Babacan bankaları uyardı!
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, bankalarla ilişkiler ve bankacılık düzenlemeleriyle ilgili olarak, ''Bankalar Birliği önemli bir kurum, bir sivil oluşumdur. Bunun yanında şunu da unutmamak lazım ki, kamu kuruluşlarımızın düzenleme, denet
Babacan, 2. Saraybosna İş Forumu'na katılmak üzere Bosna Hersek'e hareketinden önce havaalimanında düzenlediği basın toplantısında gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Babacan, bir gazetecinin, Hükümete, bazı konularda Kanun Hükmünde Kararname (KHK) çıkarma yetkisi veren yasa tasarısının TBMM'de kabul edildiğini hatırlatarak, ''bu çerçevede atılacak adımlar içinde Ekonomi Bakanlığının kurulmasının söz konusu olduğu, bunun için nasıl bir yapı öngörüldüğünü'' sorması üzerine, söz konusu yasal düzenlemenin cumhurbaşkanının onayına sunulacağını, cumhurbaşkanının onayından sonra da bakanlar kurulu kararıyla bir kanun hükmünde kararnamenin düzenleneceğini söyledi.
Şu andaki yasal düzenlemenin sadece bu konuda hükümete bir yetki verdiğini, bunun ötesindeki detayların ise kararname ile belirleneceğini ifade eden Babacan, ''Bizim 2001 parti programımıza, 2002 seçim beyannamemize bakarsanız bir Ekonomi Bakanlığının kurulması aşağı yukarı 9-10 yıllık bir tasarımız, gerçekleştirmeyi arzu ettiğimiz bir konu. Sadece Ekonomi Bakanlığı değil aynı zamanda sosyal hizmetlerle ilgili bir bakanlık söz konusu. Sosyal konuların, ekonomik politikaların koordinasyonu bu yeni yapılanmayla bir miktar daha kolaylaşacak diye düşünüyorum'' dedi.
Babacan, ancak detayların bu kanun çıktıktan sonra düzenlenecek Bakanlar Kurulu kararıyla oluşacağını yineledi.
''KURALI KOYAN OTORİTELERİMİZ VARDIR''
Babacan, ''eski İş Bankası Genel Müdürü ve Bankalar Birliği Başkanı Ersin Özince görevlerinden ayrılırken, mart ayı başındaki bankalara yönelik tedbirler konusundaki sözlerinize yanıt niteliğinde açıklamalar yaptı. Bütün bu istifa süreci bu açıklama ekseninde değerlendirildi. Siz nasıl bakıyorsunuz?'' sorusu üzerine, herhangi bir banka genel müdürü ya da Bankalar Birliği Başkanı ile polemik anlamına gelecek, karşılıklı basın üzerinden görüşmek gibi bir usulleri, pozisyonları olmadığını söyledi.
Bankacılarla her şeyi görüştüklerini vurgulayan Babacan, şöyle devam etti:
''Pek çok banka müdürü tek tek ziyarete gelirler, onlarla istişaremizi yaparız. Gerekirse biz davet ederiz, banka genel müdürlerimizle sektörün gidişatını inceleriz.
Bankalar Birliği biliyorsunuz önemli bir kurum, bir sivil oluşumdur. Ancak öte yandan, konuların hepsi çok detaylı bir şekilde aramızda görüşülür, konuşulur, her şey değerlendirilir. Bunun yanında şunu da unutmamak lazım ki devletimiz, ilgili otoritelerimiz, kamu kuruluşlarımızın düzenleme, denetleme yetkisi görevi vardır. Bu bir anayasal görevdir, yasal görevdir. Bankacılıkla ilgili düzenlemeler yapacak kurumlarımız bellidir, kuralı koyan otoritelerimiz vardır. Bankalarımız bu düzenlemelere uymakla mükelleftir.
Bu düzenleme konusunda da çok geniş yetkiler vardır. Kurumlarımız, 'ister Merkez Bankası, ister BDDK, ister Hazine' deyin. Bakanlar Kurulunun gerekirse yapacağı işler, adımlar vardır. Daha olmadı yeni kanunlar bile çıkarılabilir bu konularda. Bizim arzumuz, beklentimiz bütün bankalarımızın, uygulamakta olduğumuz makro ekonomik program ve hedefler çerçevesinde işleri yürütmeleri. Hiç kimse aynı gemide olup, 'bu geminin selameti beni ilgilendirmez, bu geminin üzerindeki alış verişimde nasıl para kazanırım, gemi batmış çıkmış, geminin altında delik varmış bu beni ilgilendirmez' diyemez. Onun için bankalarımız, bütün reel sektör kuruluşlarımız, Türkiye'de faaliyet gösteren herkes Türkiye Cumhuriyeti gemisinde seyretmekte. Bunun makro ekonomik istikrarıyla alakalı sorumluluğu da bizim üzerimizde.''
Beklentilerinin, tüm bankalardan, uygulanmakta olan makro ekonomik politikalara ve konulmuş olan kurallara harfiyen uymaları olduğunu ifade eden Babacan, ''Bu kurallar, çizilmiş olan çerçeve içerisinde tabii ki mümkün olduğunca serbest rekabet ortamını da biz görmek istiyoruz bankalarımız arasında. Çünkü devlet bir yandan düzenleme çerçevesini çizer ama o çerçeve içerisinde de hizmet yarışı olmalıdır. Daha iyi hizmeti daha uygun şartlarda vatandaşlarımıza, iş dünyamıza sağlayacak iyi bir rekabet ortamını da bankalarımız arasında görmek istiyoruz. Bu, dünyanın bütün gelişmiş ülkelerinde böyledir. Türkiye'de de böyle olması gerekmektedir'' dedi.
habervaktim
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.