Kamu yönetiminde acil çözüm bekleyen 13 sorunlu alan
Dünkü yazımızda "Kamu yönetiminde acil çözüm bekleyen 13 sorunlu alan" başlıklı yazımızla kamu yönetiminde acilen yapılması gerekenleri sıralamıştık. Bu yazımızda da kamu yönetiminde acilen yapılması gerekenlerin ikinci kısmını okuyucularımızla paylaşacağ
1- Toplum Yararına Çalışma acilen masaya yatırılmalıdır
Toplum Yararına Programlar (TYP), doğrudan veya yüklenici eli ile toplum yararına bir iş ya da hizmetin gerçekleştirilmesi yoluyla özellikle istihdamında zorluk çekilen işsizlerin çalışma alışkanlık ve disiplininden uzaklaşmalarını engelleyerek işgücü piyasasına uyumlarını gerçekleştirmek ve bunlara geçici gelir desteği sağlamak amacıyla uygulanan programlardır. 2018 yılı Faaliyet Raporu'na göre (2019 yılı İş-Kur Faaliyet Raporu çıkmamıştır) 2018 yılında düzenlenen 6.974 programdan 153.002'si erkek, 202.480'i kadın olmak üzere toplam 355.482 kişi faydalanmıştır. 2018 yılındaki TYP'de çalışanları esas alırsak yani toplam 355.482 kişinin 9 ay çalıştığını varsayarsak 355.482*3.143 = 1.117.279.926 TL *9 = 10.055.519.334 TL.
Özetle İş-Kur 2018 yılında yaklaşık olarak 10 milyar 55 milyon 519 bin 334 TL'yi Toplum Yararına Programlar için harcamıştır. İş-Kur tarafından yapılan bu tutardaki bir harcama ile daha rasyonel ve katma değeri yüksek işler yapılarak işsizliği aşağı çekmenin yöntemleri aranması gerekmektedir.
2- Kamu Görevlileri Etik Kurulu bu haliyle caydırıcı olamaz
Kamu Görevlileri Etik Kurulu hakkında yaptığımız en önemli tespit bu kurulun bu haliyle dahi verdiği kararlarda çok ciddi bir işlev görmesidir. Ancak, 2018 yılı faaliyet raporunu dahi hazırlayamayan bir kurulun 6 uzmanla etkin çalışması ve caydırıcı olması beklenemez. 2019 yılında kurulun internet sayfasında 3 kararını görüyoruz. Bu kurul güçlendirilmeden kamuda yaşanan etik dışı davranışları caydırmamız mümkün değildir.
3- Belediye, sendika ve odalardaki lüks araç ve maaşlara çeki düzen verilmelidir
Belediye başkanı, sendika başkanı veya oda başkanlarının kullandıkları araçlardan tutun da ücretlerine kadar birçok konunun masaya yatırılarak bu konuda vicdanları teskin edecek hukuki düzenlemeler yapılmalıdır. Maalesef gelinen noktada belediye, sendika, birlik veya oda başkanlarının/yöneticilerinin lüks araçları ve aşırı maaşları vicdanları yaralayacak boyutlara ulaşmıştır. Böyle gelmiş böyle gider mantığından hareket edersek, lüks araç yarışı aşırı maaşlar devam edip gider. Elbette hepsini aynı kefeye koymak doğru olmaz. Çünkü bu konularda son derece titiz davrananlar vardır ve buradan bunlara teşekkür ediyoruz.
Belli ki işçi ve memurlar bu konuyu çözecek etki ve yetkiden uzaklar. Öyleyse bu konuda kamunun ciddi adımlar atarak kanuni düzenleme yapması kaçınılmazdır. Konuyu sendikaların genel kurullarına havale etmek işi çok basite almaktır.
4- Kamudaki araç ve makam odası saltanatına son verilmelidir
Kamuda makam odası vb. işler için ödenek iptaline gidilerek makam odalarına ithal eşya fantazisine son verilmelidir. Yine lüks makam araçları da katlanarak artan bir boyuta ulaşmıştır. Lüks araç kullanımı yasak olmasına rağmen maalesef üst düzey bürokratların şişkin egosu ve lüks tutkusu yasak filan dinlemez hale gelmiştir. Acilen bu konuya el atılması grekmektedir.
5- Kamudaki Yönetim Kurulu saltanatı sonlandırılmalıdır
Değişim ve dönüşüm her alanda olduğu gibi yönetim ve yönetim felsefesi de değişiyor ancak, KİT'lerdeki ya da belediye iştiraklerindeki yönetim felsefesi maalesef değişmiyor ya da değiştirilmek istenmiyor. Yıllar önce KİT'ler için arpalık tabiri kullanılırdı. Yapılan yaygın özelleştirmeler neticesinde KİT'lerin arpalık olma özelliği büyük oranda sona ermiştir. Ancak, belediyeler bünyesindeki arpalıklar ise iştah açıcı özelliğini hala korumaktadır ve bu alanda tam bir keşmekeş yaşanmaktadır. Bu nedenle bu alana acilen neşter atılmalıdır.
6- Kurumların işçiyi işyerinin bulunduğu il'den temin etme zorunluluğu kaldırılmalıdır
Kamu Kurum ve Kuruluşlarına İşçi Alınmasında Uygulanacak Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğe göre, kamu kurumları işçi ihtiyaçlarını; iş kolu, meslek pozisyonu, öğrenim, iş tecrübesi, ücret, sosyal yardımlar gibi ayrıntılarla yazılı veya elektronik ortamda işçinin çalıştırılacağı işyerinin bulunduğu yerdeki kurum il müdürlüğü veya hizmet merkezinden talep etmek ve Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğü veya hizmet merkezi tarafından gönderilenler arasından karşılamak zorundadır. İşte bu yöntem maalesef doğu ve güneydoğu illerindeki belediyelerdeki terör örgütüne müzahir kişilerin işçi olmalarına zemin hazırlıyor. Kaldı ki bu illerdeki belediyelerin ve bunların kurdukları veya üye oldukları mahalli idare birlikleri ile bağlı kuruluşlarının Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre kurdukları şirketler ile kooperatiflere yapılacak işçi alımlarında KPSS şartı aranmaması işin tuzu biberi olmaktadır.
7- Kamu kurumlarının yap-boz haline getirilmesi sona erdirilmelidir
Gerekli analizler yapılmadan kamu kurumlarının ayrılması, birleşmesi ve genişletilmesinin önün geçilmelidir. Tabela ücretleri dahi dikkate alınsa ne demek istediğimiz anlaşılacaktır.
8- 20 yıldır sonuçlandırılamayan norm kadro çalışması bir an önce tamamlanmalıdır
2020-2022 yıllarını kapsayan Orta Vadeli Program'da bizim de yıllardır gündeme getirmeye çalıştığımız kamuda yapılması gereken norm kadro çalışmaları ile ilgili çok önemli bir düzenlemeye yer verildiğini görüyoruz. Ancak, yıllar geçmesine ve bu konuda 2000 yılından itibaren çalışmalar yapılmasına rağmen henüz bu konuda bir sonuç alınamamıştır.
9- Niteliksiz bürokratların iktidar havuzunu boşaltmasının önüne geçilmelidir
İşten güçten anlamayan bir yöneticinin önemli bir göreve atanması öncelikle adalet duygusunu zedeleyeceği için çalışanların iktidara karşı büyük bir öfke duymasına sebep olur. Ayrıca atanan kişinin her olumsuz hareketi doğrudan iktidar mizanına konulur ve bir müddet sonra mizandaki olumsuzluklar gelir tablosu ve bilançoya olumsuz bir şekilde yansır. Nihayetinde de zarar hesabı iktidar hanesine yazılır. Acilen kamu kurumlarının daire başkanı ve üstü görev yapan personeli masaya yatırılmalıdır. Aklı başında üç kişi bu işi azami bir haftada raporlaştırır.
10- Mahalli idarelere personel atama yöntemleri gözden geçirilmelidir
Mahalli idarelere yapılacak memur, işçi ve sözleşmeli personel alım usulleri bu haliyle mevcut sorunları içinden çıkılmaz hale getirmektedir. Aksi takdirde her başkan değişikliğinde çalışanlar diken üstünde durmaya devam edecektir.
11- Mal beyanı uygulaması bu haliyle sorun çözmekten uzaktır
2010 yılında SGK, çıkarmış olduğu bir genelge ile her personelin vermek zorunda olduğu mal bildirimlerini intranet ortamında gizliliği sağlayacak bir şekilde bilgisayar ortamında almıştı. Bu uygulama sayesinde hem mal bildirimi karşılaştırması kolay bir şekilde sağlanıyor hem de gizlilik ihlal edilmiyordu. Ayrıca işlem, manuel doldurulan beyanname yerine bilgisayar ortamında hazırlanan beyanname ile personel tarafından gerçekleştirildiği için hiçbir personel istihdamına da gerek duyulmuyordu. Hatta bu uygulama ile her çeşit anlık kıyaslamalar yapılır hale gelmişti.
12- Yurt dışı maaşlarına çeki düzen verilmelidir
7.500 Euro civarında yapılan aylık ödemenin normalin çok üzerinde olduğu dikkate alındığında ne denilmek istendiği daha iyi anlaşılacaktır. Yine yurt dışı misyonlardaki harcamalar gözden geçirilmelidir.
13- Kamuya ait sosyal tesislere çeki düzen verilmelidir
Sosyal tesislerden yararlanma ücretlerinde artış yapılması sağlanarak kamu kaynaklarıyla tatil imkanı sonlandırılmalıdır. Böylelikle halkın parasıyla zevk-ü sefa dönemi sonlandırılmış olur. Özellikle askeri sosyal tesis ve kantinlerin ücret ayarlaması son derece önemlidir. Sosyal tesisin nasıl kullanıldığının incelenmesi dahi olayın vahametini gözler önüne serecektir. Bu konuda Sayıştay Başkanlığı'nca kapsamlı bir rapor hazırlanmalıdır. Bu anlattıklarımız neticesinde kamu yönetiminde çok boyutlu bir reforma ihtiyaç olduğu görülmektedir.
Ahmet Ünlü
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.