"İLKSAN'da Sandığı kaçırmak, seçimi kaybetmenin itirafıdır"
İLKSAN, bazı belediyelerin bütçesinden daha büyük bir bütçe ile, 2 trilyonluk mal varlığı ile gelirlerinin yüzde 99’unu faizden kazanan rantiye bir yapıdır.
İLKSAN, bazı belediyelerin bütçesinden daha büyük bir bütçe ile, 2 trilyonluk mal varlığı ile gelirlerinin yüzde 99’unu faizden kazanan rantiye bir yapıdır. Kontrolsüzlüğün, ölçüsüzlüğün, beceriksizliğin ve peşkeşin kurumsallaştığı bir sandık olan İLKSAN, 1943 yılında ilkokul öğretmenlerinin ikinci bir emekli sandığı olabilecekken maalesef 78 yıllık tarihinde skandalları ile hep gündem olmuştur. 28 Şubat’ın siyasal lideri Süleyman Demirel’in ‘Verdimse ben verdim’ arsızlığında kendi kültürel kodlarını inşa eden İLKSAN’da skandalın hesabı Demirel’e sorulamadı. Bu, İLKSAN’da kişilerle kaim, hesap sorulamayan bir kültürün teşekkülüne neden oldu. Seçimler yapılabilseydi, İLKSAN’da ‘Verdimse ben verdim’lerin devam ettiğine dair nice örnekler görecektik ama neyse...
Şimdiki İLKSAN skandalı ise daha öte bir şey. Seçim sandığının kaçırılması, demokrasinin askıya alınması, sandık üyesinin iradesinin yok sayılması ve milletin aklıyla alay edilmesi, tekmili birden. Sürecin başına dönersek…
İLKSAN’daki kötü gidişatı gören bazı sandık üyelerinin 78 yıllık makûs tarihi değiştirme arayışıyla başladı her şey. İLKSAN’ı bir OYAK, bir POLSAN yapma arayışıyla bazı sandık üyelerinin almış olduğu bu inisiyatifi sendikal rekabete dönüştürerek meseleyi kendi bağlamından koparmak, sandıkçılıkla sendikacılığı birleştirerek şark kurnazlığı yapmak istiyorlar.
Sandığın iyi yönetilmediğinin farkında olan, alın terinin heba edildiğini görerek buna karşı çıkan her irade desteklenmelidir. Alınan bu tarihî inisiyatifin İLKSAN üyelerinin vicdanında makes bulması, 25 yıldır İLKSAN’ı yöneten klan için sonun başlangıcı olacaktır.
İLKSAN’ın 2020 yılında yapılması gereken seçimleri, bir yıl erteleme ile geçen hafta yapılacaktı. Ancak, Hint atasözündeki (Eğer birileri oturduğu koltuktan kalkmakta sıkıntı yaşıyorsa kesinlikle altını kirletmiştir) hikmet uyarınca İLKSAN yönetiminin her ne pahasına olursa olsun koltuktan kalkmaması gerekiyordu. Arayışlar sonrasında çok geçmeden çözüm bulundu. Bulunan çözüm, seçim yaptırmamaktı ve aranan mazeret kovid-19 salgınında bulundu. Yüz yüze eğitim devam ederken, partiler, sendikalar, dernekler kongrelerini yaparken, yalnızca oy vermekten ibaret bir seçimi erteletmeyi düşünebilmek korkunun büyüklüğünü ve gelecekte olabilecekleri göstermesi açısından önemlidir.
İLKSAN yönetimi, seçimlerin ertelenmesine dair 30 Mart tarihli bir talep yazısını İLKSAN yönetiminde paydaşı Millî Eğitim Bakanlığı’na gönderdi. Her daim bürokrasinin yavaşlığından şikâyet ederken, Millî Eğitim Bakanlığı işlem hızı ile takdirimizi kazandı. 30 Mart’ta İLKSAN’dan çıkan yazı, aynı gün Millî Eğitim Bakanlığı Personel Genel Müdürü imzası ile Bakan onayına sunuldu. Yine aynı gün, 30 Mart’ta Bakan tarafından da onaylanarak seçim belirsiz bir tarihe ertelendi. Bu kadar skandal yeter derken, seçimleri belirsiz bir tarihe erteleten İLKSAN yönetimi, 300’e yakın temsilcisini seçim motivasyonu için, 4 gün boyunca Alanya’da bir otelde toplayacak. İlçelerimizin yüzde 90’ında 300 İLKSAN üyesinin olmadığını da dikkate aldığımızda seçimleri erteletmenin salgın hassasiyetiyle ilgisinin olmadığı açıktır.
İLKSAN yöneticilerindeki bu cesaretin nedenini de merak etmiyor değiliz…
İLKSAN’ın kurulduğu yıllarda bu millete reva görülen sandıksız demokrasi hayaliniz mi depreşti! Geçen hafta, ‘Benzer sisteme sahip Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) fonlarının yıllık getirisinin İLKSAN’ın 5-6 katı olduğunu biliyoruz. Aradaki 4-5 katlık farkın izahı nedir? İLKSAN’ın yönetim ve denetleme kurullarında ilgili sendika ile birlikte söz sahibi olan Millî Eğitim Bakanlığı da sorumludur. İLKSAN’ın gasba dayalı sürdürdüğü sistemin mevzuat altyapısından da MEB sorumludur ama her şey bitmiş değil, hâlâ şans var. Soygun düzenine neşter atılmasının zamanı geldi’ demiştik.
Millî Eğitim Bakanlığı adına görev yapan bürokratlar, bu 4-5 katlık farkın hesabını sorması gerekirken, seçimlerin ertelenmesi kararı vererek İLKSAN yöneticilerinin müstevli emellerine ortak olmuştur. Bu ortaklığın siyasal sorumluluğunu taşıyan Millî Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’u da hakemlik görevini hakkıyla ifa etmeye davet ediyorum.
Seçimi erteletmeyi başarı sayan zevata da diyorum ki, bu ülkede demokrasi var ise o sandık gelecek ve hesap vereceksiniz.
Şenol Metin
Eğitim-Bir-Sen Konya 2 No'lu Şube Başkanı
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.