Türkiye otoriter bir rejimin egemen kılındığı baskı ve korku düzenine doğru hızla itilmektedir. Bu sürecin baş aktörü ise yürütme erkini fütursuzca kullanan siyasi iktidardır. Aydın, laik ve demokrat kitleler hedef seçilmekte, yargı, haksızlıklara susmayanlara karşı bir sopa gibi kullanılmaktadır.

Bunun son örneği ise Antalya TED Koleji’nde 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı Töreni’nde konuşma yapan Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeni Emine Karakaş’ın göz altına alınması olmuştur. Konuşmasında cumhuriyet kazanımlarının önemini vurgulamaya çalışan, hiçbir kişiyi, partiyi ya da oluşumun ismini kullanmayan Karakaş, temsil ettiği emekçiler mesleki olarak tükenirken yoksulluk sınırının yarısının altında ücret alırken yaptığı sözde sendikacılıkla zenginleşen yandaş sendikanın başı ve kendi partisi tarafından Ankara’yı FETÖ’ye parsel parsel satmakla suçlanan eskimiş belediye başkanı tarafından arsızca hedef gösterilmiş ardından göz altına alınmıştır.

Yaşananlar, bu ülkede hırsızların, zalimlerin değil; zulme ortak olmayanların, demokrasi talep edenlerin, Cumhuriyet’e sahip çıkanların ve ifade özgürlüğü gibi en temel hakkını kullananların keyfi göz altılarla cezalandırılmak istendiğini göstermektedir.

Cumhuriyet alerjilerinin açık göstergesidir

Siyasi iktidarın, hukuksuzluklara, adaletsizliklere, hak gasplarına karşı çıkanlara yönelik uyguladığı baskı ve şiddet, kendi gibi düşünmeyene yaşam hakkı tanımaz bir duruma geldiğinin ve cumhuriyet alerjilerinin açık göstergesidir.

Bu alerji, yandaş yöneticiler aracılığıyla okullar gündelik siyasete alet edilirken, öğrencilerimiz siyasi dolgu malzemesi olarak kullanılırken sesini çıkarmayanlara, şimdi okulların birlik ve beraberliğin bayraktarlığını yapacak kurumlar olduğunu hatırlatmıştır. Karakaş’ın birlik ve beraberliği baltalayan dil kullandığını söyleyenler bilsin ki; toplumu asıl kin ve nefrete sürükleyen herkesi terörist, herkesi öteki ilan eden dili kullananlardır.

Bizler elbette dün olduğu gibi bugün de yaşanan hukuksuzluklara, baskı ve yıldırma politikalarına oyun eğmeyeceğiz.

Ülkemizde adaleti, hukuku ve insan haklarını yerleştirmek için mücadele etmeye devam edeceğiz.

Eğitim-İş olarak, siyasi iktidarın demokrasiyi hedef alan, her geçen gün daha da artan baskıcı ve hukuksuz uygulamalarının her zaman karşısında olacağımızı belirtiyor; keyfi göz altıların son bulması, adaletin herkes için eşit işlemesi gerektiğinin altını çiziyor, olayın takipçisi olacağımızı herkesin bilmesini istiyoruz.