Türk ve Rum liderler, temmuz ayında ilk tur barış görüşmelerini tamamladılar.



Devletin yönetim biçimi ve egemenlik hakları gibi çok kritik konuların ele alınacağı ikinci turun Perşembe günü başlaması öngörülüyordu.



İŞTE SICAK GELİŞMELER

Kritik ikinci tur öncesi Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Çarşamba günü KKTC'ye resmi bir ziyaret yaptı. Bu ziyarette çok kritik mesajlar verildi.



Davutoğlu, adada ya anlaşma, ya kalıcı bölünme ya da başka bir modelle mutlaka çözüm olacağını söyledi.



Ayrıca, Türkiye'nin KKTC'ye desteğinin her koşulda devam edeceğinin ısrarla altı çizildi.



Yunanistan Dışişleri Bakanlığı bu kritik mesajlara tepki gösterdi. Türkiye'nin yanıtı ise gecikmedi. Ankara, Yunanistan'ın kullandığı "üslup ve ifadeler yadırgadığını" açıkladı.



RUMLAR MASADAN KALKTI

Davutoğlu'nun kritik ziyaretinden bir gün sonra yapılacak ikinci tur görüşmeler, Rum yönetiminin talebiyle ertelendi.



Güney Kıbrıs yönetimi, KKTC'nin Güzelyurt bölgesinde düzenlenen "Aya Mamas Günü" ayinlerine katılmak isteyen Rumların Yeşilırmak sınır geçiş kapısında yaşadığı sorunları erteleme taleplerine gerekçe gösterdi.



Araya Birleşmiş Milletler yetkililerinin girmesiyle, görüşmenin önümüzdeki hafta Perşembe günü telafi edilmesine karar verildi.



Müzakere süreci bu "mini krizle" sarsılırken, gerilimi artıran bir diğer açıklama Rum Başpiskoposu'ndan geldi.



Kıbrıs Rum Ortodoks Kilisesi Başpiskoposu II. Hrisostomos, Kıbrıs Kilisesi'nin, haklarını ihlal ettiği ve kuzeydeki mülklerine el koyduğu gerekçesiyle Türkiye hakkında, Eylül ayında AİHM'ye başvuracağını bildirdi.



TÜRK TARAFININ TEPKİSİ

Bugüne kadar başarılı bir şekilde yürüyen müzakere sürecinin üzerine gölge düşüren bu gelişmeler, Türk tarafının da sert tepkisine neden oldu.



KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, Rumlar'ın 2004'teki gibi çözümü yine reddetmesi durumunda Kıbrıslı Türkler'in durumunun ne olacağını uluslararası toplumdan istediklerini söyledi.



Anadolu Ajansı'nın haberine göre, Talat, “Kıbrıslı Türkler'in alternatifleri var. Belki bugün bunları tartışmıyoruz, tartışmamız belki yanlış olur” dedi.



Vargüçleriyle çözüm istediklerini ve Rum tarafının "tuzunun kuru" olduğunu belirten Talat, “Diğer taraf eğer çözümü istemezse ve engel olursa o zaman ne olacak? Başka alternatiflerimiz var mı yok mu? Tabii ki alternatiflerimiz var” diye konuştu.



BUNDAN SONRA NE OLUR

KKTC ve Türkiye, Kıbrıs sorununu bu yıl içerisinde çözmek isterken, Rumlar bir takvim belirlenmesine karşı çıkıyorlar.



Sorunun bu yıl içerisinde çözüme kavuşturulması hem KKTC hem de Türkiye açısından büyük önem taşıyor.



KKTC'de 2004 yılında Rumların referandumda çözümü reddetmelerinden bu yana bir türlü kaldırılamayan izolasyonlar nedeniyle bıçak kemiğe dayanmış durumda.



Türkiye açısından ise Avrupa Birliği (AB) yılsonunda Gümrük Birliği konusunda yani liman ve havalimanlarının Rum tarafına açılması konusundaki ilerlemeyi gözden geçirecek.



Türkiye, Kıbrıs sorunu çözülmeden böyle bir adım atmayı reddediyor. Dolayısıyla, limanların açılması konusunda bir ilerleme olmaması, müzakerelerin askıya alınmasıyla sonuçlanabilir.



Diğer yandan, bu süreç, BM tarafından Kıbrıs'ta çözüm için son şans olarak görülüyor.



ALTERNATİFLER

Zaten Türk tarafı da çözüme "hayır" demelerine rağmen Rumların AB'ye tam üye yapılmalarından rahatsız ve bu girişimler de başarısız olursa artık KKTC'yi masaya oturtmak da çok zor olacak.



Türk tarafı böylelikle ilk kez ciddi anlamda alternatif yollar olabileceğini gündeme getirmeye başladı.



Rumlar, çözüm yanlısı adımlar atmazlarsa uluslararası kamuoyunun da artık fazla bir hareket alanı kalmayacak.



Bu alternatif yollar arasında Kosova örneğine benzer bir formul de yer alıyor.
hürriyet