'Her Çocuk Başarır' Projesi
İlköğretim ve ortaöğretimde 'başarısız' olduğu düşünülen çocukların neden başaramadıkları araştırılacak.
Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu, "Her Çocuk Başarır" Projesi ile ilköğretim ve ortaöğretimde "başarısız" olduğu düşünülen çocukların neden başaramadıklarının araştırılacağını, öğrencilerin yeterliliklerinin belirleneceğini ve desteklenmesi gereken çocuklara özel bir program uygulanacağı belirtti.
"Her Çocuk Başarır" projesinin tanıtımı amacıyla Rixos Grand Ankara Oteli’nde toplantı düzenlendi. Toplantıda konuşan Çubukçu, projenin, "Akranlarından geride kalmış, yaftalanmış veya başarısız olduğu düşünülen ve eğitimde sorun yaşayan çocukların yitirdikleri güveni ve başaracaklarına olan inançlarını yeniden yeşertmek için başlatıldığını" ifade etti. Böylece çocukların "eksik öğrenmelerini tamamlayarak başarılı olacaklarına dair inancı yeniden kazanacaklarını ve akranlarıyla eşit koşullarda eğitimlerini sürdüreceklerini" söyleyen Çubukçu, "Her çocuk öğretim hayatından kopmadan başarmak için ikinci bir şans bulacak" dedi.
Özen gösterildiğinde ve değer verildiğinde, her çocuğun kabiliyetlerinin ortaya çıkacağını, bunun da eğitim ortamında mümkün olduğunu vurgulayan Çubukçu, projeye çok inandığını, projenin fırsat eşitliğini sağlayacağını ifade etti.
Proje kapsamında "okul başarı takımlarının" görev yapacağını belirten Çubukçu, okul başarı takımlarının çocukları motive edeceğini söyledi. Projenin hazırlıkları sırasında bu konunun olumlu ve olumsuz yönlerini değerlendirdiklerini anlatan Çubukçu, dünyanın birçok gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerinde de benzer programlar olduğunu belirtti.
Çocukların takip edilmesini isteyen Çubukçu, bu konuda İstanbul’da kendisine aktarılan bir olaya değindi. Bir okula yeni tayin olan bir öğretmenin, ilköğretim 4. sınıfta okuyan, agresif ve arkadaşlarına şiddet uygulayan bir öğrenciyle yakından ilgilendiğini ve evini ziyaret ettiğinde çocuğun şizofren anne-babasıyla ve kötü koşullarda yaşamak zorunda kaldığının ortaya çıktığını anlatan Çubukçu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Oraya genç bir öğretmenin gelmesi ve çocuğa odaklanmasıyla olay ortaya çıkmış. Ben aslında bu çocuğun henüz okula başladığında, 10 gün sonra durumunun fark edilmesini beklerim. Bizim öğretmenlerimiz, idarecilerimiz çocuklarımızın hangi halde olduklarına bir anne-baba duyarlılığıyla yaklaşmalılar. Bu proje biraz da eğitim sistemimizde bu tür duyarlılıkları da geliştirmeye yönelik. Elbette öğretmenlerimiz son derece duyarlılar. Bu anlattığım hikaye son derece istisnai bir durum olabilir ama hiçbir istisna bir çocuğun hayatında yaşadığı bu trajik olayın onda yarattığı izleri gidermez. Hepimizin tüm kalbimizle kendimizi o işe vermemiz, onlar için iyi şeyler yapmaya çalışmamız gerekiyor."
-PROJE NASIL UYGULANACAK?-
"Her Çocuk Başarır" projesi, 14 Mart’ta 26 ilde 47 ilköğretim, 99 ortaöğretim olmak üzere 146 okulda pilot olarak başlatıldı. Projeyle, "İlköğretim ve ortaöğretim çağındaki öğrencilerin yeterliliklerinin belirlenmesi, belirlenen yeterliliklere ulaşamayan çocuklara yönelik bireysel önlemlerin alınması ve birebir destekleme programlarıyla her çocuğun belirlenen yeterlilikler düzeyinde eğitim hakkından eşit bir şekilde yararlanmasının sağlanması" hedefleniyor.
Proje kapsamında, okullarda "okul başarı takımları" oluşturulacak. Öğrencilerin öğrenim düzeylerine göre yeterlikler belirlenecek ve belirlenen yeterliliklere paralel olarak "modern madde teorisi"ne uygun araçlarla eksik öğrenmeler belirlenecek. Öğrencilerin başarısızlığına etki eden faktörler tespit edilecek ve başarının artırılmasına yönelik birebir destekleme programları uygulanacak. Eğitim-öğretim sürecinden ayrılma aşamasında olan öğrenciler ve ayrılmış olanlar tespit edilerek destekleme programları ile eğitime kazandırılması sağlanacak. Ayrıca, izleme ve değerlendirme sistemi ile aileler sürekli olarak bilgilendirilecek.
Pilot uygulamada, okul başarı takımları, 2010-2011 eğitim-öğretim yılının birinci döneminde ilköğretim ve ortaöğretimde temel alanlardaki derslerde karne notu 0-1 olan öğrencileri seçerek velilerin de onayıyla destek programına alacak.
Okul başarı takımları, öğrencinin sınıf içi sınavlardan aldıkları puanların yanında öğrencinin devamsızlığı, sınıf içi etkinliklere katılma düzeyleri, araştırma yapabilme, proje ve performans görevleri, sahip oldukları bilgileri paylaşabilme, sosyal etkinliklere katılma gibi verileri de dikkate alarak öncelikli destek gereken öğrencileri belirleyecek ve destek programını başlatacak. Destek programlarında görev alacak eğitmenler, emekli öğretmenler, eğitim fakültelerinden mezun olmuş veya 4. sınıfında okuyan öğrencilerle üniversitelerin farklı bölümlerinden mezun olup eğitim formasyonu almış kişiler arasından seçilecek.
Başarı destek programları okul başarı takımları tarafından izlenerek öğrenci üzerindeki etkileri değerlendirilecek.
Proje, gelecek eğitim-öğretim yılında ülke geneline yaygınlaştırılacak
Eğitimdeki başarının, "arkadaş çevresi, ergenlik sorunları, kötü alışkanlıklar, sağlık nedenleri, ailevi sebepler, beslenme yetersizliği ve ekonomik nedenler gibi bir yığın faktörle ilişkili olduğunu" ifade eden Çubukçu, "Gelecekte, iş hayatında, aile hayatında ve sosyal hayatta mutlu bireyler yetiştirmek, bizim için en önemli görev. Şurası bir gerçek ki kendi gücümüze inanmadıkça, kendimize güven duymadıkça hayatın hiçbir alanında başarılı ve mutlu olmamız mümkün değil. İnanmak başarmanın yarısı. Bu anlamda bu projeyle çocuklarımıza inandığımızı, güvendiğimizi çok güçlü bir şekilde ortaya koyuyoruz. İstiyoruz ki çocuklarımız sosyo-ekonomik durumlarından bağımsız olarak eğitim hizmetlerinden eşit olarak yararlansınlar" diye konuştu.
Hükümetleri döneminde eğitim alanında yapılan çalışmalara değinen Çubukçu, yapılan iyileştirmelerle "Türk eğitim sisteminin gelişmeyi ve kalkınmayı hızlandırma işlevini yerine getirebilmesinin koşullarını sağladıklarını" söyledi. "Bundan sonra en önemli görevimiz, dünya ile rekabet edebilen bir nesil yetiştirme ve eğitimde kaliteyi yükseltme. Zaten sürmekte olan çalışmalara daha güçlü bir şekilde eğileceğiz. Bugün tanıtımı yapılacak olan ’Her Çocuk Başarır’ projesi de bunlardan biri" diyen Çubukçu, şunları kaydetti: "Öncelikle ilköğretim ve ortaöğretimde bazı çocuklarımızın neden başaramadığına odaklanacağız. Hangi çocuklarımızın hangi düzeyde yeterliliği olduğunu ve nasıl takviye edilmesi gerektiğine odaklanacağız. Bir toplumun topyekun kalkınması, toplumun her kesiminin belli bir düzeye ulaştırılmasıyla mümkün. Eğitim eşitleyici en önemli faktör. Bir toplumda çocukların yüzde 10’u ’dahi’ de olsa, toplumun yüzde 90’ı düzeyin altındaysa o toplum gelişmiş, kalkınmış olamaz.
Bu proje ile yeterlilikler de tespit edilecek. Çocuklarımızın neyi hangi düzeyde öğrendiğinin bizim tarafımızdan bilinmesi, bundan sonraki dönemlerde o öğrenme yöntemleri üzerinde düşünmemizi sağlayacak. Belirlenen yeterliliklerle ilgili durumu tespit ettikten sonra gerçekten desteklenmesi gereken çocuklara özel bir program uygulayacağız. Her çocuğun birer değer, birer birey olduğu düşüncesinden hareketle başarısızlığa etki eden faktörler neler bunlara da bakacağız."
-ŞANSLI VE ŞANSSIZ DOĞMAK-
Meslek hayatının uzun bir döneminin "çocuk hakları aktivisti" olarak geçtiğini dile getiren Çubukçu, "Burada şunu gözlemledim, kanunla ihtilafa düşen çocukların en büyük problemlerinden biri yetiştikleri sosyal çevre ve sahip oldukları ailelerdi. Bazı çocuklarımız şanslı olarak dünyaya gelmiş olabilirler ama bazıları aynı şansa sahip olmayabilir. Sosyal devlet olma bütün bu bireyleri daha çocukken tespit edip onlara gereken desteği vermek, onları bu hayata diğerleriyle tam ve eşit katılımını sağlayacak donanıma sahip bir şekilde yetiştirmektir" diye konuştu.
MİLLİYET
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.