İLKSAN 8. Dönem 1. Olağan temsilciler kurulu toplantısı
İlksan 8. Dönem 1. Olağan Temsilciler Kurulu Toplantısı 12-13 Mayıs 2017 tarihleri arasında Antalya’da yapılıyor.
İlksan 8. Dönem 1. Olağan Temsilciler Kurulu Toplantısı 12-13 Mayıs 2017 tarihleri arasında Antalya’da yapılıyor. Toplantıya Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, İlksan Yönetim Kurulu Başkanı Tuncer Yılmaz ve İlksan Yönetim Kurulu Üyeleri, Müsteşar Yardımcısı Yusuf Büyük, MEB 1. Hukuk Müşaviri Hayati Cankaloğlu, İnsan Kaynakları Genel Müdürlüğü Daire Başkanı Bekir Erdoğan, Türk Eğitim-Sen Genel Mali Sekreteri Seyit Ali Kaplan ile Genel Eğitim ve Sosyal İşler Sekreteri Cengiz Kocakaplan da katıldı.
Toplantı saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Toplantıda MEB Müsteşar Yardımcısı Yusuf Büyük, Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, Eğitim-Sen Genel Başkanı Kamuran Karaca ve İlksan Yönetim Kurulu Başkanı Tuncer Yılmaz birer konuşma yaptı.
Türkiye’de en çok üye sayısına sahip olduğu için övünen ama İlksan’da bir tane delegesi olmayan sendika nerede?
Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk, sözlerine İlksan 8. Dönem 1. Olağan Temsilciler Kurulu Toplantısı’nın ülkemiz için hayırlı uğurlu olmasını Yüce Allah’tan niyaz ederek sözlerine başladı.
“Hariçten gazel okumakla sendikacılık olmuyor” diyen Koncuk, Türkiye’de en çok üye sayısına sahip olduğu için övünen ama İlksan’da bir tane delegesi olmayan sendikanın bu toplantıya katılmamasını eleştirdi. Koncuk, “Eğer sendika genel başkanı isen bu toplantıya katılacaksın ve fikirlerini güzelce ifade edeceksin” dedi.
Koncuk, 270 bin İlksan üyesinin içerisinde her sendikanın üyesi olduğuna dikkat çekerek, “Dolayısıyla her sendikanın İlksan ile ilgili sorumlulukları var” dedi.
Koncuk sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu işler sadece ne Eğitim-Sen’in ne Eğitim-İş’in ne de Türk Eğitim-Sen’in sorumluluğundadır. Türk Eğitim-Sen’in delege sayısının fazla olması bir şey ifade etmez. Burada İlksan Yönetim Kurulu Başkanı’nı ve Yönetim Kurulu Üyelerini seçeceğiz. İlksan Yönetim Kurulu, seçildikten sonra bütün sendika üyelerine eşit mesafede hizmet üretmekle mükelleftir. Başka bir tavır bekleyebilir miyiz? Aksi yönde bir tavra en başta ben itiraz ederim. Bu bir namustur. Bunu da laf olsun torba dolsun diye söylemiyorum. İlksan yönetimi, herhangi bir sendika üyesi ayrımı yapılmadan, bütün sendikaların taleplerine, değerlendirmelerine, görüşlerine açık olmak durumundadır.”
Karalama kampanyası ile İlksan yerden yere vuruluyor. Bunun nedeni ise Türk Eğitim-Sen delegelerinin İlksan’a hâkim olmasından kaynaklanmaktadır.
Koncuk, karalama kampanyalarına da sert tepki gösterdi. Koncuk şöyle konuştu: “İlksan ile ilgili kaygılarımız olabilir mi? Elbette olmalıdır. İlksan nasıl yönetilmelidir? Parası, mal varlığı nasıl yönetilerek daha da artırılabilir? Hizmet kalitesi hangi tedbirler ortaya konularak artırılmalıdır? Öncelikle bütün sendikalarımızın bunları konuşması lazım. Ama ne yapılıyor, karalama kampanyası ile İlksan yerden yere vuruluyor. Bunun nedeni ise Türk Eğitim-Sen delegelerinin İlksan’a hâkim olmasından kaynaklanmaktadır. Bu karalamaları yapanlar bellidir. Onlar seçim sandığından kaçıyorlar, seçime gelmiyorlar sonra da en büyük sendikayız diye ortada geziyorlar. Hariçten gazel okumakta tam da budur.”
Mafya şu anda arsanın kendisine ait olduğunu iddia ederek, bazı vatandaşlarımızı aldatıyor. Ama satamazlar. O arsalar İlksan’ın tapulu maldır.
İlksan’ın önemli bir kuruluş olduğunu söyleyen Koncuk, Pendik arsalarına dikkat çekti ve bu konuda çok dikkatli davranılması gerektiğini kaydetti: Koncuk şunları söyledi: “İlksan’ın parasını korumak, mal varlığını gelir getirecek şekilde daha da artırmak ve projeler ortaya koymak gerçekten çok önemlidir. Ama tabi bunu gerçekleştirmek çok kolay değildir.
Eski Cumhurbaşkanı rahmetli Süleyman Demirel döneminde İlksan'a satılan Pendik arsalarını biliyorsunuz. O dönemde çok değersiz olarak görülen bu arsalar bugün çok değerli hale geldi. İlksan Yönetim Kurulu Üyelerinin yetkilendirilmesi konusunda bir teklifi de var. Olmalı ama çok dikkatle yaklaşılmalıdır. 1 milyon metrekareden fazla bir arsadan bahsediyoruz. Ciddi bir rant var. Bu rantta herkesin gözü olabilir.
Bakınız; bu arsaların geçmişini de biliyorum. Bu nedenle İlksan Yönetim Kurulu Başkanı Tuncer Yılmaz’a çok teşekkür ediyorum. Moloz dökmek için kiralamak istediler, mafya devreye girdi. Allah korusun o arsa kiralansa ve atık madde atılsa idi, İlksan’a milyonlarca lira para cezası gelebilirdi. Ama İlksan direndi, mafyaya boyun eğmedi. Bunları bilmekte fayda var. İlksan Yönetim Kurulu Başkanı ve Yönetim Kurulu Üyeleri de tehdit altında kalabiliyor. Bunlar yaşanabilir. Mafya şu anda arsanın kendisine ait olduğunu iddia ederek, bazı vatandaşlarımızı aldatıyor. Ama satamazlar. O arsalar İlksan’ın tapulu maldır. Dolayısıyla çok dikkatle yaklaşmak lazım. Riskli işlerden uzak durmamız lazım ama orada da bir rant var. Bu rantı İlksan üyelerinin lehine nasıl çevirebiliriz, bunu iyi düşünmeliyiz. Dolayısıyla İlksan Yönetim Kurulu Üyelerinin çok şeffaf davranması lazım. Bir proje varsa, bu projeyi tarafların görüşlerine açmalıyız, ortak konsensüsle bu işleri çözmemiz lazım. ‘Ben yaptım oldu’ anlayışıyla hareket edilmemelidir. Çünkü bir hata İlksan’ı 100 sene tartışılır hale getirir.”
İlksan; imkânları kullanma ve sorumluluk alma noktasında hangi sendika olursa olsun tüm sendikalara eşit mesafede olacaktır. Aksi bir durum en başta beni rahatsız eder.
Koncuk sözlerini şöyle sürdürdü: “İlksan’ın şeffaf yönetilmesi taraftarıyım. ‘Biz yönetimi ele geçirdik’, yok böyle bir şey! Bunu asla doğru bulmayız. İlksan’da en güzel, en demokratik ve en şeffaf şekilde çalışmalar yapılacağına dair kanaatimiz tamdır. İlksan Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Tuncer Yılmaz, tecrübe kazanmış bir kardeşimizdir, çok namusludur. Allah ondan razı olsun. Tuncer Yılmaz, İlksan’a ciddi bir kalite de getirdi. Tabi ki Tuncer Yılmaz bunu, İlksan Yönetim Kurulu Üyeleri ile birlikte başardı. Bu noktada Milli Eğitim Bakanlığı bürokratlarına da teşekkür ediyorum. Bundan sonra İlksan’da görev alacak olan arkadaşlarımıza da başarılar diliyorum.
Tabi şunu da istirham ediyorum; tüm yönetim şeffaf olsun, İlksan’ı beraber yönetelim. Burada hiçbir sendika ayrımı olmamalıdır. İlksan; imkânları kullanma ve sorumluluk alma noktasında hangi sendika olursa olsun tüm sendikalara eşit mesafede olacaktır. Aksi bir durum en başta beni rahatsız eder.”
Sadece Milli Eğitim Bakanlığı’nda değil, kamuda adaletle işleyen bir sistem oluşturulmalıdır. Ayrımcılık ortadan kaldırılmalıdır.
Kamuda adaletle işleyen bir sistem oluşturulması gerektiğini söyleyen Koncuk, şunları kaydetti: “Sadece Milli Eğitim Bakanlığı’nda değil, kamuda adaletle işleyen bir sistem oluşturulmalıdır. Ayrımcılık ortadan kaldırılmalıdır. Hak, hukuk, adalet tesis edilmelidir. Bu yapılmadığı sürece yönetmeliği 100 kere de değiştirseniz, başarı sağlayamazsınız. Okullar görevini iyi yapan, başarılı insanlara teslim edilmesi gerekirken, ne yazık ki, iki koyunu verseniz kaybedecek insanlara teslim edilmiştir. Sağlam bir yönetici atama sistemi oluşturulmadan hiçbir alanda başarılı olamayız.”
İşin ehline verilmesi gerektiğini belirten Koncuk, “Bizler, yönetim kurulu başkanı sağlam olsun, işi bilen olsun diye uğraşıyoruz. At sahibine göre kişner. Hz. Peygamberimizin ‘İşi ehline veriniz’ şeklinde Hadis-i Şerif’i var. Bütün bunlara rağmen Milli Eğitim Bakanlığı ne yapıyor? İşi ehline vermek yerine, ehil olmayan insanlara bu işler teslim ediliyor, sonra da başarı bekleniyor. Böyle olmaz.” diye konuştu.
Kamu çalışanlarının açığa alınmasını, ihraç edilmesini de değerlendiren Koncuk, bu süreçte yargısız infazlar yaşandığına vurgu yaptı. Koncuk şöyle konuştu: “Haksız yere açığa almaları, ihraçları da onaylamadık. Adaletle yaklaşılması gerektiğinin altını çizdik. Alenen yargısız infaz var. Bu asla kabul edilemez. Bu yaşananlar ülkemizin çok canını yaktı. Bunun adı Fetö temizliği değil, bu insan canını yakmadır. Fetöcüler hala bu ülkede belli yerlerdedir. Bu iş kabak tadı verdi. Aklı selimin yakalanması lazım. Sözün bittiği yerdeyiz. Çocuğunu bu okullara gönderdikleri için açığa alınan ya da ihraç edilenler var. Böyle bir mantık olabilir mi? Olmaz. Bunun da değişmesi lazım. İnsanların devlete olan saygısı kayboluyor, masum olduğu halde görevden alınan, ihraç edilenlerin çocukları devlete düşman hale getiriliyor. Bunun altında herhangi bir siyasi partinin kalması önemli değil, hepimiz bunun altında kalırız.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.