Fetullahçı Terör Örgütü'ne (FETÖ) ait olan ve geçtiğimiz aylarda TMSF'ye devredilip faaliyetleri durdurulan Bank Asya'da yapılan incelemeler devam ediyor. Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele (KOM) ile Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) tarafından yürütülen incelemelerde bankada açılan ve FETÖ mensubu öğretim görevlileri ve eşlerine ait yaklaşık 5 bin hesap mercek altına alındı. Toplam mevduatı 6,9 milyar bankada akademisyenlere ait olan 5 bin hesaplarda 1 milyar 132 milyon lira olduğu belirlendi. Söz konusu rakam bankanın toplam mevduatının yüzde 20'sini oluşturuyor. Ayrıca bu tutarın 454 milyon lirası öğretim görevlilerinin eşlerine, kalan 678 milyon liralık tutar ise öğretim görevlilerinin kendilerine ait hesaplarda ortaya çıktı.

46 MİLYON LİRALIK HESAP HAREKETİ

İncelemelerde Eskişehir Osmangazi Üniversitesinde araştırma görevlisi olan A.D.'nin hesabında 46 milyon liralık hareket olduğu gözlenirken, benzer şekilde Erciyes Üniversitesinde Profesör olan A.M'nin hesabında ise 27 milyonluk hareket tespit edildi. Uşak Üniversitesi'nde doçent olan M.E.Y'nin hesabındaki hareketliliğin ise 11 milyon lira civarında olduğu belirlendi. Darbe girişiminin ardından yurtdışına kaçan ve Bank Asya'nın ortaklarından olan Prof. Dr. Sami Karahan'ın hesabında ise 3.6 milyon lira olduğu belirlendi.

PARA KURYESİ HOCALARMIŞ

Yapılan incelemelerde tespit edilen milyoner akademisyenlerin FETÖ tarafından özel olarak seçildiği belirlendi. Yurtdışına geliş gidişleri kolay olan ve genelde vize istenmeden birçok ülkeye gidebilen akademisyenlerin, örgütün para transferlerinde kuryelik yaptığı ortaya çıktı. Bu çerçevede FETÖ'nün Akıncı İmamı olarak bilinen Adil Öksüz'ün 10 yılda 109 kez ve genelde izin almadan ABD'ye gidip örgüt liderinden talimat aldığının ortaya çıkması ile FETÖ'nün öğretim üyelerini para transferinde çok sık kullandığını gösterdi.

İMAMIN KARDEŞİNDE 1,5 MİLYON LİRA

Öte yandan yapılan incelemelerde Adil Öksüz'ün kardeşi Ahmet Öksüz'ün hesabında da 1,5 milyon lira olduğu belirlendi. Hesabında 1,5 milyon lira olan Ahmet Öksüz üniversitesinde 'kendi halinde gariban birisi' olarak tanımlanıyordu.

Cahit Saraçoğlu / Yeni Şafak