Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile İngiltere Başbakanı Gordon Brown, Londra'da Downing Street 10 numaradaki Başbakanlık Konutu'nda bir araya geldi. Erdoğan, Brown görüşmesinden önce de Türkiye-İngiltere İş Forumu'nda iş adamlarına seslendi. Türkiye'nin batıdan uzaklaştığı yorumlarını reddeden Erdoğan, ''Reformlar konusunda son derece kararlıyız. Reformları sonuna kadar götürecek ve AB standartlarını yakalamış bir Türkiye için ne gerekiyorsa onu yapmaya devam edeceğiz'' dedi. Erdoğan şu mesajları verdi:

REFORM KARARLILIĞI
Türkiye demokratik standartlarını geliştirmiş, buna paralel olarak da ekonomide, dış politikada kendisine küresel ölçekte etkin bir yer edinmiştir. Ülkemizde son dönemde yaşanan tartışmalar, güçlü bir demokrasi ve evrensel hukuk değerlerinin yerleşmesine yönelik tartışmalardır.
AB ile katılım müzakerelerini yürüten bir ülke, ekonomide, iç ve dış politikada, sosyal yaşamda, demokratikleşme ve hukuk alanında ne yapması gerekiyorsa, hangi adımları atması, hangi reformları gerçekleştirmesi gerekiyorsa biz de onu yapıyoruz. Değişim ve dönüşüm kolay olmuyor. Değişimden etkilenecek kesimler kimi zaman ciddi dirençler gösterebiliyorlar. Ama biz en modern standartları AB'nin evrensel normlarını Türkiye'ye taşımak noktasında kararlıyız. Ve bu kararlılığımızdan taviz vermeden de yolumuzda ilerliyoruz. Reformları sonuna kadar götürecek ve AB standartlarını yakalamış bir Türkiye için ne gerekiyorsa onu yapmaya devam edeceğiz.
Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi ile toplumsal yapımızı güçlendirmek, birlik ve bütünlüğümüzü pekiştirmek, başta terör olmak üzere yaşanan acıları sona erdirmek için cesur bir adım attık. Ülkemizdeki tüm etnik grupların, inanç gruplarının, azınlıkların sorunlarını cesaretle ele aldık.
Hafta sonunda yaklaşık 12 bin 500 Roman vatandaşımızla bir araya geldik. Benzeri çalışmaları diğer etnik ve inanç gruplarıyla yaptık ve yapmaya devam ediyoruz. Azınlıklarla yaptık yapmaya devam ediyoruz. Tüm bu çalışmalar, Türkiye'nin daha da özgürleşmesini sağladığı kadar, vatandaşlarımızın kendisine olan özgüvenini artırıyor.
Bölgemizdeki meseleler, aynı zamanda küresel sonuçları olan ve İngiltere de dahil olmak üzere herkesi ilgilendiren sorunlardır. Bizim Türkiye olarak komşu ve çevre ülkelerle geliştirmeye çalıştığımız ilişkiler, asla ve asla AB'nin bir alternatifi olarak görülmemelidir. Böyle bir yaklaşım, son derece yanıltıcı olur.
Türkiye'yi AB için önemli hale getiren, bölge ile olan ortak paydalarımızdır. İslam Dünyası ile Balkanlarla, Kafkaslarla, Kuzey Afrika'yla, Akdeniz havzasıyla iyi ilişkileri bulunan bir Türkiye, AB'nin bir üyesi olarak Birliğe güç ve vizyon katacaktır. AB'nin genişleme yorgunluğundan ziyade yeni genişleme dalgalarını konuşması çok daha isabetli bir yaklaşım olacaktır.
Tam üyeliğin zamanlamasına hatta gerçekleşip gerçekleşmeyeceğine dair olumsuz senaryoların üretilmesi kamuoyumuzdaki algıları olumsuz etkilemekte hükümetimiz adım atmasını da zorlaştırmaktadır. Üye ülkelerden Türkiye'nin katılım süreci hakkında teşvik edici mesajların gelmesi daha da önem kazanıyor.
Türkiye olarak AB'ye tam üyelik yolundaki bizim kararlılığımız artık sorgulanmaması gereken hatta bizim dahi tekrarlamaya lüzum görmediğimiz bir husustur. Hükümetimizin AB üyeliği yolunda 7.5 yıldır gösterdiği kararlılık ve attığı adımlar bundan sonrası için de Türkiye'nin AB yolundaki en büyük taahhüdüdür, teminatıdır.

ERDOĞAN ÇİFTİ BİLİM MÜZESİNDE ERDOĞAN ÇİFTİ BİLİM
Başbakan Erdoğan, eşi Emine Erdoğan ile birlikte Londra'daki Bilim Müzesi'nde açılan "1001 İcat: Müslümanlığın Bilim Mirası'' konulu sergiyi gezdi. Türk ve Osmanlı tarihine ve Avrupa'nın gelişimine katkıda bulunan bilimsel gelişmeleri bir araya getiren sergi, Müslüman dünyasının günümüz modern mühendislik, tıp ve mimari alanlarına yaptığı katkılar hakkında bilgi veriyor. Sergide, Mimar Sinan'ı tanıtan slayt görüntüleri, haritalar da yer alıyor.
sabah