Abdülmecid'in piyanosu sesine tekrar kavuştu

Abdülmecid'in piyanosu sesine tekrar kavuştu

Sultan Abdülmecid için yaptırılan kuyruklu piyano Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Devlet Konservatuarı'nda restore edildi. 136 yıllık piyano önümüzdeki günlerde üniversitede hazırlanacak özel bölmede sergilenip, özel konser günlerinde kullanılacak.

1873 yılında Avusturya imparatoru tarafından Viyana'da yaptırılıp 32. Osmanlı Padişahı Sultan Abdülmecid'e hediye edilen kuyruklu piyanonun İstanbul'da saray terekesinden satın alınıp Adana'ya getirilişinin hazin bir hikâyesi var.

İstanbul'da saray terekesinden "haraç-mezat" pazarlanan antika piyanoyu satın alan bir işadamı Adana'ya getirir. Piyano sahibi tüccar iflas edince bu kıymetli müzik aleti, piyasa müzisyenlerinin eline düşer.

En son 1992 yılında Çukurova Üniversitesi Kurucu Müdürü Prof. Dr. Yalçın Yüreğir tarafından satın alınan tarihî piyano depoya konulur. Yüreğir, emekli olup kurumdan ayrılınca piyano 13 yıl sahipsiz kalır. Ancak Prof. Dr. Yüreğir'in bir süre sonra tekrar üniversiteye dönüp antika piyanonun akıbetini sormasıyla tekrar hatırlanır. Çukurova Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Alper Akınoğlu, çürümeye terk edilen piyanoyu tekrar kazanmak için 2005 yılında harekete geçti.

Çok kötü şartlarda kullanılan ve özellikle dış mobilyası hasar gören antik değeri yüksek müzik aleti, korumasız kaldığından yüzeyinde çatlaklar, kazıntı ve parçalanmalar meydana gelmişti. Ayrıca 3 ayağı kırılmış, pedal sistemi kaybolmuştu. Müzikçi ve pedagog Mithat Fenmen'in 'Piyanistin Kitabı'nda da özellikleri belirtilen antika piyano ÇÜ öğretim görevlisi, piyano yapım uzmanı (akordör) Alper Arcan'ın ellerinde yeniden hayat buldu.

2006'da restorasyon çalışmalarına başlayan Arcan, hazırladığı proje çerçevesinde iki ay eksik parçaların nasıl olduğunu öğrenmek için fotoğraf araştırması yaptı. Bulduğu resimlere bakarak, parçaların aynısını üretti. Bir kısmını ise rektörlük desteğiyle Almanya'dan getirtti. Bir benzeri olmayan müzik aletinin üzerindeki 3 bine yakın parçanın paslanmış olanı yenilendi. Kırık olanları ise onarıp çalışır duruma getirildi. Toplam bin 521 saatlik çalışmanın sonunda onarımı tamamlanan piyanonun tüm tuşları şu anda ses veriyor.

Piyanonun Osmanlı padişahlarından Sultan Abdülmecid'e ait olmasının tarihî açıdan önemli bir yere sahip olduğunu hatırlatan Alper Arcan, şunları söylüyor: "Fabrikada yapılan ve yapımında üzerinde demir şasi kullanılan ilk piyanolardan olma özelliğiyle de 800 yıllık piyano tarihî açıdan ayrı bir değer taşımaktadır. Zengin şasi yapısı ve Viyana mekanizmasıyla günümüzde yapılan piyanolara göre farklılık göstermektedir. 160 cm. derinliğindeki kuyruklu piyano, ceviz ağacı kaplama kasaya sahiptir. Üzerinde 85 adet fildişi tuş vardır. Mekanik yapısı nedeniyle günümüzdeki piyanolara göre daha yavaş çalışmaktadır."

Yenileme için teslim aldığında piyanonun çok kötü durumda olduğunu dile getiren Arcan, 136 yıllık geçmişinde aletin bazı eller tarafından çok hor kullanıldığını söylüyor. Üzerindeki çatlakların yanı sıra piyanonun ayakları üzerinde durmakta zorlandığını ifade eden Arcan, "Hiçbir tuşundan ses gelmiyordu. Tüm telleri ve metal aksamları paslanmış, mekanik parçaları kırılmış veya yıpranmıştı. Üzerinde bulunan yaklaşık 3 bin parça kullanılamayacak durumdaydı. Köşesine çekilmiş sessizce oturarak sadece nefes alan, fakat ölmek üzere olan bir ihtiyar gibiydi." diyor.

Çukurova Üniversitesi Devlet Konservatuarı Müdürü Prof. Dr. Ahmet Hilmi Yücel, tarihî müzik aletinin bir eşinin olmadığını anlatıyor. Yücel, "Bilindiği gibi dünyaca ünlü besteciler eserlerini yazarken, günümüzdeki çok gelişmiş mekanik sistemli cihazlarla değil, 1800'lü yıllardaki piyanolarla bestelemişlerdir. Bu sebeple o çağlarda yapılmış müzikleri, o dönemin çalgılarıyla dinlemenin apayrı bir tadı vardır." şeklinde konuşuyor.

Kullanılmayacak hale gelen cihazın onarımı için hazırlanan proje doğrultusunda mobilya aksamı ve diğer bazı parçalarının yurtiçi ve dışında temin edildiğini dile getiren Yücel, çalışmalarda Rektör Prof. Dr. Alper Akınoğlu'nun büyük desteklerini gördüklerine dikkat çekiyor. Avusturya yapımı Friedrich Ehrbar marka piyanonun günümüzdekilerle kıyaslanmayacak değere sahip bulunduğuna işaret eden Yücel, şu bilgileri veriyor: "Günümüzde kullanılan piyanolar teknoloji olarak daha hızlı ve ileri düzeydedir. Ancak bu aletin tarihî olması, kıymetini kat kat artırıyor. Üzerinde bin 521 saatlik titiz bir çalışmayla 3 bin farklı işlem yapılarak, tüm aksamları hazır hale getirildi. Tek bir eksiği kaldı. Padişahın kakma tuğrası kötü kullanım nedeniyle hasar görmüştü. Şimdi Mesut Diker adındaki hattat, bu kabartmaları altın varak ile onaracak. Daha sonra piyano sergi ve konser vermeye hazır hale gelecek." Piyano için camekânlı özel bir bölme hazırlayacaklarını vurgulayan Yücel, özel günlerde teşhir yerinde Mozart'ın ve benzeri sanatçıların parçalarını çalacaklarını sözlerine ekliyor.

ZAMAN

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.