Dün gazetelerde Milli Eğitim Bakanı’nın yeni eğitim sitemi ile ilgili değerlendirmeleri ve basın mensuplarının sorduğu sorulara verdiği cevaplar vardı.

 Bu sorulardan biri de, öğrencilerin sabahın erken saatlerinde okula gitmek zorunda kalacağı yönündeki idi. "Saat kaçta sabah okula gidecek çocuklar?" şeklindeki sorusu üzerine Bakan Dinçer, mevcut eğitime başlama saatlerinin değişmeyeceğini bildirdi.

 Peki ya bitiş saati!

 Ancak bu kaçamak bir cevap oldu. Çünkü ilkokul ve ortaokulun bir arada olduğu okullarda zorunlu olarak ikili eğitime geçildi. Bu durumda sabah okula başlama saati değişmeyecek. Yani ortaokullar sabahçı olacağından eskisi gibi sabah 07.30 civarında derse başlayacaklar. Günlük ortalama 7-8 saat ders yapacaklarına göre saat 14.00 civarında evlerine dönecekler.  Ancak ortaokullar okuldan ayrıldıktan sonra okula gelecek olan ilkokul öğrencilerinin(66 aylık olanlar dahil) çıkış saatleri ise saat 19.00’u geçecek. Kışın saat 17.00 civarında havanın karardığını düşünürsek 66 aylık minicik öğrenciler zifiri karanlıkta evlerine nasıl dönecek? Sayın Bakanın asıl cevap vermesi gereken soru budur.

 Aynı toplantıda AB ülkeleri, Kuzey Amerika ülkeleri ve OECD ülkelerinden oluşan 43 ülke ile kıyaslama yaptıklarını belirten Bakan Dinçer, eğitimde başarılı olan bütün ülkelerin yapılarını incelediklerini aktardı. Bu ülkeleri incelerken sadece kaç saat ders yapıldığının değil, 66 aylık çocuklar okula saat kaçta gidip kaçta dönüyor? Sınıflar kaç kişilik?, vb.  Bunların da araştırılması gerekmez miydi?

Ayrıca toplantıda eğitim uzmanlarının çocukların zorlanacağına yönelik eleştirilerinin hatırlatılması üzerine Bakan Dinçer, "O eğitim uzmanları kadar bizim de bu analizleri yaparken kullandığımız eğitim uzmanları var. Dolayısıyla bu konuda farklı metodolojik yaklaşımlara, teorik bilgilere sahip olan insanların pratik olarak dünyada bu işi yapanların ve uygulayanların stratejilerine bakmakta yarar var. Mevcut statüyü koruyan temayüllerle yapacakları değerlendirmeler benim için çok fazla bir şey ifade etmez." diye konuştu.

Buna ise söyleyecek bir söz bulamıyorum çünkü benim eğitim uzmanım en iyisini bilir diyene ne denir ki? Gerçi adı Milli Eğitim olmasına rağmen hukukçuların, işletmecilerin, eski kaymakamların cirit attığı bir bakanlıkta eğitimin içinden gelen  uzmanların sözünün dinlenmesini bekleyemeyiz zaten.

 Kısacası Sayın Bakan eleştirilere karşı katı tutumuna devam etmekte, taviz vermez bir görüntü çizmektedir. Ancak inatlaşarak bir neslin geleceği ile oynanmamalı, konu ülkenin geleceğini ilgilendirdiğinden her şey en ince ayrıntısına kadar düşünülerek, her kesimin düşünceleri dikkate alınarak planlamalar yapılmalıdır.

 Saygılarımla..

Sencer KAYA

Eğitim Yöneticisi