İlksan gerçekleri...

İlksan gerçekleri...

İLKSAN A sendikasının gidip B sendikasının gelmesiyle, yaşadığı sorunları çözemez.

Bir denetimci arkadaşın memurlar.net'e gönderdiği aşağıdaki çalışma, içerik olarak uygun bulunarak yayıma alınmıştır.

İlksan'da (İlkokul Öğretmenleri Sağlık ve Sosyal Yardım Sandığı) bir akıl tutulması yaşanıyor. Zamanın ruhuna ters düşen bu tür kurumların olumsuzluklarını anlatmak, kendilerinin içine düştüğü durum kadar sancılıdır ve zordur.

. İlksan üretimden uzaktır ve sırtını faizeyaslamıştır. 2005 yılında sandık gelirlerinin %98'i faiz gelirine dayanıyordu bugün bu oran %98,2'dir. Sandığın tek şirketi DE-HA. A.Ş. o da yılda ortalama 1 Milyon TL zarar etmektedir.

. En iyimser hesaplamayla bile sandığın kapatılması halinde ihtiyaç duyulan 2,6 milyar TL Sandığın portföyünde bulunmamaktadır. Sandığın tüm varlıklarının toplamı 844,7 milyon TL..Bu haliyle İlksan batık bir şirkettir.

. Son on yılda yatırım namına reklamı yapılan faaliyetler "küçük esnaf" icraatlarıdır: Bir mobilyacıdan üyelere 500 TL'lik hediye çeki temin etmek, üyelerin arabasına %9 indirimle oto gaz taktırmak ve araba alıp satmak.

. 2013-2015 döneminde seçilen İlksan Denetleme Kurulu üyelerinin bir tanesi bile denetim elemanı değildir: Sandığın mali tablolarında yer alan verilerin doğruluğunu, güvenilirliğini garanti edecek yeterlilikleri yoktur.

TÜRKİYE 4 KAT BÜYÜDÜ, İLKSAN YERİNDE SAYDI

Geride bıraktığımız dönemde Türkiye, neredeyse dört kat büyümüştür: 2002-2012 yılları arasında, cari fiyatlarla Türkiye'nin gayrisafi yurtiçi hasılası 350 Milyar TL'den 1,4 Trilyon TL'ye çıkmışken, bu uygun konjonktürde, bu istikrarlı ekonomik ortamda İlksan olduğu yerde saymıştır. Başarı diye gösterilen tüm veriler; abartma, göz boyama, gerçeği saptırma ve manipülasyondan ibarettir. 2005 yılında Sandığın gelirlerinin toplamın 86,5 milyon TL iken, on yıl sonra, 2015 yılında Sandık gelirlerinin toplamı, mali tablolardaki tüm şişirmelere rağmen, 100 milyon TL civarındadır.

2005 yılında aidat gelirleri Sandık bütçesinin %60 civarını oluşturuyordu, bugün de bu oran aynıdır. 2005 yılında sandık gelirlerinin %98'den fazlası faiz gelirine dayanıyordu; bugün %98,2'lik gelir faize dayanıyor. Bu gelir kalemleri ise, üyelerden gelen aidatlar, ikraz (üyelere uygun faizle verilen borçlar), vadeli mevduat faiz geliri ve kiralar: İlksan'da değişmeyen tek bir şey varsa o da değişmemektir.

TEK YATIRIM ŞİRKETİ DE-HA YILDA ORTALAMA 1 MİLYON TL ZARAR ETMEKETDİR

İlksan üretimden uzaktır; emek harcanmadan, alın teri dökülmeden, risk alınmadan aidatlara ve bunların faizine bel bağlamış bir sistemle yola devam edilmektedir. Sandığın tek şirketi DE-HA. A.Ş'dir ve burası yılda ortalama 1 Milyon TL zarar etmektedir.

YAPILANLAR SADECE KÜÇÜK ESNAF FAALİYETİDİR

Son on yılda "büyük yatırım" olarak reklamı yapılan faaliyetler "küçük esnaf" icraatlarıdır: Bir mobilyacıdan üyelere 500 TL'lik hediye çeki temin etmek, üyelerin arabasına %9 indirimle oto gaz taktırmak ve araba alıp satmak. Havanda suyun dövüldüğü bir tiyatro oyunu oynanıyor. Bu ekonomik modelin adı üretimsiz, katma değersiz tipik bir faiz ekonomisidir. Elle tutulur bir projesi ve yeterli üretme becerisi olmayanların kaderi faiz batağına saplanmaktır. Buna rağmen rakam kalabalıkları ile faaliyet raporları süslenmeye devam ediliyor, üyelerin ve tüm toplumun zekasıyla dalga geçiliyor.

İLKSAN, YAŞANACAK OLASI BİR KRİZE HAZIR DEĞİL

Türkiye ekonomisinin yakın tarihine bakıldığında, her yedi yılda bir çeşitli sebeplerle ekonomik krizler yaşanmaktadır. 1994 krizi, 2001 krizi, 2008 krizi gibi. Türkiye ekonomisinde işlerin ters gitmesi halinde bundan en büyük zararı İlksan görecek, Aşağıdaki rakamlara yansıyan ihtimallerin hiçbirisine İlksan hazır değildir. En iyimser hesaplamayla bile sandığın kapatılması halinde, gerek duyulan 2,6 milyar TL Sandığın portföyünde yoktur. Sandığın bağımsız denetimden geçmemiş şüpheli mali tablolarında bile tüm varlıklarının toplamı 844,7 milyon TL görünmektedir. Çok övünülen arsa ve arazilerin değeri 25 milyon TL'yi geçememektedir. Bu haliyle İlksan batık bir şirketten farksızdır.

2014 yılı emekli olan üye sayısı ve her bir üyeye ödenen ortalama emekli yardımı miktarı:

18.772,01 TL

(59.477.000,01÷3.176)

Emekli olan üye sayısının bir yılda 12.105 kişi olması halinde

227.235.181,05TL

(12.105 * 18.772,01)

Her bir üyenin emeklilikte hak ettiği meblağın, 10 bin TL üzerinden hesaplanması halinde:

2.651.870.000,00TL

(265.187 * 10.000,00)

Emekli olacaklara yapılacak ödemenin, ortalama 15 bin TL üzerinden hesaplanması halinde

3.977.805.000,00TL

(265.187 * 15.000,00 TL)

Saydamlık ve hesap verebilirlik ilkelerine inandığını iddia eden bir Yönetim Kurulu var; o halde 265.187 üyenin birikimlerinin, Nisan 2015 tarihi itibariyle karşılığı olan miktarın ne kadar olduğunu kurum web sayfasında kamuoyu ve üyelerle paylaşılmalıdır. Bu verileri, yönetim kesinlikle paylaşmayacaktır. Çünkü her zaman olduğu gibi "ticari sır" ve "Sandığın itibarı" gibi müphem kavramların arkasına gizlenme kolaycılığı gösterilecektir.

İlksan bir süpermarket değildir. Muhasebecilik bilgisini aşan derinliğe sahip, Türkiye ve dünya ekonomisinin gidişatını analiz edebilecek, fırsat ve tehditleri yönetime iletecek danışmanlar, bilinçli olarak sürece dahil edilmemektedirler. Bu evsafta bir akıl olmayınca, ortada herhangi bir strateji belgesi ve geleceğe dair bir yol haritası mevcut değildir. "İlksan 2023 Vizyon Belgesi"nin ise içi boştur ve ekonomik bir yaklaşımdan ziyade, alelacele ve amatörce hazırlanmış, reklam amaçlı basit bir lansman çalışmasıdır.

KAMUDA OLDUĞU GİBİ İLKSANDA DA MERİTOKRASİ HAKİM OLMALIDIR

Ayrıca 2013-2015 döneminde seçilen İlksan Denetleme Kurulu üyeleri denetim elemanı değildirler. Sandığın mali tablolarında yer alan verilerin doğruluğunu, güvenilirliğini garanti edecek yeterlilikleri de yoktur. İlksan, insan kaynakları yönetiminde ve politikalarında kayırmacılık ve ehliyetsizlik yerine liyakat ve meritokrasiyi hakim kılamadığı için bu durum dahi normal karşılanır hale gelmiştir.

SONUÇ

A SENDİKASININ GİDİP B SENDİKASININ GELMESİYLE HİÇ BİRŞEY DEĞİŞMEZ

Sandıkta kişi, ekip ve sendika sorunundan ziyade bir sistem ve varoluş problemi var. Mevcut anlayış yıkılmadığı müddetçe (A) sendikasının yerine (B) sendikasının yönetimde bulunması bir şey değiştirmeyecektir. İlksan üzerinde kafa yoran, tartışan hatta yeri geldiğinde birbirinin kalbini kıran eğitimcilerin atladığı en önemli husus budur. Eğitimcilerin elinde 265.187 üyesiyle İlksan isminde ateşten bir kor, patlamaya hazır bir el bombası var; kişilerle ve ideolojilerle uğraşmaktan can yakıcı bu ateşle ilgilenmeye fırsat kalmıyor.

CEO OLARAK ÖZEL SEKTÖR TECRÜBELİ BİR KİŞİ DEĞİL ESKİ BİR BAŞBAKANLIK MÜŞAVİRİ GÖREV YAPIYOR

İlksan'ın en önemli talihsizliği, ilk günden itibaren kapasitesinin farkına varamamış olmasıdır: Potansiyelinin farkına varılmış olsaydı, emekli bir başbakanlık müşaviri CEO olarak İlksan'ın başına getirilmezdi.

Yaklaşık 844 milyon TL'yi etkili, ekonomik ve verimli kullanmayarak kaynak israfına sebep olanlar, yapamadıklarından da mesul olduklarının bilincinde olmalıdırlar. Kul Hakkı yemek sadece yolsuzluk yapmakla olmaz: Kendilerine emanet edilen işleri layıkıyla yapmayanlar da kul hakkı yemiş olurlar. 265.187 üyenin, çoluk çocuğunun rızkından keserek ödediği aidatları gerektiği gibi çalıştırmamak, uygun bir kazanca dönüştürmemek kul hakkı yemekle eşdeğerdir.

www.memurlar.net

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum