Koncuk Anayasa Çalışmalarını Değerlendirdi

Koncuk Anayasa Çalışmalarını Değerlendirdi

İSMAİL KONCUK; “54 YILLIK ADIMDAN VAZGEÇERİM, AMA ASLA MİLLİ KİMLİĞİMDEN VAZGEÇMEM!”

 

Anayasa değişikliği sürecinde, son zamanlarda hassas konuların sıklıkla gündeme getirildiğine dikkat çeken Genel Başkan İsmail Koncuk; iktidarın, kutsal değerler üzerinden yeni bir manevraya hazırlandığını dikkat çekti.Koncuk; Anayasanın, memurların iş güvencesini sağlayan 128. maddesi, milli kimliği tanımlayan 66. maddesi ve eğitim dilinin Türkçe olduğunu söyleyen 42. maddesine dönük taarruzların gündeme gelebileceğine vurgu yaptı.

İstanbul 5 ve 9 No’lu Şubelerimizin ortaklaşa düzenlediği Genişletilmiş Temsilciler Kurulu Toplantısı 14 Şubat 2013 Perşembe günü Beylikdüzü Borusan Asım Kocabıyık Endüstri Meslek Lisesi Konferans Salonu’nda yapıldı.

Toplantıya Genel Başkan İsmail Koncuk, Genel Teşkilatlandırma Sekreteri Talip GEYLAN ile Genel Eğitim ve Sosyal İşler Sekreteri Cengiz KOCAKAPLAN da katıldılar.

Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı okunmasıyla başlayan programda ilk önce Şube Başkanları Enver Demir ve Fuat Yiğit birer konuşma yaptılar.

Daha sonra ilçe ve işyeri temsilcilerinden oluşan haziruna hitap eden Genel Başkan İsmail Koncuk, geniş açıklamalarda bulundu.

 

Taşeronlaştırma, Bir Milleti Köleleştirmekle Eş Değerdir.

İstanbul 5 ve 9 No’lu Şube Başkanlıklarına başarılı çalışmalarından dolayı teşekkür ederek sözlerine başlayan Genel Başkan, Türk Eğitim-Sen’in eğitim ve eğitim çalışanlarını ilgilendiren her gelişmenin içerisinde müdahil olarak bulunduğunu belirterek şunları söyledi: “Önemli ve büyük hizmetler üretiyoruz. Bütün teşkilatımız ciddi bir gayret ortaya koyuyor ve önemli başarılar elde ediyor. Sendika olarak fark yaratıyoruz. İşte bu cesaret ve başarımızın eğitim çalışanları tarafından takdir edilmesini bekliyoruz. Peki bu takdir nasıl olacaktır? Tabii ki, Türk Eğitim-Sen’ üye olarak, destek vererek. İşte bu takdiri görebilmemiz için de sendikamızın yaptıklarını ve mücadelesini eğitim çalışanlarına iyi anlatmamız gerekiyor. İnanıyorum ki, farkımızı çalışanlara iyi anlatabilirsek eğitim çalışanlarının mücadelemize dahil olmasını daha kolay sağlayabileceğiz.”

Çalışma hayatına yönelik tehditlere de değinen Genel Başkan Koncuk, “Şu an Cumhuriyet tarihi boyunca elde ettiğimiz en önemli kazanımımız olan iş güvencemizi kaybetme tehlikesiyle karşı karşıyayız. Hükümet, Anayasa’nın 128. maddesi ve 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda değişiklik yaparak, memurun iş güvencesini kaldırmayı ve kamu hizmetini kadrosuz ve güvencesiz istihdam şekilleriyle yürütmeyi amaçlamaktadır. AKP’nin 11 yıllık Hükümeti sürecinde, kamudaki taşeron çalışan sayısının 15 binden yaklaşık 500 bine geldiği gerçeği sağır kulakları uyandırmalıdır. Taşeronlaştırma, bir milleti köleleştirmekle eş değerdir. Tehlike gümbür gümbür üzerimize gelmektedir. Kamu çalışanları, çok geç olmadan bu tehdidi bertaraf edecek direnci oluşturmalıdır. Bunun da yolu Türkiye Kamu-Sen çatısı altında toplanmaktır. Unutulmamalıdır ki; taşeronlaştırma, esnek istihdam modeli, sözleşmeli ve yarı zamanlı çalıştırma gibi formüllerin altında, ucuz iş gücü temini arzusu yatmaktadır. Bu sosyal devlet anlayışından tüccar devlet anlayışına düşmektir.

 

“54 yıllık adımdan vazgeçerim, ama asla milli kimliğimden vazgeçmem!”

İş güvencesinin teminatı olan Anayasanın 128. maddesinin asla değiştirilmemesi gerektiğini vurgulayan Genel Başkan İsmail Koncuk, “Anlaşılmıştır ki, uzlaşma zemininde buluşamayanlar, Anayasa değişikliğini referanduma götürerek gerçekleştirmeyi hedeflemektedirler. Fakat bu süreçte tehlikeli bir tezgahla karşı karşıya kalacağımızı görür gibiyim. İktidar partisi, hazırladığı referandum paketinin içerisine iş güvencemizi sağlayan 128. maddenin kaldırılmasını, eğitim dilinin Türkçe olduğunu tayin eden 42. maddenin kaldırılmasını, Türk milli kimliğini tanımlayan 66. maddenin kaldırılmasını, yerel yönetimlerin güçlendirilmesi adı altında üniter yapımızın zedelenmesini ve Başkanlık sisteminin getirilmesini koyacak. Tabii ki, bunların üstünü de kamuda başörtüsü serbestiyetini sağlayan teklifi koyacak. Ondan sonra da iş güvencesine, milli kimliğine, devletin üniter yapısına, Türkçe eğitim diline sahip çıkmak adına referandumda ‘Hayır’ diyenleri ‘Bakın bunlar başörtüsüne karşı çıkıyorlar’ diyerek itham edecek! Var mı böyle kurnazlık? Oysa ki, şu anda kamuda başörtüsü serbestiyeti için ne Anayasa ne de yasa değişikliğine ihtiyaç vardır! Devlet memurlarının ne giyeceğini tayin eden Kıyafet yönetmeliğini değiştirirsiniz iş hallolur. Ki, bu yetki de Bakanlar Kurulu’nun, yani sayın Başbakanın yetkisindedir. İnanıyorum ki, kamu çalışanları bu tezgahı bozacak basiret ve idrake sahiptir. Yeter ki, bizler, usanmadan bu gerçekleri onlara anlatabilelim. İnsanlarımızın kutsalları, siyasi emellerin mezesi yapılamaz. Kimse bizden milli ve manevi değerlerimizden taviz vermemizi beklemesin. Ne iş güvencemizden vazgeçerim; ne milli birliğimizden vazgeçerim; ne Türkçe’den vazgeçerim; ne Devletimizden vazgeçerim! 54 yıllık adımdan vazgeçerim ama asla milli kimliğimden vazgeçmem! Çünkü, ne idüğü belli olmayan, kimliksiz ve kişiliksiz bir güruhun parçası olduktan sonra adımız olsa ne yazar olmasa ne yazar!” şeklinde konuştu.

 

Ömer Dinçer’in Görevden Alınması, Hükümetin En Olumlu İcraatlarındandır!

Bir önceki Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer’in görevden alınmasının AKP Hükümetinin en olumlu icraatlarından birisi olduğunu vurgulayan Koncuk, yeni Bakan Nabi Avcı’dan eğitim camiasına yeni bir soluk getirmesini beklediklerini ifade ederek, “Başarılı olmasını samimiyetle arzu ettiğimiz sayın Avcı’dan en önemli beklentimiz, adil bir yönetim anlayışını MEB’de hakim kılmasıdır. Siyaset üstü bir kurum olması gereken Milli Eğitim Bakanlığı, milletimizin geleceğini doğrudan belirleyen bir görevin sorumluluğunu taşımaktadır. Sayın Bakanın çalışmalarını yakınen takip edeceğiz. Her olumlu ve faydalı gayretine sonuna kadar destek olmaktan kaçınmayacağız. Fakat eğitim çalışanlarının aleyhine gördüğümüz her durum ve gelişmeye de bundan önce olduğu gibi cesaretle ve tavizsizce müdahil olacağımızın bilinmesini istiyoruz. Çünkü, ilgili her kişi ve kuruluş bilir ki, Türk Eğitim-Sen’in değişmeyen tek bir tarafı vardır, orası da eğitim çalışanlarının yanı başıdır. Sayın Nabi Avcı’ya üç ayrı dosya takdim ettik. Birincisi, geçici görevle iş başına getirilen ve birilerine ulufe olarak dağıtılmış olan şube müdürlüğü listeleri; ikincisi, ülke genelindeki ücretli öğretmenlerin dağılımını gösteren liste; üçüncüsü de asıl kadrosunun dışında görevlendirilen torpillileri gösteren liste. Dilerim sayın Bakan bu fotoğraftaki adaletsizlik ve suistimalleri bitirecek adımları tez zamanda atar ve eğitim çalışanların takdirini kazanır” şeklinde konuştu.

Program sonunda ise Genel Başkan İsmail Koncuk’a 5 ve 9 No’lu Şube Yönetim Kurulu üyeleri tarafından çiçek takdim edildi.

 

 


  

 


  

 


  

 


  

     
 

    
 

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.