Fethullah Gülen, New York Times'a konuştu

Fethullah Gülen, New York Times'a konuştu

Amerikan basının Fethullah Gülen merakı gün geçtikçe artıyor.

Wall Street Journal'da (WSJ) çıkan Gülen haberinin hemen bir hafta sonrasında, hem ABD'nin hem de dünyanın saygın gazetelerinden biri olan New York Times (NYT), Hocaefendi hakkında bir röportaj-haber yayınladı. İşte röportajın tam metni...





Bir hareketin liderliğini yapan Türk'ü savunanlar da var, eleştirenler de...
BRIAN KNOWLTON / SAYLORSBURG, PENNSYLVANIA

Verimli çiftlik topraklarının birden Pocono Dağlarının eteklerindeki büyüleyici güzelliğine yol verdiği kuzeydoğu Pensilvanya'da Türkiye'nin en etkili insanlarından biri sessizce yaşamını sürdürüyor.

Aynı zamanda en tartışmalılarından biri.

Kendisinden büyük bir saygıyla bahseden sevenleri Fethullah Gülen'i (69) tatlı dilli bir Müslüman vaiz, yazar ve öğretmen olarak tanımlıyor.

Georgetown Üniversitesi'nde bir profesör olan ve Gülen üzerine çalışmaları bulunan John L. Esposito, Gülen'i karşılaştırabileceği tek kamuoyunda bilinirliği olan kişinin Dalai Lama olduğunu söylüyor.

Gülen'in konuşmaları, barış ve hoşgörü, ABD-Türkiye ilişkilerinin güçlülüğü ve serbest pazar ekonomisinin önemi üzerine. Yakın geçmişte bir söyleşide dediği gibi "Gerçek İslam'da teröre yer yoktur" gibi şeyler söylediğinde Batılı yöneticileri yüreklendiriyor.

Hem eski Dışişleri Bakanı Madeleine K. Albright hem de onun seleflerinden biri olan James A. Baker III, Gülen'le ilişkili grupların faaliyetlerinde konuşmalar yapmış ve demokrasi ve diyalogu savunmasını övmüşlerdi.

Ancak kötüleyenleri onu daha karanlık bir açıdan görüyor. Gülen'in son derece milliyetçi taraftarlarının Türkiye'de güçlü konumlara geldiğini ve belki de gizli bir amaç güttüklerini söylüyor.

Uzun süredir laik olan ve şimdi İslam-dostu bir hükümet tarafından yönetilen Türkiye kendisini İsrail, Irak ve İran'la olan ilişkilerde temel bir aktör olarak konumlandırarak daha büyük bir küresel role soyundukça, kamusal alanda dinin yeri üzerindeki hararetli iç gerilim daha çok ilgi odağı haline geliyor.

Gülen, Türkiye'nin Müslümanların geleneksel değerlere karşı güçlü bir darbe olarak gördüğü ancak laiklerin modernizasyon için kaçınılmaz olduğunu düşündüğü ve yaklaşık yüzyıl önce

Kemal Atatürk zamanında gerçekleştirilen laikleştirilmesine karşı ağır-çekim ancak güçlü bir tepkinin bir bölümünü temsil ediyor. Gülen'in yaklaşımı, bir anlamda, geleneksel ve modern olanı harmanlamaya çalışıyor.

Kendisi ve yaklaşık bir düzine taraftarı ile ziyaretçiler için modern konaklama yerleri, bir buluşma salonu ve turuncu sazan balıklarıyla dolu pırıl pırıl bir göletin olduğu 25 arlık (10 hektar) kırsal bir barınakta eğreltiotları ve mavi ladin ağaçlarıyla dolu bir sığınakta yaşıyor.

Sağlık sorunları olan Gülen bu pastoral mekandan çok nadir ayrılıyor.

Klasik Türk yemeğinden oluşan bir öğle yemeğinde konuştuğumuz ısrarlı bir şekilde alçakgönüllü, bir kasaba imamının oğlu olan Gülen, sahip olduğu etkiye haiz olacak bir adam görüntüsü vermiyordu.

Beş yaşından beri Kuran öğrenen/çalışan ve 14 yaşından beri vaizlik yapan Gülen yavaş yavaş çok geniş bir takipçi kitlesi oluşturdu. Okullar, hastaneler ve işyerlerinden oluşan uluslararası bir ağ kurdu. Bunlar arasında Asya adlı milyarlarca dolar tutarında varlığı olan İslami bir banka, Türkiye'nin en büyük gazetesi olan Zaman da dahil olmak üzere gazeteler ve Somerset, New Jersey'de EBRU-TV adlı bir televizyon kanalı yer alıyor.

Bütün bunlar, başkalarının Gülen hareketi dediği ama bu hareketin arka planda kalmayı tercih eden liderinin Gönüllüler Hareketi diye tanımladığı oluşumun bir parçası. Gülen bunların kendisine kişisel hiç bir çıkar sağlamadığını ve sahip olduğu tek şeyin bir yorgan, bir kaç parça nevresim ve değer verdiği bir kaç kitap olduğunu söyledi. "Bu hareketin kaç ülkede faaliyette olduğunu da, hangi sayıda öğretmen ve öğrenci olduğunu da" bilmediğini söyledi.

Takipçilerinin yaptığı işlerle ilgili bir soru üzerine, "Ben bu hareketi Fethullah Gülen hareketi olarak adlandırmanın yanlış olduğuna inanıyorum ve böyle söylemek bu faaliyetleri yürütmeye kendini adamış olan birçok insana saygısızlık oluyor. Benim bu hareketteki rolüm oldukça kısıtlı ve bir liderlik, merkez, bir merkeze bağlılık ya da bir hiyerarşi yok."

Ama başkaları ı 110 ülkede 1000'i aşkın okulun olduğunu ve belki 5 milyon üyenin olduğunu bildiriyor. Washington'da Fethullah Gülen'le ilişkili bir kurum olan Rumi Forum'a başkanlık eden Türk asıllı Avusturyalı Emre Çelik, yakın bir zamanda çok ücra bir yerde, Zanzibar adasında bir okulu ziyaret etti ve ona göre Afrika'da daha fazlası olmalı. Bu okullar zengin Müslüman iş adamları tarafından destekleniyor.

Amerika'da buna benzer birkaç okul var, hatta Burma'da bile bir tanesi mevcut. İslami değerleri taşıyorlar ama medreselerin aksine içinde bulundukları ülkenin resmi müfredatını kullanıyorlar, ayrıca modern bilim ve teknolojinin üzerinde duruyorlar. Eğitim kaliteleri oldukça yüksek olarak değerlendiriliyor ve bu okullarda yer bulmak için gerçekleşen rekabet yoğun.

zaman

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.