İlk öğretmenden gençlere mesaj

İlk öğretmenden gençlere mesaj

Türkiye'nin ilk kadın öğretmenlerinden Refet Angın, 24 Kasım Öğretmenler Günü'nü hasta yatağında karşılayacak olmasına rağmen halen gençleri düşünüyor.

Angın, ''Gençlere mesajım, Atatürk'ü anlatsınlar. Atatürk kimdir, ne yapmıştır bunu iyi bilsinler'' dedi.

Hayatını eğitime adayan 94 yaşındaki Angın, Türk Böbrek Vakfına bağlı İstanbul Özel Hizmet Hastanesinde yaşlılığa bağlı rahatsızlıkları nedeniyle yaklaşık 2 yıldır tedavi görüyor. Milli Eğitim Bakanlığı Onursal Danışmanı da olan Refet Angın, bu yıl da 24 Kasım Öğretmenler Günü'nü hastanede kutlayacak.

Angın, nefes almakta sıkıntı çektiğini, bunun dışında önemli bir sorunu bulunmadığını söyledi. Öğretmenliğe 17 Eylül 1936'da başlayan, öğretmen, müdür yardımcısı ve müdür olarak Anadolu'nun pek çok yerinde görev yapan Angın, Atatürk'ü yakından gördüğünü, her nefes alışında aklına Atatürk'ün geldiğini anlattı. Angın, Öğretmenler Günü dolayısıyla düşüncelerini şöyle dile getirdi:

''Gençlere mesajım, Atatürk'ü tanısınlar, anlatsınlar. Atatürk kimdir, ne yapmıştır bunu iyi bilsinler. Ben hayatım boyunca onu anlattım. Biraz iyileşince toplantılara katılıp yine Atatürk'ü anlatmak istiyorum. Hepiniz Atatürk'ün kim olduğunu çok iyi öğrenin. Ben Atatürk çocuğuyum. Tarih öğretmeni olarak yıllarca hizmet ettim. Atatürk mükemmel bir insandı. Hala yanlış hareket edenleri anlayamıyorum.''

ANGIN'A VEFA BORCU

Türk Böbrek Vakfı Başkanı Timur Erk de, vakıf olarak Refet Angın'ın bakım ve tedavisini üstlendiklerini ve 2 yıldır bu hizmeti verdiklerini belirterek, ''Biz toplum adına Refet Angın'a vefa borcumuzu ödüyoruz. Ondan aldığımız feyzin karşılığı olan vefa borcumuz bu'' dedi.

Erk, Angın'ın yaşına bağlı olarak bazı rahatsızlıklar ve sıkıntılar yaşadığını, özellikle nefes darlığı konusunda şikayetleri bulunduğunu dile getirerek, ''Türkiye'de kaç tane Refet Angın kaldı? Ona tüm tıbbi ve ev şartlarını yaratmaya çalışıyoruz hastanede. O ayakta kalmaya devam etsin ve Atatürk'ü tanıtmak için mesajlar versin istiyoruz'' diye konuştu.

Timur Erk, 24 Kasım Öğretmenler Günü'nde Refet Angın için bir tören düzenlemeyi düşündüklerini ve sağlığının el vermesi halinde Angın'ın o törende Atatürk'ü anlatacağını sözlerine ekledi.

GENÇ CUMHURİYET'İN İDEALİST ÖĞRETMENİ

Antalya Fethi Bayçın Huzurevi'nde kalan 81 yaşındaki emekli öğretmen Hatice Güvendik, hayatını eğitime adadı. Genç Türkiye Cumhuriyeti'nin idealist öğretmenlerinden biri olarak 1946 yılında Urfa'nın ilk beden eğitimi öğretmeni olarak atanan 19 yaşındaki Hatice Güvendik, burada 7 yıl görev yaptı.

Nişanlı olduğu meslektaşıyla evlenerek Urfa'ya giden ve burada 2 çocuğundan ayrı görev yapan Güvendik, 17 yıl sonra belinden sakatlanarak beden eğitimi öğretmenliği yapamaz duruma geldi. Buna rağmen, yeni bir sınava girerek fen bilgisi öğretmeni olan Güvendik, 12 yıl daha öğretmenlik yaptıktan sonra emekli oldu.

Eşini 1991 yılında kaybettikten sonra huzurevine yerleşmeye karar veren Güvendik, çeşitli sivil toplum kuruluşlarında aktif görev aldı. Öğrencilere burs veren, yabancı dil kursuna katılarak İngilizce öğrenen ve hızlı okuma yazma kursuna da giden Güvendik, Milli Eğitim Bakanlığının açtığı huzurevindeki okuma yazma kursunda yaşlılara eğitim verdi.

ÖĞRETMENİ SAYESİNDE ÖĞRETMEN OLDU

24 Kasım öğretmenler günü öncesinde kaldığı huzurevinde meslek yaşamını anlatan Hatice Güvendik, o yıllarda kız çocuklarının eğitimiyle çok ilgilenilmediğini, ailesinin de bir kez olsun karnesini alarak incelemediğini söyledi. Lise yıllarında atıcılık sporları yaptığını ve çeşitli yarışmalarda dereceler aldığını ifade eden Güvendik, o zamanlar doktor olmak istediğini bildirdi. Kaderini bir öğretmeninin değiştirdiğini vurgulayan Güvendik, şunları anlattı:

''Bir gün spor hocam yanına çağırdı. (Kızım çok başarılısın ama okul bittikten sonra ailen seni evlendirir. Son sınıfta seni öğretmen okuluna alayım, meslek sahibi ol) dedi. İmtihan ettiler, kazandım. Lise son sınıfı öğretmen okulunda tamamladım. Tayinim sınıf öğretmeni olarak Kuşadası'na çıktı. Öğretmenim bir daha çağırdı ve (Gazi Eğitim'e gidip beden öğretmeni olmanı istiyorum) dedi. Gazi Eğitim'i bitirerek beden öğretmeni oldum. Bizim zamanımızda vatanın şurası, burası yoktu. Tayinim Urfa'ya çıktı. O yıllarda Urfa'da kadınlar bir tek gözlerini gösteriyorlardı. Ben ise ilk kadın beden eğitimi öğretmeniydim. Çocuklara diz altı etekler ve eşofmanlar giydirerek modern dansları ve sporları gösterdim.''

7 YIL SONRA 'ANNE' DEMEYİ ÖĞRETTİ

Urfa'daki ilk yıllarında 2 çocuğu olduğunu dile getiren Güvendik, kayınvalidesinin isteğine karşı koyamayarak, çocuklarını İstanbul'a gönderdiğini söyledi. Urfa'da o yıllar yaşam şartlarının zor olduğunu ve ailenin çocukları İstanbul'da yetiştirmek istediğini dile getiren Güvendik, ''Hasretlik bambaşka bir şey. Tam 7 sene uzak kaldım çocuklarımdan. Urfa'dan sonra Kütahya'ya tayin oldum ve çocuklarıyla yeniden yaşamaya başladım. Çocuklarıma 7 yıl sonra (anne) demeyi öğrettim.''

Kütahya'dan sonra İstanbul'da çeşitli okullarda görev yaptığını dile getiren Güvendik, mesleğe başladıktan 17 yıl sonra bir derste belinden sakatlandığını kaydetti. Güvendik, ''36 yaşındaydım ve eşim (çalışma artık) dedi. Ben kendimi zapt edemiyorum ki... 70 yaşında lisan kurslarına katılmışım. Yeniden teftiş geçirdim ve fen hocalığı yaptım'' dedi.

SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİNDE ÇALIŞMA

Fen bilgisi öğretmeni olarak 12 yıl görev yaptıktan sonra emekli olduğuna değinen Güvendik, 1991 yılında eşini kaybettiğini ve çocuklarının itirazına rağmen, özgürlüğü için huzurevini tercih ettiğini belirtti. Huzurevindeyken, Altı Nokta Körler Derneği ve Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği'nde görev aldığını anlatan Güvendik, öğrencilere de burs vermeye başladığını söyledi.

Kızına yakın olmak için Antalya'ya geldiğini vurgulayan Güvendik, Antalya'da da Kent Konseyi'nde çalıştığını, İngilizce öğrendiğini, huzurevi sakinlerine okuma yazma kursu verdiğini kaydetti.

''Biz ideal ile aşk ile bu mesleğe atıldık'' diyen Güvendik, öğretmen olmanın büyük bir ayrıcalık ve onur olduğunu vurguladı. Türkiye'de eğitim sisteminde fırsat eşitliği olmadığını savunan Güvendik, eğitim sisteminde kökten değişikliklere ihtiyaç olduğunu bildirdi. Öğretmenliğin sevilerek yapılması gerektiğine işaret eden Güvendik, sözlerini ''Öğretmenlerin memur zihniyetiyle çalışmalarını istemem Öğrencilerini kendi çocukları gibi görmeliler. Çocuğum (talebelerini bizden çok seviyorsun) derdi. Öğrencilerimizi kendi çocuklarımız gibi sevmedikçe başarılı olma şansımız yok'' diye tamamladı.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.