Karardaki en önemli sorunlar ise;

1. Okul Öncesi ve İlköğretim Öğretmenlerinin mesleki çalışma dönemlerindeki ücret hesaplamaları…
2. Kar tatili, bayram tatili gibi günlerde kesilen ücretin tamamen ek ders olması,
3. Yöneticilerin girmek zorunda oldukları 6 saatlik zorunlu dersin 1 saate düşürülmesi…
4. Ortaöğretimde sınav gözcü ve ayırtmanlık sınıralamaları

Bu konular defalarca gündeme geldiği halde henüz çözümlenmemiştir.

1. Şu anda yine mesleki çalışma döneminden çıkıldığından ek ders ücretinin nasıl hesaplanacağı tereddüdü ortaya çıkmıştır.

Karar:“Madde 6… (3) Öğretmenlere, ilgili mevzuatına göre öğretim yılı başında ve sonunda yaptıkları meslekle ilgili çalışma sürelerinde iki haftayı geçmemek üzere ve fiilen görev yapmaları kaydıyla haftada 15 saat ek ders ücreti ödenir.” Demektedir.

Bu yıl bu süre nasıl hesaplanacaktır?

Bu yıl haftalar parçalı gittiğinden sorun ortaya çıkmakta ise de aslında çözümsüz değildir.

Karar iki haftayı geçmemek üzere 15 er saat ödemeyi emrettiğinden ve Eylül döneminde 2 haftayı dolduracak 10 iş günlük süre bulunduğundan 1-19 Eylül tarihleri arasında öğretmenlere tahakkuk ettirilmesi gerekmektedir.

Geçmiş yıllarda iki haftadan daha uzun süre öğretmenler mesleki çalışma yaptıkları halde düzenleme böyle olduğundan mağdur edilmişlerdir.

Ayrıca oryantasyon eğitimine giren 1.sınıf ve Okul Öncesi öğretmenleri mesleki çalışma döneminde fiilen derse girdikleri halde fiilen derse girmeyen öğretmenlerle aynı ücreti almaktadırlar.

2. Herhangi bir nedenle oluşan tatillerde ders ücretinin tamamı kesilmektedir. Örneğin dini bayramlarda 5 iş gününün 2,5 günü bayrama denk gelmiş ise bu haftada sınıf öğretmeni 15 saat derse girebildiğinden yani maaş karşılığı 18 saati dahi dolduramadığından hiç ücret alamamaktadır. Oysa ki aynı haftada tatili 5 güne çıkaran yani tatil olmayan 2,5 günde rapor ya da izin alan öğretmen de hiç ücret almamaktadır. Bunu hakla hukukla izah etmek mümkün değildir.

3. Yöneticilerin derse girmelerinin hem öğrenci açısından, hem yönetici açısından hem de kurum açısından sakıncaları görülmektedir. Örneğin Türkçe alanındaki bir okul müdürü yıl içinde gerçekleşen toplantı, seminer, idari işler, komisyonlar… gibi nedenlerle dersleri aksatabilmektedirler. Bu nedenle de öğrenciler mağdur olabilmektedirler.

Ayrıca Sınıf öğretmeni, okul öncesi öğretmeni ya da Rehber öğretmenin yönetici olması durumunda derse girme zorunluluğu yokken diğer alan öğretmenlerine bu zorunluluğu getirmek eşitlik ilkesine da aykırıdır.

4. Ortaöğretimde sorumluluk ve ortalama yükseltme sınavlarında getirilen öğretim yılında alınabilecek toplam ücret sınırlaması noktasında da düzenleme yapılmalıdır. Yıl içinde yapılan sınavlarda sorun yaşanmasa da MEB in sürekli af sınavları (ilave sınavlar) getirmesi nedeniyle öğretmenler mağdur olmakta okul idareleri de zor durumda kalmaktadırlar.

MEB Özellikle 1.maddede belirttiğimiz Eylül ayı ücret hesabı konusunda bir açıklamayı derhal yapmalı ülke genelinde birliği sağlamalıdır.

Diğer hususlar ile düzenleme bekleyen sorunların çözümünün ise bir an önce sağlanması gerekir. MEB en azından bir yılı aşkın bir süre önce Maliye Bakanlığına gönderdiği taslak ile ilgili gelişmeleri paylaşmalıdır.

Saygılarımla…

Maksut BALMUK

Eğitim Yöneticisi