Dünya Üniversiteler Kongresi Çanakkale'de

Dünya Üniversiteler Kongresi Çanakkale'de

Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) tarafından Terzioğlu Yerleşkesi Troia Kültür Merkezi'nde düzenlenen ''Küresel Sorunlar Çerçevesinde Üniversitelerin Yeni Hedef ve Görevleri Neler Olmalıdır?'' temalı Dünya Üniver

Yıldırım, burada yaptığı konuşmada, ulaşımla iletişimin, ilimle, irfanla, üniversitelerle ne bağı var diye sorulabileceğini belirterek, aslında ulaşım ve iletişimin ilişkisi olmayan hiçbir alanın bulunmadığına işaret etti. ''Eğer ulaşım ve iletişim olmazsa dünyada insanların yarısı açlıktan yarısı da soğuktan ölür. Bizim kültürümüzde 'İlim Çin'de de olsa gidin öğrenin' diyor. Bilgi, insanın yitik hazinesi gibidir. Onu nerede, ne zaman gerekirse öğrenmek herkesin görevidir'' diyen Yıldırım, şöyle konuştu:

''Troia Antik Kenti sayesinde dünya kültür mirasına binlerce eser kazandırılıyor ve beş bin yıllık dünya tarihi aydınlatılıyor. Nerede? Bu topraklarda. Bugün İlyada Destanı'nın yaşandığı bu topraklarda, adı Troia olan bir kültür merkezinde yani Onsekiz Mart Üniversitesinde biz dünyanın çeşitli yerlerinden gelen bilim adamalarıyla beraberiz. Ne kadar güzel bir şey değil mi? Hem mekanın geçmişine hem toplantının şekline baktığımızda muazzam bir uyum var.''

Yıldırım, tarihin her döneminde insanın insan olduğunu ifade ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''8 bin yıl önce de insan, bugün de aynı, değişen bir şey yok. Bir anlamda geçmişle geleceği, eskiyle yeniyi buluşturan bir süreci yaşıyoruz. O gün de insanlar, bir anadan bir babadan meydana geliyordu, bugün de aynı. Dünyada tutunmak için yurt tutma amacıyla çaba gösteriyorlardı, bugün de aynı şeyi yapıyoruz. O günün insanı sorunlarla uğraşıyordu, bugün de aynı sorunlarla uğraşıyoruz. O zaman da yoksulluk, savaş, sefalet, eğitimsizlik, afetler, göçler vardı, bugün de bunlar insanlığın uğraştığı ana sorunlardan belli başlı olanları. O dönemlerde de insanlar gelecek için kafa yoruyorlardı, bugün de aynı şeyi yapıyoruz.
İşte bu toplantıda ne yapıyoruz? Küresel, belli başlı sorunları, üniversitemiz dünya kamuoyunun dikkatine getiriyor. Keşke dünyaya yön verenler, ülkeleri yönetenler, burada daha iyi bir iş yapsalardı, daha güzel çalışsalardı. Biz bugün bu sorunlar yerine yeni buluşlar, insanların rahatlığı, mutluluğu için güzel şeylerden bahsedebilseydik.''

Üniversitelerin genellikle değişimi başkalarının yapmasını beklediğini, kendilerine laf söyletmediğini, kendilerine dokundurmadığını belirten Yıldırım, ''(Siyasetçiler, sivil toplum, vatandaş değişsin, her şey değişsin biz yerimizde duralım) ama görüyorum ki artık sürdürülemez hale gelen, bütün insanlığı tehdit eden bu küresel sorunların, kendi sorunları ve sorumlulukları olduğunu görmüş olmaları ve bunu işlemek suretiyle bu sorunlara dikkat çekmeleri, üniversitelerin bakış açısındaki çok büyük bir değişimi gösteriyor'' diye konuştu.

Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, tarihin seyrine bakıldığında, düşüncelerin, davranışların ve yaşam tarzlarının değiştiğini vurgulayarak, şunları kaydetti:
''Yani değişim dediğimiz şey, aslında bir seferde yapılıp, bitecek şey değil. İnsanlık var olduğundan bugüne kadar, bundan sonra da devam edecek bir süreçtir. Araçları, konuları farklı ama durup dinmeyen bir değişim arzusu insanoğlunun fıtratında her zaman var olmuştur. Tarihin hiçbir döneminde değişim son çeyrek yüzyıldaki kadar hızlı ve kapsamlı olmadı. Tarihin hiçbir döneminde, değişimin yönetilme ihtiyacı, bugünkü kadar en önemli kaygılardan biri haline gelmedi. Burada beş gün boyunca dünyadaki servet dağılımındaki adaletsizlik, küresel göç, yoksul ülkelerden zengin ülkelere devam eden göç, daha geçen sene dünyanın tüm dengesini bozan küresel mali kriz, küresel ısınma, küresel açlık, sağlık hizmetlerindeki fırsat eşitsizliği, bölgesel çatışmalar, küresel terör, eğitim sorunları, kültürel mirasların korunması, çevre ile ilgili konular tartışılacak. Görüldüğü gibi her bir ferdin, toplum kesiminin ve her bir ülkenin ortak sorunları bunlar.

Hiç kimse 'benim bunlarla ilgili bir derdim yok' diyemez. O kadar geniş bir ortak paydaya sahip sorunlar tartılışıyor ki doğrusu yer küremizin, insanlığın geleceğine yön verenlerin burada konuşulanlara, dünyanın başka yerlerinde de buna benzer konuşulanlara kulak vermesi gerekir. Günübirlik kısır çekişmeler, 'sen güçlüsün, ben güçlüyüm' gövde gösterilerini bir kenara bırakıp, dünyayı yönetenlerin başta BM olarak, kısa vadeli menfaatlerin ötesine geçerek, insanlığı ve dünyamızı tehdit eden bu ana sorunlara mutlaka birinci önceliği vermemiz gerekiyor. Aksi halde insanlığa olan sorumluluğumuz yerine getirilmeyecek olup ve küresel barış insanın mutluluğu, refahı bir başka asra kalacak. Bir bilinmeze doğru gidecektir.''

''Bir günde 20 bin canı açlıktan kaybediyoruz"

Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, yoksullukla mücadelede, uzmanların yaptığı hesap sonunda, 400 milyar dolarlık bir kaynak gerektiğinin belirlendiğini bildirdi. ''Geçen hafta Pakistan'daydık. Orada insanlığın ayaklar altında olduğunu gördük'' diyen Yıldırım, bugün bir yıl için silahlanmaya ve insanları öldürmeye harcanan paranın 1.5 trilyon doların üzerinde olduğunu ifade ederek, yoksulluğu önlemek için ise 400 milyar dolara ihtiyaç bulunduğuna işaret etti. Bugün, yoksulluğu ortadan kaldıracak bütçenin üç katından fazlasının silahlanma yarışı için harcandığını anlatan Yıldırım, şöyle konuştu:

''Bir günde 20 bin canı açlıktan kaybediyoruz. İnsanlık için yüz karası bir şey bu. Halbuki bu dünyaya, Cenab-ı Hak her şeyi bahşetmiş, bolluk ve bereket var ama bunları adil olarak dağıtmak, insanların bundan adil olarak istifade etmesini sağlamak için hepimize görev düşüyor. 20 bin insan günde açlıktan ölürken, bir dünyanın gelişmiş ülkesinde ise yılda diyet için 40 milyar dolar para harcanıyor. Şu çarpıklığa bakınız. Milenyumun ilk 5 yılında 125 milyon insan iklime bağlı felaketlerle hayatını kaybediyor. 5 yıl önce 200 milyon civarında olan uluslararası göçmen sayısı, son 5 yılda yüzde 10 arttı.

Hala dünyanın uğraştığı ekonomik kriz, bir günde 20 milyon kişinin işsiz kalmasına sebep oldu. Küresel ısınmadan kaynaklanan doğal felaketlerden, çevre kirliliğine, küresel terörden, bölgesel çatışmalara, hayatımızı küresel ölçekte büyük sorunlarla bugün iç içe yaşamak durumunda bırakıyoruz. Neden? Az önce birkaçını ifade ettiğim çarpık gelişmelerden, sorumsuz küresel yönetim anlayışından dolayı. Bireysel, kendinden başkasını düşünmeyen, insani değerleri göz ardı edip, yarışmaya en önde olmaya odaklanmanın dünyayı getirdiği felaketin boyutu bu. Bunu artık, kafamızı iki elimizin arasına alıp, düşünmemiz, küresel anlamda ne yapmak gerektiğine mutlaka karar vermemiz gerekiyor. Hükümetlerin birinci derecede sorumluluğu var ama gördük ki bu sorumluluğu yerine getirememişiz. O halde sivil toplum, üniversitelerimiz, bilim adamlarımız daha çok bastıracak, bu konuda etkin görev üstlenecek.''

AA

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.