Atanan müdür yerine, seçilen müdür dönemi

Atanan müdür yerine, seçilen müdür dönemi

Ankara Millî Eğitim Müdürü Erol Bozkurt, görev süresi uzatılan müdürlerle neler yapabileceklerini konuşmak için bir araya geldi.

Ankara Millî Eğitim Müdürü Erol Bozkurt, görev süresi uzatılan ya da başka bir eğitim kurumunda görevine devam etmesine karar verilen okul ve kurum müdürleriyle Yenimahalle Özel Pınar Eğitim Kurumları toplantı salonunda bir araya geldi.

 

Toplantının açış konuşmasını Millî Eğitim Müdür Yardımcısı M. Tayyip Kahyaoğlu yaptı. Konuşmasında 2014 yılının eğitim sistemimiz açısından değişim ve dönüşüm yılı olarak kayda geçeceğini belirtti. Kahyaoğlu: “Bakanlığımız bu yönetmelikle, her öğretmenin yönetici olabileceği; her yöneticinin de asli görevinin öğretmenlik olduğu gerçeğini unutmaması gerektiğini öne çıkaran bir bakış açısı ortaya koymuş oldu.” diyerek değişimi bariz bir örnekle anlattı.

 

Ankara Millî Eğitim Müdürü Erol Bozkurt, görev süresi uzatılan müdürlerle neler yapabileceklerini konuşmak için bir araya geldiklerini aktardıktan sonra konuşmasını şöyle sürdürdü:

 

“Bu yıl bizim için de yeni bir dönem, yeni bir anlayış başladı. Artık atanan müdür dönemi yerini seçilen müdür dönemine bıraktı. Bu sistem başarılı yöneticileri ilerleten bir felsefeyi taşımaktadır. Biz dinamik bir yapı kurmak; azim ve istekle çalışan, yorgunluk hissetmeyen yöneticilerle yolumuza devam etmek istiyoruz.

 

Siz bugünden sonra nasıl bir yönetici olarak anılmak ya da hatırlanmak istediğinize karar vereceksiniz. Mesela otoriter, kuralcı, hoşgörülü, lider, vizyoner, yenilikçi ya da babacan mı? Okul yöneticisi, ne olursa olsun, her şeyden önce görünür ve kolay ulaşılabilir olmalıdır.

 

Günümüz yönetim modellerinde, çok bilen yönetici istenmiyor; takım oyuncusu olabilen kişiler isteniyor. Mutlu olan ve mutlu etmeyi başaran yönetici olmalısınız. Ama eğitimin birinci önceliğiniz olduğunu kesinlikle unutmamalısınız.

 

Bizim insanımız buyurgan ve nemrut tavırlı yöneticilerden bıktı, babacan yönetici istiyor, muhataplarınızın gönlünü tutmaya çalışın. Nuri Pakdil ustanın bir sözü var, çok anlamlı ve derin: “İnsanı kalbinden tutamadınız mı; görün, nasıl kayıp gidecek elinizden!”. Bizim tek bir ferdimizi kaybetme lüksümüz bile yok. Bütün yönetim sistemimizi insanımızı kazanmak için kurguladık. Şunu da unutmamalısınız, öğretmenler odasına sırtını dönen müdürün başarılı olma şansı yok. Oluşturduğunuz hedefleri öğretmenlerinize taşıyın, onların da sahiplenmesini sağlayın.

 

Biz üst yöneticiler olarak sizin özgürce uçmanızı istiyoruz ama ipin ucunu da tamamen bırakmıyoruz. Sizin de her zaman ilkeniz bu olsun istiyoruz, kontrollü yönetici yetkileri paylaştıran ve denetleyendir; her işi kendisi yapmaya çalışan müdür çok yorulur. Yorulmayın da, yormayın da…

 

İyi yönetici rutini takip eden değil; dünyayı farklı gözle görebilendir. Sizin gündeminiz başka olmalı, olayları farklı bir bakış açısıyla analiz edebilmelisiniz. ‘Önce insan’ diyebilmelisiniz. Ben bizim çalışmalarımızla ilgili değerlendirme ve eleştiri yapmaya teşebbüs edenlere şunu söylüyorum: ‘Eğitim diye bir derdiniz varsa; yaklaşık bir milyon öğrenci, 60 bin öğretmen ve iki bin küsur okulumuz sizi bekliyor; buyurun siz de katkıda bulunun.’ diyorum. Değerli arkadaşlar, sonuç olarak siz de önce kiminle ve ne yapmak istediğinizi zihninizde netleştirmelisiniz. Biz size güveniyoruz, başarılı olacağınıza inanıyoruz, sizinle yol arkadaşlığı yapacağımız için mutluyuz.”

 

Daha sonra okul ve kurum yöneticilerinin bayramını tebrik edip çalışmalarında başarılar dileyerek sözlerini tamamladı. 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
20 Yorum