Milli Eğitim Sistemi en talihsiz dönemini yaşamaktadır. Orta vadeli bir planlama yapmayı bırakalım, 2 yıllık bir plan yapmaktan bile aciz, hiçbir vizyonu olmayan, ne yaptığı ve ne yapacağı belli olmayan, yönetim krizleri içinde kıvranan bir anlayışla öğrenciler belirsizlikler içinde kıvrandırılmaktadır.

MEB’da başlatılan son çalışma, 5. Sınıfların hazırlık sınıfı haline getirilmesidir.

Gerekçe ise, 9-11 yaş grubunun yabancı dil öğrenimi için en uygun dönem olmasıdır.

9-11 yaş grubunu ilk kez Hafızlık eğitiminde hatırlayan ve Kuran’ı ezberletmek için öğrencileri okul sisteminden kopararak Kuran Kurslarına yönlendiren AKP zihniyeti, sonunda bu yaş grubunun yabancı dili öğrenmeye elverişli olduğunu hatırlamış görünmektedir.

O zaman soruyoruz:

1. Hazırlık sınıflarının yabancı dil eğitimi için önemini yeni kavramış olan AKP, Anadolu Liselerindeki hazırlık sınıflarının neden kaldırmıştır?
2. Anadolu Liselerindeki Yabancı dilde yapılan dersleri neden değiştirmiş ve bu okulları normal liseler düzeyine getirmiştir?
3. Buna gerekçe olarak yeterli yabancı dil öğretmeninin bulunmadığı iddiası geçerliliğini ne zaman kaybetmiştir?
4. Açılacak hazırlık sınıflarında yabancı dil eğitimi yapacak yeterli sayıda öğretmen var mıdır?
5. Açılacak yeni hazırlık sınıflarına kolejlerden başlanacağı iddiası doğru ise, kolejlerde uygulanacak olan 6-7-8. Sınıf ders programları “sıkıştırılmış” program mı olacaktır?
6. Dört yıllık ders programı üç yıla sıkıştırılabiliyorsa, neden öğrenciler bir yıl fazla eğitim görmektedir?
7. Uygulama başladığında, özel kolejlerdeki öğrenciler ile devlet okullarındaki öğrenciler farklı yıllarda farklı ders programları ile mi eğitim görecektir?
8. Açılması planlanan hazırlık sınıflarında hangi diller öğretilecektir?
9. Hazırlık sınıflarının öncelikle kolejlerde açılması özel okullara yönelik talebin arttırılması ve dersane dönüşümü sürecinde köşeye sıkışan Milli Eğitim Bakanlığının elinin rahatlatılması amacını mı taşımaktadır?

Bu soruların Milli Eğitim Bakanı tarafından derhal yanıtlanmasına ihtiyaç vardır.

Milli Eğitim Bakanlığı, içine düştüğü çıkmazları aşmak için sürekli eğitim sistemi ile oynayarak, öğrencilerin yaşamını kabusa dönüştürmekten vaz geçmelidir.

 Bakanlık, öncelikle, üniversite önünüdeki yığılmaları önlemek için Hüseyin Çelik döneminde 4 yıla çıkardığı Lise eğitimini sorgulamalı ve gençlerinden yaşamlarından çaldığı bir yılın da hesabını vermelidir.

Eğitim sürelerini uzatarak eğitimde niteliğin artmadığının sayısal verileri tüm kamuoyunca bilinirken, beceriksiz yönetimin hesabını öğrencilerden ve ailelerinden kesen AKP Milli Eğitiminden hesap sorma günü 7 Haziran’dır.14.04.2015

Prof.Dr.F.Nur SERTER

İstanbul Milletvekili

Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Üyesi