Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, 9 Nisan tarihinde (yarın) yapılacak İLKSAN delege seçimlerinde tüm üyelerimizi oy vermeye çağırdı ve İLKSAN’ın MEBSAN olmasını, zorunlu üyeliğin de kaldırılmasını istedi. Koncuk şunları kaydetti:

“İLKSAN bir yardımlaşma sandığıdır. Bu sandık geçmişte ciddi problemler yaşamış, ancak 1996 yılı sonrasında Türk Eğitim Sen delegeleri, batık bir sandığı gün yüzüne çıkarmış ve siyasi müdahalelerden uzak tutmuştur. İLKSAN'ı 1996 yılından sonra bir türlü ele geçiremeyenler, maalesef bir eğitim sendikasına yakışmayan karalama kampanyaları yürütmüşler, ancak tüm yapılan karalamalara rağmen Türk Eğitim Sen delegeleri, mevcut mevzuat içinde İLKSAN'ı en iyi şekilde yönetmiştir.

Şimdi de bir sendikamsı yapı, İLKSAN üyelerini, yapılacak seçimleri boykot etmeye davet etmektedir. Bu yapı geçmişte sandığı ele geçirmek için yapmadığını bırakmamış, hatta yapılan seçimlere, milletvekilleri, belediye başkanları, parti il ve ilçe başkanları, il ve ilçe milli eğitim müdürleri dahi müdahil olmuş, ancak seçimleri bir türlü kazanamadıkları gibi, yapılan seçimde adeta ezilmişlerdir. Aynı hezimeti yeniden yaşaması çok açık olan bu sendikamsı yapı, aynı utancı tekrar yaşamamak için, şimdi de, seçim boykotu gibi hiçbir akıl sahibinin kabul etmeyeceği bir çıkışta bulmuştur. Akıl dışı diyorum, çünkü İLKSAN'ın iyi yönetilmediğini iddia ediyorsanız, bunun yolu seçimi boykot değil, seçime girip kazanmak ve nasıl yönetilmesi gerektiğini cümle aleme göstermektir.

2013 yılında bu boykotçular seçimde rezil olduktan sonra, ‘Sizin ve genel başkanınızın yerinde olsam, bir dakika durmaz sendikadaki görevimden istifa ederim. Sizin üyeleriniz dahi size güvenip oy vermedi. Bu kadar çok üyeniz olmasına rağmen seçimde perişan oldunuz’ diye yüzlerine söylemiştim. Muhtemelen aynı sözleri bir daha duymak bunlar için yıkım olacak ve aynı rezil rüsva olma durumu ile bir daha yüzleşmek zorunda kalacaklardı; karalamak, iftira atmak ve boykot tam bunların meşrebine uygun bir kaçış yöntemiydi ve kaçtılar hem de arkalarına bakmadan kaçtılar. Neyse bizim kaçanı kovalamak gibi bir derdimiz yok, bizim İLKSAN'ın üyelerinin haklarını korumak gibi bir sorumluluğumuz var.

İLKSAN konusunda, birçok kişinin en büyük rahatsızlığı zorunlu üyelik konusudur. Üyelerin menfaatlerine uygun dahi olsa, zorunlu üyelik asla kabul edebileceğimiz bir durum değildir. Kimsenin menfaatini kendisinden daha çok düşünüyor gibi bir iddiamız olamaz. O halde yapılması gereken, bir an önce İLKSAN'a da zarar vermeden, İLKSAN Kanununu değiştirmek, İLKSAN'ı MEBSAN yaparak, MEB'de çalışan tüm eğitim çalışanlarının isteğe bağlı üyeliğine açık hale getirmek ve zorunlu üyeliği de kaldırmaktır. Bu kanunu ancak TBMM değiştirebilir. Bu kapsamda verilmiş bir kanun teklifi de TBMM'de bulunmaktadır. Bu teklif güncellenerek, bir an önce kanunlaştırılmalıdır.

Bu boykotçu, sendikamsı yapıya Türk Eğitim Sen olarak resmen teklif ediyoruz: Gelin bir gücünüz varsa, böyle bir kanunun TBMM'de çıkarılmasının mücadelesini yapalım, samimiyetinizi görelim ama siz kaçmaya bir kere alışmışsınız. Bu teklifimizi de görmezden gelir, iftira atmaya devam edersiniz.

Tüm üyelerimizi, 9 Nisan'da yapılacak İLKSAN ilçe delegeliği seçimlerinde oy kullanmaya ve Türk Eğitim Sen adaylarına oy vermeye davet ediyorum. Oy kullanmaya gidecek arkadaşlarımızın da, diğer arkadaşlarımızı oy kullanmaya davet etmeye çağırıyorum.
Yarın yapılacak seçimlerde, sandığa yansıyacak iradeye saygılı olacağımızı buradan ilan ediyorum. İLKSAN seçimleri camiamıza, İLKSAN üyelerine hayırlı, uğurlu olsun. Seçime katılacak olan tüm eğitim sendikalarını kutluyor, tebrik ediyorum.”