Eğitim-Bir-Sen'den Kahramanmaraş Çıkarması: Rektöre Dur Denilmeli
Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Vekili Latif Selvi, devletin görev yapılan makama tanıdığı yetkilerin, kişisel güçlere dönüştürüldüğünde, ilkeler üzerinden değil, kişisel ilişkiler üzerinden tasarruflara neden olduğunu ifade ederek, “Bunun en bariz örneği...
Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Vekili Latif Selvi, devletin görev yapılan makama tanıdığı yetkilerin, kişisel güçlere dönüştürüldüğünde, ilkeler üzerinden değil, kişisel ilişkiler üzerinden tasarruflara neden olduğunu ifade ederek, “Bunun en bariz örneği Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi’nde yaşanmaktadır. Keyfi uygulamalarıyla ve kullandığı yetkilerle üniversite personelini mağdur eden üniversite yönetimi, ‘bu kadar da olmaz’ dedirtecek cinsten skandallara imza atmaktadır” dedi.
Latif Selvi, Memur-Sen Kahramanmaraş İl Temsilciliği’nde düzenlenen basın toplantısında, Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi’nde meydana gelen hukuksuzluklara ve keyfi uygulamalara tepki gösterdi.
Hukuku ayaklar altına alan yaklaşım personeli tedirgin etmektedir
Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Yardımcısı Şükrü Kolukısa, Memur-Sen Kahramanmaraş İl Temsilcisi ve Eğitim-Bir-Sen 1 No’lu Şube Başkanı Abdülaziz Aydın, 2 No’lu Şube Başkanı Doç. Dr. Hasan Furkan, Eğitim-Bir-Sen Gaziantep Şube Başkanı Ahmet Gök, Memur-Sen’e bağlı sendikaların başkanları ve üyelerin katıldığı toplantıda konuşan Selvi, üniversite yönetiminin hukuksuz uygulamalarıyla Sütçü İmam’ın torunlarını canından bezdirdiğini, onlara hayatı zehir ettiğini, icraatıyla şehrin itibarına gölge düşürdüğünü söyledi.
Eski Türkiye’den kalma bazı tortuların varlığını sürdürmesinin, kamu yönetiminde birçok sıkıntıya; hukukun, yetkiyi kullananların elinde tarumar olmasına, kamu yönetiminin bürokratik labirentlerde sıkışıp kalmasına, maddi ve manevi bedellerin ödenmesine yol açtığını kaydeden Selvi, “Devletin görev yapılan makama tanıdığı yetkiler, kişisel güçlere dönüştürüldüğünde, ilkeler üzerinden değil, kişisel ilişkiler üzerinden tasarruflara neden olmaktadır. Bunun en bariz örneği Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi’nde yaşanmaktadır. Keyfi uygulamalarıyla ve kullandığı yetkilerle üniversite personelini mağdur eden üniversite yönetimi, ‘bu kadar da olmaz’ dedirtecek cinsten skandallara imza atmaktadır.
Keyfi uygulamalarıyla sık sık gündeme gelen üniversite yönetimi, yetkiyi şahsi bir güç sanarak karakteristik yapısını devletin kurallarının üstüne koyarak fütursuz bir yönetim sergilemektedir. Kanun tanımaz uygulamalar, dediğim dedik tavırlar, hak ve hukuku ayaklar altına alan yaklaşımlar personeli tedirgin etmekte, çalışma barışına zarar vermektedir” şeklinde konuştu.
Kadrolar ilişkilere göre verilmektedir
“Üniversiteleri yasaklarla anılır hale getirenleri, bilim yuvası olması gereken kurumları babasının çiftliği gibi kullananları hatırlatan hukuksuzlukların yeni Türkiye’de yeri olmamalıdır” diyen Selvi, sözlerini şöyle sürdürdü: “Üniversite yönetiminin göreve başlamasından bu yana objektif kriterler belirlenmeden, somut ve nesnel gerekçeler ortaya konulmadan, salt subjektif değerlendirmelerle gerçekleştirdiği hukuksuz ve akademik anlayışa uymayan uygulamaları, üniversite personelini ciddi şekilde rahatsız etmektedir. Üniversitede hizmet yılını doldurarak profesörlük unvanı almaya hak kazanan bazı öğretim üyelerine unvanları verilirken, profesörlüğü hak eden bazı öğretim üyelerine keyfi olarak ısrarla unvanları verilmemektedir. Üniversitede hukuksuz bir şekilde öğretim üyelerine kart okutma mecburiyeti getiren yönetim, mahkemenin iptal kararına rağmen uygulamayı devam ettirmiş, sistem hatasından dolayı, zaman zaman kart okutan öğretim üyelerinin bu işlemleri kayda girmemiş, bundan dolayı o döneme ait ücretleri ödenmemiş ve verilen itiraz dilekçeleri de reddedilmiştir. Sonrasında, mahkeme kararının etkisiz hale getirilmesi amacıyla yeni bir Ek Ders Ücret Ödemeleri Yönergesi çıkarılmış ve böylece kart takip sistemine yeniden işlerlik kazandırılmıştır. Kurum dışından üniversiteye beş şube müdürü atanması üzerine, Şube yöneticilerimizin Kurum İdari Kurulu toplantısında, 15-20 yıldan bu yana üniversitede bu kadroları bekleyenlerin olduğunu dile getirmesi neticesinde, ‘bu idarenin tasarrufundadır’ denilmiş; Elbistan’da verilen iftar yemeğinde yaptığı konuşmanın yerel basında ‘üniversitede işler iyi gitmiyor’ başlığıyla yer alması sonucunda Şube Başkanımız hakkında soruşturma başlatılmıştır. İlgili soruşturma neticesinde komisyon uyarma (iyi halden kınamadan uyarma) cezası teklif etmiş ve yapılan itiraz sonucunda ceza kaldırılmıştır. Bu yazışmalardan rahatsız olan yönetim, Banka Promosyon Anlaşma Komisyonu’na sendikanın üye seçme yetkisini engelleyerek, sendika yönetim kurulu üyelerinden kendi istediklerini yetkilendirdiğini beyan etmiştir. Bunun üzerine sendika temsilcisi olmaksızın komisyon yetkisiz (iç denetçi) kişilerce toplanıp 2013 yılında yapılan promosyon anlaşmasında alınan 2013 TL’den daha düşük, 1750 TL’ye 2015 yılında imza atılmış ve böylece hem personelin maddi kaybına sebep olunmuş hem de yapılan sözleşmeye gölge düşürülmüştür.”
Şube yöneticilerimize soruşturma açıldı, çoğu sürgüne gönderildi
Üniversite yönetiminin, bazı hukuksuz işleri perdelemek için Eğitim-Bir-Sen Şube yönetiminde olan fakülte sekreterlerini rotasyon adı altında sürdüğünü belirten Selvi, “Denetleme Kurulu Üyemizi Tıp Fakültesi Sekreterliğinden alarak Ziraat Fakültesi Sekreterliğine, Yönetim Kurulu Yedek Üyemizi Eğitim Fakültesi Sekreterliğinden alarak önce İlahiyat Fakültesi Sekreterliğine görevlendirmiş, Sendikamızın hukuk mücadelesi sonucunda eski görev yerine verilmesi gerekirken, hukuksuz bir şekilde Güzel Sanatlar Fakültesi Sekreterliğine görevlendirmiştir. Diğer taraftan, bir üyemizi İlahiyat Fakültesi Sekreterliğinden alarak 160 km uzaklıktaki Elbistan Teknoloji Fakültesi’ne Fakülte Sekreteri olarak görevlendirmiş ve aynı şekilde üyemizi, hukuk mücadelesi neticesinde eski görevine iade etmeyerek yeniden aynı yere görevlendirip, hakkında soruşturma açmış, baskı ile üyemizin emekli olmasına neden olmuştur. Ayrıca, Şube Disiplin Kurulu Başkanımıza soruşturma açıp, uyarma cezası vermiş, Şube Denetleme Kurulu Üyemize hem soruşturma açmış hem de profesörlük kadrosunu vermemiş; Şube Disiplin Kurulu Üyemizin sözleşmesini 6 ay uzatmış, Şube Denetleme Kurulu Üyemizi emekli olmaya zorlarken, Kadınlar Komisyonu Başkanımızın sözleşmesini, süresi geçtikten bir hafta sonra geriye dönük uzatmış ve önceki dönem Genel Başkan Yardımcımızı ise kadro olmayan bir birime görevlendirmiştir.
Şube Yönetim Kurulu üyelerimiz olan fakülte sekreterlerinin görev yerlerini değiştirmekle yetinmeyen üniversite yönetimi, 18 Mart Şehitleri Anma Günü’nde, devletin şehit yakınlarına tanıdığı memur kontenjanından üniversitede göreve başlayan bir şehidimizin emaneti olan Teşkilatlanmadan Sorumlu Şube Başkan Yardımcımızı sürgün etmiş, bu uygulamasıyla üniversite mensuplarını ve kamu vicdanını rahatsız etmiştir” diye konuştu.
Kanun tanımaz uygulamalardan şehit yakınları da nasibini aldı
Şehit yakını olan Teşkilatlanmadan Sorumlu Başkan Yardımcısına sahip çıkması ve “Şehit Yakınına Sürgün, Kendi Adamına Her Kadro Uygun” diye basın açıklaması yapması üzerine Şube Başkanımıza soruşturma açan yönetimin, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 125/D-d bendi uyarınca “Kademe İlerlemesinin Durdurulması” cezası verdiğini, ancak cezanın, anılan kanunun 125. maddesinin 5. bendinde yer alan, ‘Öğrenim durumları nedeniyle yükselebilecekleri kadroların son kademelerinde bulunan devlet memurlarının, kademe ilerlemesinin durdurulması cezasının verilmesini gerektiren hallerde, brüt aylıklarının 1/4–1/2’si kesilir ve tekerrüründe görevlerine son verilir’ hükmü uyarınca, 1/2 oranında Aylıktan Kesme cezasına dönüştürüldüğünü dile getiren Selvi, “Sendikamızın hukuk mücadelesi sonucunda mahkeme önce yürütmeyi durdurma kararı vermiş ve devam eden süreçte cezayı iptal etmiştir. Şubemize gönderilen e-postalarla ilgili olarak, Şube Başkanlığının kapalı zarfta göndermiş olduğu bilgilendirme konulu yazısına istinaden, üniversite yönetimi, Şube Başkanımıza soruşturma açarak iddiaların odağında olan kişiyi soruşturmacı olarak görevlendirmiş, bunun neticesinde de Kademe İlerlemesinin Durdurulması cezası önerilmiştir. Fen Edebiyat Fakültesi Disiplin Kurulu’nda oy çokluğuyla ceza reddedilmiş, sonrasında, teklif edilen ceza Şube Başkanımız lehine reddedilmiştir. Daha sonra soruşturma yenilenmiş, soruşturmacı olarak Rektör Yardımcısı görevlendirilmiş, yine bir önceki soruşturmacının önerdiği Kademe İlerlemesinin Durdurulması cezası önerilmiştir. Şube Başkanımız hakkında verilen cezayı Kahramanmaraş İdare Mahkemesi, yasal boşluk gerekçesiyle iptal etmesine rağmen, üniversite yönetiminin emri ile daha önce soruşturmayı yürüten aynı komisyon başkanı tarafından soruşturma yenilenmiştir. Bu arada, Fen Edebiyat Fakültesi Dekanlığı’nın Temsilci Görevlendirilmesi konulu sendikamıza gönderdiği yazıyla Şube Başkanımıza, e-postalarla ilgili olarak açılan soruşturmanın oylamasında lehte oy kullanan komisyon üyelerinin de baskı altına alınarak istifa ettirildiği öğrenilmiştir” ifadelerini kullandı.
Soruşturma ve disiplin cezalarıyla yetinmeyen yönetim, Şube Başkanımızın öğretim üyesi unvanını kullanmasına da müsaade etmemektedir
Şube Başkanımızı soruşturma ve disiplin cezalarıyla yıldırmaya çalışmakla kalmayan üniversite yönetiminin, öğretim üyesi unvanını kullanmasına da müsaade etmediğini, bölümde hiç lisansüstü öğrenci talep etmemiş veya lisansüstü derse girmemiş öğretim üyelerinin sınav, jüri vb. komisyonlarda adına yer verirken, akademik yetkinlik olarak yayın, bilimsel çalışma, lisans ve lisansüstü öğrenci yetiştirmesi bakımından bölümde en kıdemli Doç. unvanlı öğretim üyesi olmasına rağmen sınav, jüri vb. komisyonlarda Şube Başkanımızın adına yer vermediğini söyleyen Latif Selvi, şöyle konuştu: “Ayrıca, Ek Ders Ücret Ödemeleri Yönergesi’ni bahane ederek, Şube Başkanımız, usulüne uygun olarak derslerini bilfiil yaptığı hâlde, 2017-2018 Eğitim Öğretim Yılı Bahar Yarıyılı ve Yaz Okulunda girmiş olduğu (yaklaşık 20 bin TL civarı) ek ders ücretini de ödememiştir. Hukuksuz ve keyfi uygulamalara karşı çıkan Eğitim-Bir-Sen Şube Başkanı Doç. Dr. Hasan Furkan hakkında defalarca soruşturma açtırıp ceza vererek meslekten men etmeye çalışan ve Şube Yönetim, Denetim, Disiplin Kurulu üyeleri ile sendika üyelerini sürgüne gönderen üniversite yönetimi hakkında gereken işlem yapılmalı, keyfi, hukuksuz ve bilim insanına yakışmayan iş ve işlemler mercek altına alınmalı, yetkililer bu tür uygulamalar hakkında gereken yasal süreci bir an evvel işletmelidir.”
Hastalıklı yönetim anlayışıyla sonuna kadar mücadele edeceğiz
Selvi, söz konusu iddialarla ilgili olarak, YÖK ve yargı birimlerinin bir adım atmasını beklediklerini ifade ederek, sözlerini şöyle tamamladı: “Kurulduğu tarihten bugüne, eğitim çalışanlarının hak ve hukukunu savunan, yasakların kaldırılması için emek harcayan, her türlü keyfi uygulamanın karşısında olan, tam demokrasi için mücadele veren, her zaman milletin ve millî iradenin yanında yer alan bir sivil toplum kuruluşu ve eğitim hizmet kolunun genel yetkili sendikası olarak, sorunun vahametini kamuoyunun dikkatine sunarak, keyfi yönetim tarzına, hastalıklı yönetim anlayışına karşı kesinlikle sessiz kalmayacağız. İşgalci Fransızlara karşı yiğitçe savaşan ve şehri işgalden kurtaran Sütçü İmam’ın torunlarını canından bezdiren, onlara hayatı zehir eden, icraatıyla şehrin itibarına gölge düşüren rektöre ve yönetim anlayışına karşı sonuna kadar mücadele edeceğiz.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.