Bu yıl ikinci toplu sözleşme görüşmeleri yapacağız. Geçen yıl öğretim elemanları ve öğretmenlerin haklı taleplerini masaya taşıyıp, “eşit işe eşit ücret ” kapsamında öğretim elemanları ve öğretmenlere de ek ödeme verilerek kamu personeli arasında oluşan dengesizliğin giderilmesini istemiştik. Tüm mücadelemize rağmen öğretmen ve öğretim elemanlarının yaşadığı haksızlık çözülemedi. Bu yıl toplu sözleşme masasına yine önemli konuları taşıyacağız.

 

 

Bu yazımda, eşit işe eşit ücret anlayışıyla yola çıkılıp tam tersi bir durum ile sonuçlanan ve kamu personeli arasında, özellikle de öğretmenler ve öğretim elemanları aleyhine oluşturulan ücret dengesizliğini yazacağım.

 

 

Geçen yıl çözümü için ısrarcı olduğumuz, bu yıl da ısrarcı olacağımız ücret dengesizliğini tekrar izah etmekte fayda görüyorum. Hükümet, 2006 yılında, ücret dengesizliğini gidermek için eşit işe eşit ücret politikasını hayata geçirmişti.

 

 

Bu bağlamda, 2006 yılında tüm kamu personeline, ayrım gözetilmeksizin, 80 TL (40+40 TL) ek ödeme verildi. Aynı yıl imam ve polislere özel hizmet tazminatı kapsamında ayrıca 100'er TL ücret artışı yapıldı.

 

 

Bu ek ödemeye ilave olarak, Ocak 2008'de tüm kamu personeline, yine ayrım gözetilmeksizin, 20'şer TL daha ek ödeme verildi. Ağustos 2008 ise bir kararname ile öğretmen, imam ve VHKİ'ye 112 TL ek ödeme; polise ise 180 TL ek ödeme verildi.

 

 

2010 yılında sadece imamlara teşkilat yasası ile birlikte 85 TL daha özel hizmet tazminatı verildi. 2011 yılında ise yine tüm kamu personeline 80 TL daha ek ödeme verildi.

 

 

2012 yılında öğretim elemanlarının, öğretmenlerin, imamların ve polislerin ek ödeme oranları artırılmazken, diğer unvanlarda görev yapan kamu personelinin ek ödeme oranlarında artışa gidildi. Bu düzenleme ile şef ve memurlara az da olsa ek ödeme verilirken, daire başkanları ve genel müdürlerin ek ödeme oranlarında ciddi miktarlarda artış yapıldı. Öğretmen ve öğretim elemanlarına ise, akıl dışı bir yaklaşım gösterilerek emsalleri olmadığı gerekçesiyle bu düzenleme kapsamında ek ödeme artışı yapılmadı. Dolayısıyla diğer unvanlardaki kamu personelinin maaşlarında bu katkı ile yapılan artışlar öğretmen ve öğretim elemanlarının maaşlarına yansımamış; bu durum da öğretmen ve öğretim elemanlarının maaşlarındaki artışın diğer unvanlardaki kamu personelinin maaş artışlarının çok altında kalmasına yol açmıştır. Yani düzenlemeyi yapanlar, yola çıktıklarında koydukları eşit işe eşit ücret prensibini, ‘emsallerinin olmadığı' saçma gerekçesiyle öğretmen ve öğretim elemanları bakımından görmezden gelmişlerdir. Çalışma barışının olmazsa olmazlarından olan unvanlar arası eşit oranlı maaş artışı basit ilkesi bile göz ardı edilmiştir. Sendika olarak itiraz ettiğimiz husus işte tam da burasıdır.

 

 

Yürürlüğe konulduğu 2006 yılında ayrım gözetilmeksizin tüm kamu personeli için 80 TL olarak öngörülen ek ödeme, bugün itibarıyla bazı unvanlar bazında aşağıda gösterilen miktarlarda uygulanmaktadır. Tabloya bakıldığında, öğretmen ve öğretim elemanlarının mağduriyeti çok açık bir şekilde görülmektedir.

 

Bazı Unvanlar Bakımından 2013 Yılında Uygulanmakta Olan Ek Ödeme Miktarları

 

Öğretmen 1/1 474 TL

 

Öğrt Gör. 5/1 481 TL

 

VHKİ 3/1 728 TL

 

Polis 3/1 728 TL

 

İmam 1/1 765 TL

 

Hemşire 1/1 838 TL

 

Mühendis 1/1 1095 TL

 

 

Rakamların dilini konuşacak olursak, ek ödeme ve özel hizmet tazminatındaki yansımalar ‘kral çıplak' diyor. Bu rakamlar arasındaki tutarsızlık aklıma, Ahmet Kaya'nın “Nerden baksan tutarsızlık nerden baksan ahmakça!” türküsünü getiriyor.

 

 

Bu ücret yansımalarına da nerden baksan haksızlık nerden baksan tutarsızlık!

 

 

Çözüm; bıkmadan, yorulmadan, sonuna kadar mücadele…

 

Ramazan Çakırcı