Çanakkale’ye Giremediler, Ruhlarımıza Girdiler!..

Çanakkale’ye Giremediler, Ruhlarımıza Girdiler!..

MEMUR-SEN ANKARA İL VE EĞİTİM-BİR-SEN ANKARA 1 NO’LU ŞUBE BAŞKANI MUSTAFA KIR’IN ÇANAKKALE ZAFERİNİN 98. YILDÖNÜMÜ MÜNASEBETİYLE YAPATIĞI ‘ÇANAKKALE’YE GİREMEDİLER, RUHLARIMIZA GİRDİLER!..’ YAZILI BASIN AÇIKLAMADIR.

 

98.Yıldönümünü idrak ettiğimiz Çanakkale savaşı 1.Dünya savaşı içinde, 3 Kasım 1914 – 9 Ocak 1916 tarihleri arasında Çanakkale Boğazı'nda cereyan eden, Osmanlı İmparatorluğu ile İtilaf Devletleri arasında yapılan tarihin en çok insan kaybının verildiği deniz ve kara muharebesidir.

Çanakkale ise 3 kıta 7 denize hükmetmiş imparatorluk davasına son verdiğimi devirde aziz vatanımızın bir sınır burcudur. Uğrunda 253 bin vatan evladını kurban ettiğimiz Çanakkale destanının kanla yazıldığı yerdir.

Bilindiği gibi millet denilen varlıklar vatan adı verilen toprak parçası üzerinde yaşasalar da, her toprak parçası vatan değildir. Vatan; şehit kanıyla sulanan, üstüne binlerce abide dikilerek medeniyet kurulan, minarelerinde ezanlar okuduğumuz camimizdir. Ağacına çıkıp meyvesini yediğimiz bahçemizdir. Göklerine el açıp, dua ettiğimiz mabedimizdir. Tarlalarından hasat ettiğimiz buğdayımızdır, unumuzdur ekmeğimizdir. İçi boydan boya milyonlarca şehit ecsadıdır.

Çünkü vatan; kahraman milletimizin anası, ırz ve namusumuzun kalesidir. Şefkatli bir ana gibi bağrında binlerce sahabeler, şehitler gaziler taşır. Bu sebeple vatan için can verenler Peygamberler mevkiine yükselir.

 Bir şeyin değeri ve ne kadar sevildiği, o şey için yapılabilen fedakârlık ve alınabilen risk ile ölçülür. Şairin dizelerinde dile getirdiği gibi;

‘Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır

Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır.’

İşte bu şuurla cepheye koşan Mehmetçik hiçbir müttefikinin yardımına ihtiyaç duymadan, göğsünde nice gülleleri söndürmüş, binlerce şehit vermiş, ama minarelerden ezan sesini susturmamış, ırz ve namusunu çiğnetmemiş, asrın tekniğine meydan okuyarak Çanakkale geçilmez hükmünü bütün dünyaya kabul ettirmiştir.

Çanakkale’de gösterilen iman ve vatan sevgisi Alman komutanı Limon Van Sanders’i ‘Çanakkale, yokluklar içinde kıvranan bir milleti vatan sevgisinin nasıl şahlandırdığının, kahramanlık, feragat ve cesaretin madde üstünlüğü olanları nasıl mağlup ettiğinin ispatıdır. Tarihte ölüme gülerek giden başka bir millet yoktur.’ ifadesini kullanmak zorunda bırakmıştır.

Tarihimiz pek çok parlak zaferlerle doludur.  Çanakkale zaferinin tarihimizde ki yeri müstesnadır. Bilindiği üzere bu aziz topraklarımıza sahip olmak haçlıların hep hayali olmuştur. Çanakkale zaferini kazanma arzusu da pek çok haçlı komutanının rüyasını süslemiştir. Ancak, İtilaf devletlerine karşı var ya da yok olma tercihini yapmak zorunda kalan kınalı kuzular kendisinden 3 kat ağır top mermisini sırtlayan seyit onbaşılar onların rüyalarını kâbusa çevirmiş, batının ve batılın çelik zırhlı duvarlarını azgın teknolojisini başlarına geçirmiştir.

İşgalcilerin tüm vahşetine rağmen ekmeğini düşmanıyla paylaşan, yaralı düşmanını omuzlayarak, onu ölümden kurtaran Mehmetçiğin medeniyet ve insanlık timsalidir. Çanakkale ordusu ise ahireti dünyadan daha çok sevenlerin yaşamayı değil, yaşatmayı arzu edenlerin ordusudur.

Bu münasebetle Çanakkale şairi Mehmet Akif: Çanakkale savaşını Bedir savaşına, Çanakkale kahramanlarına da Bedir arslanlarına benzetmiştir. Çünkü Bedirde Hz. Muhammed (SAV) ve O’nun ashabı çarpıştı. Çanakkale’de ise ismini ve imanını ondan alan Mehmetçik. Bedirde düşmanın galibiyeti mukadder olsaydı, İslam’ın ocağı Medine düşecek, İslam daha doğmadan kaynağında boğulacaktı. Çanakkale’ye saldıran haçlı ordusu muvaffak olsaydı, İstanbul düşecek, hicazın yolu istilacılara açılacak Anadolu’dan başlayan istila harekâtı bütün mukaddes toprakları kuşatacaktı. Bunun için Çanakkale Ordusunun önünde veliler bayrak çekti. Peygamberde onlara aguşunu açtı.

İngiliz ordu kumandanı Orgeneral Hamilton: ‘Bizi Türklerin maddi gücü değil, manevi gücü mahvetmiştir. Çünkü onların atacak barutu bile kalmamıştı. Fakat biz onlara gökten inerek yardım eden güçleri müşahede ettik!..’ Ve  İngiltere Başbakanı da, ‘Biz Çanakkale’de Türklerle savaşmadık, Tanrı ile savaştık!’ Derken, bu gerçeği vurgulamışlardır.

Çanakkale zaferi milletimizin iman ve azminin, din ve vatan sevgisinin unutulmaz belgesidir. Onun için Çanakkale zaferiyle bu zaferi bize yaşatan ecdadımızla ne kadar övünsek yeridir.

Ancak bilimde ve sanatta, fen ve teknolojide, insan haklarında en gerilerde, milli gelirin dağılımında ve paylaşımında ülkeler arasında en son sıralarda olmamız ise, onlara layık bir nesil olmadığımızın göstergesidir.

Çanakkale’yi topla, tüfekle, bedenleriyle geçemeyen haçlı ordusunun amaçlarını; kamplara bölünerek, birbirimize düşerek, Kürt Türk ayırımı yaparak, kardeşi kardeşe kırdırarak, kendi inanç ve ahlaki değerleriyle savaşarak onların yapmak istediklerinden daha fazlasını yapmamız ise utanmaktan öteye, şehitlerimizin kemiklerini sızlatacak bir durumdur.

Çanakkale zaferinde bu gün işgal altında olan, yarın işgal edilmeyi bekleyen milletlerin ve devletlerin alacağı pek çok ibretler vardır. Maddi ve manevi anlamda kurtuluşumuz Çanakkale ruhuna dönüşümüzle mümkündür.

Yıllar önce bir Japon heyeti ülkemize gelir. Üst düzey milli eğitim bürokratları ile bir görüşme esnasında şu konuşmalar yaşanır: Bizim bürokratlar Japonlara sorarlar:

"Ülkeniz iki dünya savaşında ağır yenilgi aldı. Buna rağmen nasıl başardınız bu kadar gelişmeyi?"

-Cevap şöyledir:-"Biz öğrencilerimizi henüz anaokulunda iken geliştirdiğimiz son model araçlarla başlarını döndürecek kadar gezdirir ve sonra atom bombasının atıldığı ve halen bombanın kalıntılarının muhafaza edildiği Hiroşima’ya götürürüz ve deriz ki:

-Bakın çalışmazsanız böyle oluruz.

Sonra Tokyo’ya götürürüz ve deriz ki: Bakın çalışırsanız da böyle gelişiriz.

Bizimkiler der ki:-İyi ama bizim Hiroşima'mız yok ki?!

Cevap ilginçtir,

- SİZİN DE ÇANAKKALENİZ VAR! Sadece Çanakkale’niz, çocuklarınızın motivasyonu için yeterlidir!..

Çanakkale zaferini kutlarken, Çanakkale destanını yazan şehit ve gazilerimizi rahmet, minnet ve şükranla anıyorum. Ruhları şad mekânları cennet olsun diyorum.

[email protected]

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.