İstifa yeter mi? Ya YÖK?

İstifa yeter mi? Ya YÖK?

ÖSYM Başkanı'nın istifası yeter mi? Ya YÖK?

KPSS skandalında bir günah keçisi aranıyordu, o kişi ÖSYM Başkanı Yarımağan oldu. Oysa Yarımağan, YÖK Başkanı Özcan'dan izinsiz hiçbir şey yapmaz. Daha da önemlisi son gelişmelerde krizi yöneten, ÖSYM Başkanı değil, direkt onun bağlı olduğu kurum olan YÖK'tür. Dolayısıyla istifa söz konusu olduğunda, tek başına Yarımağan'ınki yetersiz kalır.
Zaten, Yarımağan'ın açıkladığı tarihten önce alelacele istifa etmesi de YÖK'ün kendisine sahip çıkmamasından ve tek başına bırakılmasından kaynaklanıyor...
Bugüne kadarki süreci çok kötü yöneterek eline yüzüne bulaştıran YÖK, bundan sonraki çok daha zor süreçten yüzünün akıyla çıkabilir mi?
Gönlümüz çıkmasından yana. Çünkü milyonlarca genç iptal ya da tehir edilen sınavlar yüzünden çok zor günler geçiriyor.
Moralleri altüst olmuş durumda. Ve görünen o ki ne mevcut ÖSYM ve ne de YÖK yönetimi, bu krizi çözebilir. Daha da vahimi, her iki kurum da kamuoyu nezdinde güvenirliklerini yitirmiş durumdalar.
Bu yüzden alacakları her karar, atacakları her adım kaou daha da derinleştirmenin ötesinde bir işe yaramaz.
YÖK Başkanı Özcan, Yarımağan'ın istifasından sonra hemen açıklama yaptı. Yarımağan'dan boşalan yere dışarıdan bir isim getirileceğini söyledi. Bu da hemen kadrolaşma iddialarını yeniden gündeme getirdi. Hatta tüm bu gelişmelerin bilinçli olarak yaratıldığını söyleyenler oldu. Yani bu aşamadan sonra YÖK Başkanı Özcan'ın gerçekleştireceği her operasyon, kurumu daha da yıpratmanın ötesine geçemeyecek.
ÖSYM'ye dışarıdan gelen bir ismin, bu süreçte konulara bir anda hâkim olması ve kurumu yeniden işletir hale getirmesi çok zor. Daha önce de denendi ve olmadı.

Bekleyen sınavlar
Önümüzdeki günlerde ÖSYM'nin yapması gereken pek çok sınav var. Sadece iptal edilen KPSS değil, yılbaşına kadar gerçekleşmesi gereken 12 sınav bulunuyor. Ve hepsi de birbirinden önemli.
Eldeki tüm soruların güvenirliği yok olduğu için yeni soruların hazırlanması gerekiyor. Ayrıca yeni güvenlik önlemlerine gerek duyuluyor. Ve belki de salon gözetmenlerinin sil baştan değişmesi gerekecek. Ama bütün bunları yapmak için sistemin işleyişini çok iyi bilen kadrolara ihtiyaç var.
ÖSYM'nin içi boşaltılarak ya da dışarıdan bir isim getirilerek bu çarkın dönmesi sağlanamaz.
ÖSYM, YÖK gibi değil. Oraya kimi oturtsanız durumu idare eder ama ÖSYM'de konulara vakıf olmayan bir başkan her şeyin daha da karışmasının ötesinde bir işe yaramaz.
Ve eğer ÖSYM, kendi içinde güvenilir bir başkan çıkartamıyorsa da vay haline!..

Sınavları MEB yapsın!
Bu arada öğretmenlere yönelik yeterlilik sınavının MEB tarafından yapılacağı dile getiriliyor. İşte buna gülünür. MEB, tıpkı SBS'yi olduğu gibi eminim ki yeterlilik sınavını da eline yüzüne bulaştırır.
Ayrıca sınavların içeriğinin hemen ilk yapılacak sınavda değiştirilmesi ise öğretmenlere atılan ikinci bir kazık olur.
Branşlara yönelik bir yeterlilik sınavı mutlaka getirilmeli, hatta genel yetenekle de desteklenmelidir. Ama üzerinde iyi çalışılmalıdır. Yoksa kalkıp yetenek sorusu diye Avrupa Merkez Bankası Başkanı'nın ismini sormak aymazlığın devamından başka bir şey olmaz.
İçeriği ve kuralları açıklanır ve bundan sonraki ilk sınav ona göre yapılırsa en doğru olan bu olur. Yoksa, yeni getirilecek sistem, moral ve mali açıdan zaten sıfırı tüketmiş olan öğretmenleri yeniden dershanelerin kucağına atmaktan başka bir işe yaramaz.
MEB ille de bir şey yapmak istiyorsa 30 bin olan kadro sayısını 50 bine çıkartsın, sözleşmeli öğretmenleri kadroya alsın, ücretli olanları da sözleşmeli kadroya taşısın.
İşte o zaman belki öğretmenlerimizin gönlünü alabilir.

ÖSYM'deki yeniden yapılanma
YÖK Başkanı Özcan'ın dünkü açıklamalarını gördükten sonra işler daha da içinden çıkılamaz hale gelirse hiç şaşırtıcı olmaz. Çünkü sanki sorun Yarımağan ve arkadaşlarındaymış gibi bir intiba veriyor. Onlar gidince her şey çözüme kavuşacak demeye getiriyor. Ve pek çok sorunu sıralıyor.
Kendisine sormak gerekir:

Bugüne kadar neredeydiniz?
Keşke Prof. Yarımağan da olup bitenleri tek tek anlatsa da olayların bilinmeyen yönlerini de öğrensek.
Özetin özeti: Gelinen nokta, buzdağının görünen kısmı. Kalanı ise gizlenmeye çalışılıyor. Ama artık tümünün ortaya çıkması, şu saatten sonra çok zor engellenir.

Abbas GÜÇLÜ-Milliyet

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.