'Bürokratik kurumların ve meslek kuruluşlarının başında bulunanların milletin iradesini ve devletin onurunu temsil eden seçilmişlere karşı yetkilerini ve nezaket kurallarını aşan hadsiz davranış ve konuşmalarını, demokratik teamüllere aykırı buluyor ve protesto ediyoruz. Bir siyasi aktör olmamalarına rağmen, cübbelerinden güç alarak siyaseti tanzim etmek isteyen antidemokratik tavırları da asla kabul etmiyoruz. Dün kararlarının başında Türk milleti adına yazdığı halde, millete rağmen ve millete karşı utanç vesikası kararlara imza atan ve kürsülerinden millete parmak sallayan bir cübbeli irade vardı. Bugün ise istisnaları dışarıda tutarsak daha özgürlükçü, daha insani, daha adil kararlar alan, milletin bir yargısı var. Bir yargı kurumu olan Danıştay'ın Feyzioğlu'nu eleştiren açıklaması da bunun bir örneğidir. Ancak geçmişinin kötü alışkanlıklarından kurtulamayan jüristokrasi heveslisi yargı mensupları da zaman zaman rol çalarak milletin iradesine ayar vermek istemektedir. Dün milletin iradesini temsil edenlerin yüzüne anayasa kitapçığı fırlatıldığında bu gibi densizliklere karşı ancak serzenişte bulunabilen, en ufak bir zor göstermede şapkasını alıp kaçan yetkili ama etkisiz bir irade vardı. Bugün ise dik duran, hakkı savunan ve daima milletinin yanında olan hem yetkili hem de etkili bir siyasi irade var.'