İLKSAN Harikalar Diyarı Mı?

İLKSAN Harikalar Diyarı Mı?

Sayın KONCUK'a soruyoruz:"İLKSAN Genel Kurulu’nda “İLKSAN’ın geleceği üyelere sorulsun” önergesi verildiğinde Türk Eğitim Senli delegeler neden karşı oy kullandılar?"

İlksan'da (İlkokul Öğretmenleri Sağlık ve Sosyal Yardım Sandığı) bir akıl tutulması yaşanıyor. Zamanın ruhuna ters düşen bu tür kurumların olumsuzluklarını anlatmak, kendilerinin içine düştüğü durum kadar sancılıdır ve zordur.

İlkokul Öğretmenleri Sağlık ve Sosyal Yardım Sandığı (İlksan), 23 Ağustos 2015 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Üçüncü Dönem Toplu Sözleşmesindeki bir madde ile 72 yıllık serüveninde en kritik dönemece girmiş bulunmaktadır.

2006 yılında yöneticilerin(TES’li) bağımsız bir firmaya hazırlattığı TANGRAM Raporu’na, kendi üyeleri tarafından seçilen denetleme kurulunun hazırladığı denetleme kurulu raporlarına, yöneticilerin açıklamalarına baktığımızda, İLKSAN’ın nasıl bir bataklığa saplandığı ortaya çıkmaktadır.

TES açıklamasında ne diyor? (kaynak:www.egitimbirsen.org.tr)

1-“1996 yılından bu yana Ancak İLKSAN’la ilgili olarak yaşanan olumsuzlukların tamamı 1996 öncesine aittir. İLKSAN 1996 tarihinden sonra adeta şaha kalkmıştır.”  

Peki soruyoruz, şu icraatlar mı İLKSAN’ı şaha kaldırmıştır?

- Sandık yöneticilerin “hatalı” kararı ile sandık binasına yabancı kadın alan gece bekçisine ödenen tazminat.

-2003 yılında 11 milyon TL değer biçilen Ankara Yenikent’teki 250 bin metrekarelik İLKSAN arsası 2004 yılında 6 milyon TL’ye satılarak, İLKSAN’ın 5 milyon TL zarara uğratılması.

- Kızılay Karanfil Sokak’ta yaşanan bar olayı.

- 2004 yılında arsa karşılığı yaptırılan 2788 konuttan 1.825 konutun satılmaması, satılamayan bu konutların faturasının İLKSAN’a kesilmesi.

- Denetleme Kurulu üyelerince hazırlanan raporun, “Kurumun 2005'te 5,8 milyon YTL zarar ettiği, Ulus Öğretmenevi'nin aslında zarar ettiği, gece bekçisinin bir kadınla idare binasında gönül eğlendirmesinin cezalandırılmadığı, DE-HA A.Ş.'nin tasfiyesinin gerektiği, muhasebe kayıtlarıyla oynandığı...” tespiti.

2- “Pendik arsalarının değeri bugün milyar TL’lerle ifade edilmekte ve  pek çok kişinin iştahını kabartmaktadır.”

Milyar TL’lerle ifade edilen arazinin çöplük olarak kullanıldığından Türk Eğitim-Sen’in haberi yok mu? Bu nasıl bir yönetim başarısı ki, milyarlarca TL değerindeki bir arazi çöplüğe dönüştürülmüş ve bu arazinin 30.09.2011 tarihinde aktif değeri 119.234 TL olarak belirlenmiş. Pendik arsasına “birkaç milyar TL fiyat” biçiliyorsa 1992 yılında alınan bu arsayı çöplüğe çevirenlere asıl o zaman hesap sorulmalıdır. Anlaşılan o ki 1996 yılından önce alınmış bu değerli arazi yöneticilerin başarısı(!) ile çöplüğe dönüştürülmüştür. 1990 yılında alınan Didim arazisi 400-500 milyon TL değere çıkmışsa İLKSAN neden hala 950 bininin altında aktif değer biçiyor. Yoksa Pendik ve Didim’de İLKSAN’ın açıklamadığı ve üyelerden gizlediği başka araziler mi var?

3- “Eski Cumhurbaşkanı Sayın Süleyman DEMİREL döneminde İLKSAN’a satılan Pendik arsalarıdır, o dönemde çok değersiz olarak görülen bu arsalar İLKSAN’a satılarak bir takım kişilere çıkar sağlanmış, Sayın Demirel, o tarihlerde ‘Verdiysem ben verdim’ diyerek olayı üstlenmekten çekinmemişti.”

Demirel’in bu sözü İLKSAN’ı 5 milyon TL zarara uğratan dönemin İLKSAN Başkanı ve bir dönem MHP Kars Milletvekili Adayı olmuş, aynı zamanda Türk Eğitim Sen üyesi Harun Yenice’nin, “Verdimse, devlete verdim”  sözü Demirel’in sözü ile neden bu kadar benzeşiyor.

4- “... yolsuzluk 1996 öncesinde yapılan ‘araba kampanyalarında’ yaşanmış..”

Yoksa mevcut yönetimin Fransız Peugeot markası ile yaptığı araba kampanyası benzer bir düşüncenin ürünü mü?

5- “İLKSAN yönetim kurulu 7 kişiden oluşur. Bu yedi kişinin üçü üyeler arasından seçilen delegeler tarafından, dördü ise MEB bürükratları tarafından kullanılır. Denetleme kurulu 3  kişiden oluşur, bunun biri delegeler arasından ikisi Bakanlık tarafından seçilen kişiler arasından seçilir. Buradan anlamamız gereken Milli Eğitim Bakanlığı İLKSAN yönetiminde hakimdir.”

MEB yöneticilerinin İLKSAN’a hâkimiyeti ayda bir kuruma gidip imza atmak mı? Burada halen bir karar verebilmiş değiller. İLKSAN iyi yönetilmişse ve yönetim başarısı varsa Bakanlık bürokratlarından neden rahatsızlar. MEB bürokratlarından dolayı İLKSAN kötü yönetiliyorsa neden İLKSAN’ı bu kadar övüyorlar?

6- “Bütün bu ihtimaller karşılığında, üyeler kapatılsın derse Türk Eğitim-Sen’de İLKSAN kapatılsın der.”

Öyleyse soruyoruz: İLKSAN Genel Kurulu’nda “İLKSAN’ın geleceği üyelere sorulsun” önergesi verildiğinde Türk Eğitim Senli delegeler neden karşı oy kullandılar?

7- “Başkalarının paraları üzerinden karar verme yetkisi sendikalara ait olmamalıdır.” Peki İLKSAN Genel Kurulu’nda “zorunlu üyelik kaldırılsın” önergesini hangi sendikanın delegeleri reddetti?

8-  “Pendik arsalarına birkaç milyar TL fiyat biçilmektedir. Didim’de bulunan arazisi 400–500 milyon TL değere sahiptir.”

Sahi bu kadar değerli olduğu iddia edilen arsalar 1996 yılından önce mi yoksa sonra mı alındı. Türk Eğitim Sen’in bunu açıklaması gerekmektedir.

TES üyelerinin hazırlattığı ve kamuoyundan gizlediği rapor ortada iken, hangi yönetim başarısının gösterildiğini Sayın KONCUK’a sormak istiyorum?

En iyimser hesaplamayla bile sandığın kapatılması halinde ihtiyaç duyulan 2,6 milyar TL Sandığın portföyünde bulunmamaktadır. Sandığın tüm varlıklarının toplamı 844,7 milyon TL..Bu haliyle İlksan batık bir şirkettir.

İLKSAN, kuruluşundan bugüne adı yolsuzluk ve usulsüzlüklerle anılmış ve anılmaya devam etmektedir.

ILKSAN’i büyük bir basari örnegi olarak sunan TES Baskani Ismail Koncuk, 2009’da, “ILKSAN’in mal varligi ve mevcut parasinin üzerine, 600-700 milyon TL daha gerekmektedir” diyor.

2011’de “Kapattiginiz zaman üyelere mevzuat geregi vermeniz gereken parayi ödemek için 1 milyar TL daha üzerine koymaniz lazim” diyor.

            İLKSAN’ın basarı(!) dolu 16 yılını kaleme alanlara Denetleme Kurulu raporlarını, ILKSAN Bültenlerini, TANGRAM raporunu, ILKSAN yöneticilerinin açıklamalarını ve genel başkanına bir daha bakmalarını öneriyorum.

2012 yılında kabul edilen İkinci Toplu Sözleşmede, 2012 yılından sonra göreve başlayan ilkokul öğretmenleri için isteğe bağlı hale getirilen İlksan üyeliği, bu son düzenleme ile toplamda 265.455 İlksan üyesi için zorunlu olmaktan çıkmış, isteğe bağlı hale gelmiştir. Normlar hiyerarşisine göre toplu sözleşmelerin kanun hükmünde olduğunu da hatırlatmakta fayda var.

2013-2015 döneminde seçilen İlksan Denetleme Kurulu üyelerinin bir tanesi bile denetim elemanı değildir: Sandığın mali tablolarında yer alan verilerin doğruluğunu, güvenilirliğini garanti edecek yeterlilikleri yoktur.

2014 yılı İlksan Faaliyet Raporunda yer alan bilançoya göre sandığın dönen ve duran varlıklarının toplamı 844 milyon 732 bin TL'dir.Yani İlksan'ın tüm portföyünü oluşturan arsalar, araziler, binalar ve banka mevduatının toplamı 1 milyar Lirayı bulamamaktadır. Buna rağmen İlksan Genel Müdürlüğü, 1 Ocak 2016 itibariyle üyelikten ayrılmak isteyen tüm öğretmenlerin birikmiş aidatlarını ödemekle mükelleftir.

Mevcut İlksan Yönetim ve Denetleme Kurulu bugüne kadar yapıp ettiklerinden, yetkileri kapsamında yapmaları gerekip de yapmadıklarından "sorumludurlar" ve ortaya çıkan sonucu üstelenmek zorundadırlar. Faturayı bakanlığa çıkarmak suretiyle hukuk nezdine hesap vermekten kurtulacakları zannına kapılmamalıdırlar, çünkü şimdiye kadar mühür de kendilerinde, yetki de kendilerindeydi.

TES’in  elinde 265.187 üyesiyle İlksan isminde ateşten bir kor, patlamaya hazır bir el bombası var; kişilerle ve ideolojilerle uğraşmaktan can yakıcı bu ateşle ilgilenmeye fırsat bulamadıkları bir bomba.

Şimdi Sayın KONCUK’a soruyorum.

“Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz.” İlksan’ı bataklığa sürüklemiş eline yüzüne bulaştırmışken bu millete daha neyin sözünü verip duruyorsun? Başarınız bu ise başarısızlığınız düşman başına….

Hacı YILDIRIM
EBS Ankara 2 Nolu Şube Başkanvekili

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum