Dershaneler şimdi ne yapacak?
Uzun süreli bir tartışma dershaneler ne olacak? Kapatılacak, kapatılmayacak, zararlı yararlı, fırsat eşitliği yaratıyor, yaratmıyor, diye diye iki yılı tamamladık. Dershaneler "dönüşüme" başladı ama o da ne AYM kararını verdi ve dedi ki ben anayasayım siz
Ben de günlerdir bu işe kafa yoruyorum. Hangisi doğru diye düşünüyorum. AYM ne karar verdi diye de arada yorumlamaya çalışıyorum. Sonuç mu? Sınavlar kalkamadan, üniversite giriş sistemi ve TEOG sistemi düzenlenmeden dershaneleri kaldırmak sadece birilerine işkence etmek anlamına geliyor. Çünkü siz dershaneleri kapattım dedikten bu yana mahalle aralarında türeyen sözde etüt merkezlerini ve evlerde oluşan özel ders bürolarını görmediniz mi? O yüzden şu tespiti bir daha yapalım; bir üst okula geçişi düzenleyen giriş sınavları değiştirilmeden (bu arada sınav değişiminden bahsetmiyorum) dershaneleri kaldırmak sadece yeni bir dershane sektörü doğurmak anlamına gelecektir.
Peki AYM kararı ne anlama geliyor; AYM dedi ki "sizin dershane dönüşümü için yaptığınız yasa anayasaya aykırıdır ve ben bunu bozuyorum." Peki bu dershanelerin açılması anlamına mı geliyor? Ben birçok hukukçu uzmana sordum hepsinin ortak görüşü; AYM kararı bağlayıcıdır, dolayısıyla MEB bu karara uymalıdır. Ama nasıl uyacak onu da MEB bilmiyor. Çünkü eski yasa kaldırıldı, yerine getirilen yasa iptal edildi. Bu durumda ilginç bir şekilde dershane kavramı yok mu oldu? Tabi ki hayır yeni yasa iptal olunca eski yasa otomatik olarak devreye girecektir. Bu durumda dershaneler tekrar açılmıştır.
Peki dönüşümdeki liseler ne oldu? MEB'e göre bu kurumlar aynen devam edecektir. Hem de MEB'in yeni destekleriyle devam edecektir. Peki bundan sonra ne olacak; dershaneler asla eskisi gibi açılıp kurulamayacaktır. MEB sıcak bakmayacağı için açılıp eskisi gibi güçlenmeleri pek mümkün görünmüyor. Açılsalar bile milyonlarca liralık yatırım lazım. Peki bu yatırımı bu kadar hırpalanan kurumlar için yapacak yatırımcı var mı? Bence yok. MEB her türlü kapıyı açtığı için temel liseler devam edecek ve bence en karlı çıkan kurumlarda onlar olacaktır.
Ben Milli Eğitim Bakanı olsam ne yaparım; temel liseleri destekleyip işlerini daha da kolaylaştırırım. Dershane açılması konusunda destekçi olmam ama engel de koymam. Hemen üniversite yerleştirmede yeteneğe ve başvuruya dayalı bir model üzerinde çalışmalar başlatırım.
Peki ben dershane sahibi olsam ne yaparım; tekrar dershane yoluna düşmem okul ruhsatı mı koruyup güçlendirip okul sahibi olurum.
Velilerin yerinde olsam ne yaparım; çocuğumu bu yıl için temel liselerde tutarım çünkü açılsalar dahi dershanelerin eski gücüne dönmeleri en az iki yıl alacaktır. Bu yüzden benim için kısa vadede doğru olan temel liselerde yoluma devam ederim.
Kısacası iki önce yazdığım yazıda dershanelerin kapatılmasının yanlışlarını ve toplumda açacağı sıkıntılara değinmiştim. Aynı kaygıları taşıdığını belirtmek istiyorum ama her şey o kadar gecikti ki artık bu saatten sonra hiçbir şey olamamış gibi dershaneleri kaldığı yerden devam edeceğini düşünmek pek gerçekçi olmayacaktır. Şu anda doğru olan temel liselerdir hem öğrenciler hem de kurumalar için doğrusu şu anda bu. Bu arada Anayasa Mahkemesi "insanları anayasa güvencesi altına yaşamalarını sağlamakla görevlidir" bu görevini yapmıştır. Ama geç yapmıştır sonuçta da "geç gelen adalet, adalet değildir" cümlesini hatırlatalım.
Peki, bu sürecin sonunda ne olur? Tabii ben müneccim değilim ama dershanelerin bu sürecin sonunda daha kontrollü daha düzenli daha sistemli hale geleceği kesin. Dershanelerin bu süreçten çıkaracağı çok fazla ders var. Çok zor bir dönemde geçtiler, sanırım bu dönemde şapkalarını önlerine koyup düşünmüşlerdir. Peki, bunu söylerken dershaneler hatalı mı diyorum? Hayır bunu demiyorum. Ben hem bakanlığın hem dershanelerin bu süreç sonunda daha iyi ve daha gelişmiş bir sisteme dönüşmesi gerektiğini düşünüyorum.
Dershaneler bundan önceki süreçte yaptıkları hataları yeni dönemde yapmamalılar. Bunlar nelerdi? Birincisi kendilerini anlatmayı ve bu ülkeye faydalarını ifade etmeyi öğrenmeliler. İkincisi iletişim konusunda daha başarılı olmalılar. Üçüncüsü akademik açıdan ortaya çıkardıkları ürünleri Milli Eğitim Bakanlığı'na sunmayı öğrenmeliler. Yani bu kadar öğrencinin kendilerinden aldığı eğitim sonunda elde ettiği çıktıları diğer kurumlarla raporlaştırıp paylaşmayı öğrenmeliler. Okullarla birlikte çalışmayı öğrenmeliler, öğrencinin geleceği için kariyer sistemlerini ve rehberlik sistemlerini iyileştirmeliler, öğretmen yetiştirme sistemi kurmalı devletin bu yükünü almalılar, teknoloji iyi kullanıp devletin yetişemediği yerlerde devlete destek olmalılar, daha şeffaf ve daha açık olmalılar. Dershaneciliğin bir eğitim işi olduğunu unutmadan işlerini yürütmeliler. Fırsat eşitliği açısından devletle daha fazla proje yapmalılar.
Bakanlık için bir şey önermiyorum. Çünkü Sayın Bakan'ın konuşmasından dershanelerin işlevi konusunda çok yetkin olduğunu gördüm ve Sayın Başbakan'ın bundan daha ilerde olduğuna eminim. Yani sayın dershaneciler "durmak yok yola devam" ama daha yenilenmiş daha aktif olarak.
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.