetkili sendikanın hangisi olduğu, tüm memurları ilgilendiriyor diyebilirsiniz, fakat ben gerçekten emin değilim, bu cümlemi hiç kimse hakaret olarak algılamasın, gerekçelerimi bir bir ifade edeceğim.
1-Memurlarımızın yaklaşık %30’u hala herhangi bir sendikanın üyesi değildir. Üye olması kanunen yasak olanları, istisna tuttuğumuzda dahi, bu oran çok yüksek bir orandır. Şöyle ki, bugün yetkili olan sendikanın, tüm memurların, yaklaşık %39’unu üye yaparak yetkili olduğunu düşündüğümüzde, halen üye olmayan %30’luk kitlenin, üye olmamakla kimleri yetkili kıldığı açıktır.
2-Sendikal tercihlerin, gerçekten sendikacılık yapılmasını isteyerek mi yapıldığı, yoksa sendikacılık yapılıp, yapılmamasını hiç dikkate almadan mı, yapıldığı da, aslında herkesin malumudur. Bu kanaatime de katılmayan olabilir, ancak gerçekten sendikacılık yapılması istenilerek, sendikal tercih yapılsaydı, neler olurdu?
*Geçen yıl imzalanan 20 maddenin hala hayata geçmemesi, insanları aldatmak için Toplu Sözleşme metni hazırlanmasının, bu yıl bir karşılığı olur, bu hatayı yapanlara kendi üyeleri gereken cevabı verirlerdi.
*Toplu Sözleşme metnine rağmen hala kadroya geçirilmeyen, geçirilmediği gibi, yargı kararı ile aldıkları 550-600 TL gibi ek ödemeleri, bir kalemde brüt 159 TL’ye, net 114 TL’ye düşen 4 C liler sendikal tercihlerini gözden geçirirlerdi.
*Kadro hayalleri, Toplu Sözleşme masasında gündem bile olamayan, 4 B’li, 5393 sayılı kanuna tabi tüm sözleşmeliler, vekil ebe, vekil hemşire, vekil imamlar biz ne yapıyoruz sorgulamasını yaparlardı.
*2013 yılında imzalanan, enflasyon hesaplama yöntemiyle ilgili maddeyi, acemice ve sorumsuzca 2015 yılında değiştiren, neye imza attığını dahi anlayamayan, bu sebeple tüm memur ve emeklileri aylık %1.8 zarara sokanlardan hesap sorulurdu.
*Görevde yükselmek, yönetici olmak isteyenlere yapılan baskı ve yıldırmaya, kul hakkı yemeyi adet edinmişlerce, önceden planlanmış puanlama listelerine girmek için gayret etmek, taviz vermek, kirli mülakat çetelerine teslim olmak yerine, ahlakın, hakkın, hukukun yanında durulurdu.
*Sendikacılığı iğdiş edenlere, sendikal faaliyeti bakanlarla, bürokratlarla çay, kahve sohbeti yapmak olarak görenlere “hop, yetti artık” denilirdi.
*Önümüze, kurum amirlerince sendika üyelik formu konulması, bir hakaret olarak görülür, ben irade sahibi bir insanım, her türlü tercihimi kendi hür irademle yapabilirim, diye itiraz edilebilirdi.
Tüm bunları yapanlar, elbette var, problem yapabilenlerin azınlıkta kalmasıdır. Kamu çalışanlarının çok büyük bölümünün, bu yanlışları en az benim kadar, iyi bildiğini, rahatsız olduğunu, ancak “aman sen de” mantığı ile davrandığını biliyorum.
Her zaman ifade ettim, bizim de eksiklerimiz olabilir, ancak herkesin olaylar karşısında duruşu bellidir, bu sebeple, aydın insanlara yakışan tavır da bellidir.
Bu yazdıklarım, eminim ki, bazı kişileri rahatsız edecektir, etsin, kimse kusura bakmasın, Fuzuli misali, biz doğruları söylemeye, uyarmaya devam edeceğiz.
Beyhude gamlanma divane gönül!
Cümle alemin rızkını veren vardır.
Yaptığın hatayı görmüyor sanma.
Kalpte gizli en derin sırları bilen vardır.
Mal-ı emlakım var deyu güvenme!
Arkam var deyu dayanma!
Sırt üstü insanı yere varan vardır.
Beyhude gamlanma divane gönül!
Cümle alemin rızkını veren vardır.
Derdime vakıf değil canan.
Beni handan bilir.
Hakkı vardır şad olanlar.
Herkesi şadan bilir.
Söylesem tesiri yok, sussam gönül razı değil.
Çektiğim alamı bir ben birde Allah’ım bilir.
Fuzuli
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.