Kamuda Kıyafet Özgürlüğüne Dair

Kamuda Kıyafet Özgürlüğüne Dair

Kamuda Kıyafet Özgürlüğüne Dair

Memur-Sen’in kamuda kıyafet serbestliği konusunda yıllardır verdiği mücadele nihayet semeresini veriyor. Sayın Başbakanın açıklamış olduğu demokratikleşme paketi bizi hem mutlu etti, hem de kafalarda bazı soru işaretleri oluşturdu. Kamuda Başörtüsü özgürlüğü, ilkokul çocuklarına her sabah okutulan ant ve özel okullarda farklı dil ve lehçelerde ana dilde eğitim, eğitim camiasını yakından ilgilendiren üç konu. Her üç konuda da uzun zamandır farklı farklı kesimler tarafından yürütülen mücadele belli bir noktaya gelmiş durumda.

 

Sayın Başbakanın yapmış olduğu açıklamalar mücadele sahiplerini tam olarak tatmin etmezken bazı toplum kesimleri de bu konularda değişime tamamen karşı. Biz bu yazımızın alanını kıyafet özgürlüğüyle sınırlı tutmakla birlikte her üç konuda da öncelikle sayın başbakana teşekkür etme ihtiyacı da hissediyoruz.

 

Anlaşıldığı kadarıyla bu paketi başka paketler de izleyecek ve birinci demokratikleşme paketi hayata geçerken bazı ilaveler de olacak, olmak zorunda da.

 

Kamuda başörtüsü sorunu çözülürken ordunun, hakim ve savcıların kapsam dışında tutulması son derece yanlış. Ayrıca ortaya konan gerekçelerin de inandırıcılığı yok. Bir konu toptan çözülmemişse o konu tartışma ve mücadele alanı olmaya devam eder. Bir başka husus: Siz özgürlük alanını sınırlı tutarsanız, yarın birileri gelir yasakların sınırlarını genişletebilir.

 

Kadınlar hakim, savcı, subay olmak ister ya da istemez ancak her alanda kaldırılan kıyafet yasakları bu alanlarda devam ettirilemez. Böyle bir şey çifte standart olur.

 

Kamuda başörtüsü serbest hale getirilirken bir tarif yapılmaya çalışılmasını anlamakla birlikte tek tip bir tesettür kıyafetinin ikamesi de çok yanlış olur ve tartışmanın/mücadelenin devam etmesine yol açabilir. Bu konuda esnek bir tarife de doğrusu ihtiyaç var.

 

Meseleye kadınlar boyutuyla böyle bakarken konunun bir de erkek boyutu var. Paket açıklanırken kamuda erkek kıyafetine değinilmemesi kamuoyundan ciddi tepki aldı. Daha sonra yapılan açıklamalar da beklentileri karşılayıcı mahiyette değil. Sendika olarak yaklaşık bir yıldır kıyafet yönetmeliğindeki sınırlamaları dikkate almaksızın hizmet veriyoruz. Bir kere ok yaydan çıktı ve eski hal muhal oldu. Sadece başörtüsünü serbest bırakıp erkekler için artık iyice saçma hale gelen yasakları fiilen uygulamak mümkün değildir. Erkek kamu çalışanları özellikle kravat takma mecburiyetinden son derece mustarip. Kumaş pantolon ve ceket giyme zorunluluğu birçok ülkede çoktan kaldırılmış. Favori ve bıyık tarifi de uygulanası değil. Üniversite çalışanlarına tanınan kıyafet özgürlüğü diğer kurumlardan esirgenmemeli. Öğrencilerin giyeceği kıyafetin seçimi veliye bırakılırken kamu çalışanlarına inisiyatif verilmemesi kabul edilemez.

 

Devlet millete kıyafet belirleme hastalığından şimdi kurtulmayacaksa ne zaman kurtulacak? Kıyafet dayatmasından dolayı çekilen bunca sıkıntı hafızalardaki yerini korurken sınırlı bir değişim bizi tatmin etmez.

 

Buradan hükümete çağrıda bulunuyoruz: Başörtüsü ile ilgili ortaya konan kararlılığı elbette önemsiyoruz. Ancak bir değişim yapılacaksa kıyafet konusu bütüncül olarak ele alınmalı, yasaklar her kurumdan kaldırılmalı. Darbe ürünü kıyafet yönetmeliğinin bütün trajikomik unsurları temizlenmeli. Meseleyi kökten çözmek için yukarıda eleştirdiğimiz noktalar mutlaka dikkate alınmalı. 

 

 

 

          Erol Ermiş

        Eğitim-Bir-Sen

        İstanbul 3No’lu Şube Başkanı

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.