100 binle yerli yürür
Bakan Ergün'den yerli otomobilin tutması için başlangıç satış hedefi...
Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, yerli otomobil markasının yaratılabilmesi için çeşitli sektör temsilcilerinden gelen 1 ile 3 milyon adet arasında üretim ve en az 1 milyar dolar yatırım gerektiği yorumlarını değerlendirdi. Devletin yeri otomobile ortak olmasının söz konusu olmadığını anlatan Ergün, 500 milyon - 1 milyar dolar arası yatırım rakamı ve 100 bin satışın iyi bir başlangıç olacağını ama yerli otomobilin 200 bin satacağını düşündüğünü söyledi.
HT Ekonomi’nin sorularını yanıtlayan Ergün, Otomotiv Sanayii Derneği’nin kendisinin daha önce ‘nasıl yapılamaz değil nasıl yapılırı anlatsın’ uyarısı yaptığı yerli üretim için gereklilikleri ortaya koyan raporunu mayıs sonunda vereceğini söyledi.
“Nasıl yapılamayacağını anlatan çok oldu zaten” diyen Ergün, “Bir anda dünyada parlayan ve bir senede markalaşan bir şeyden bahsetmiyoruz. Bir başlangıçtan bahsediyoruz. Topluma, sanayiciye moral olacak bir şey olsun. Yatırımı 500 milyon, 1 milyar dolar olsun. Eğer 100 bin satış gerçekleştiren bir tablo ortaya çıkarsa iyi başlangıç olur, bu iş yürür” diye konuştu. Tasarımın Türkiye’de yapılmasını isteyen Ergün, “Burada oluşan modelin yerlilik oranı yüzde 80’lere varır” dedi.
Ergün, şunları söyledi: “Sermayemiz var, tasarım yapabiliriz. İç pazar genişliyor. 5 yıl sonra Türkiye’de 1 milyon otomobil satılır. Yüzde 10 pazar payı alsa iyi olur ama ben bunun yüzde 20 olacağını, 200 bin satacağını düşünüyorum. Birkaç modeli olur. Bunun ihraç kabiliyeti var. Komşularımız alır. Kusursuz üretim var. Hiçbir aracımız geri çağrılmadı.”
TÜKETİCİ TATMİN OLMUYOR
Sektörün 2015’te 2 milyon adet taşıt üretimi koyduğunu hatırlatan Ergün, “Yeni markalar gelsin deniyor. Tabii ki gelsin. İç pazara bakın. 2010’da 510 bin otomobil satılmış. 155 bini yerli, 355 bin ithal olmuş. Türkiye’de yerli üretim otomobillerin çeşidi tüketicileri tatmin etmiyor. Bu anlaşılmıyor mu? Bu 1 milyona ulaştığında 300 bine 700 bin olacak. Trend böyle devam ederse bu boşluğu ithal araçlar dolduracak” dedi. Sektörün 2008’de 5 milyar dolar fazla verirken rakamın 2010’da 375 milyon dolar olduğunu vurgulayan Ergün, böyle devam etmesi halinde sektörün ihracatçılıktan ithalatçılığa döneceğine işaret etti. Ergün, “O zaman sektörün tedbir alması lazım. İçeride yeni modellerle toplumu tatmin etmesi lazım, dışarıda da ihracat pazarını genişletmeli” şeklinde konuştu.
KİMSE YAPMIYOR DİYE KRİZİ İYİ ÖLÇEMEDİ DEVLET KİT KURMAZ
Devletin yerli otomobil yatırımına ortak olması yönündeki görüşler üzerine Ergün, “Doğru bir şey değil. Oraları geçtik. Devlet kimsenin yapamayacağı işleri yapması icap eden organizasyon. Onu yapmaya değecek yöntemleri var artık” dedi. Otomobil ve diğer büyük yatırımlarda kimse yapamıyor diye devletin KİT kurmasının icap etmediğini söyleyen Ergün, “Devlet bu işin içinde nasıl olacak? Teşvikle, destekle, altyapıyı oluşturarak olacak. Otomotiv yatırımının hinterlandı belli. Ağırlık Marmara’da olur. Biraz Ege ve İç Anadolu’ya taşar. Kümelenme oralarda zaten. Kümeden uzak bir noktada olursa, bu iş yürümez” diye konuştu.
Eskiyen Tüketici Kanunu ilk önceliğimiz
Seçimlerden sonraki ilk altı aylık dönemde yasalaşması gereken konunun Tüketici Kanunu olacağını anlatan Ergün, “İçindeki unsurlar eskidi. 2-3 yıl önce hazırladığımız taslak bile eskidi. Dünya ya, AB’ye göre revize etmemiz gerekiyor. Arkadaşlar revize ediyor” dedi. Bir dönem perakende sektöründe indirim dönemlerinin kurallara bağlanması ile ilgili sıkça yaşanan tartışmalara değinen Ergün, “Son zamanlarda gündemimize gelmedi. Belki tartışılarak yerine oturdu. Belki ‘yasayı bekleyelim’ demiş olabilir” yorumu yaptı. Tüketicilerin aldıkları ürünlerin kalitesiyle ilgili olarak ‘Herhalde bunlara bir bakan vardır’ diye düşündüğünü söyleyen Ergün, “Vatandaşı en küçük rakamlı alışverişte bile şusu var mı busu var mı diye bakan dikkatli bir tüketici olmaya yönlendirmemiz lazım” dedi.
SANAL SATIŞA DÜZEN GEREK
İnternetten satışın da düzenlenmesi gereken bir alan olduğuna dikkat çeken Ergün, “Çin’den sipariş ediyor. Gümrükten alıcıya ulaşıyor. CE belgesi var mı, servisi var mı? Kalitesi bozuk çıkıyor. Hiç tahmin edemediğin sorunlar çıkıyor. Biraz yaşayarak öğreniyoruz ama bir yandan elimizi çabuk tutmalıyız” dedi.
AVM’NİN PARKINI, TUVALETİNİ YASAYA KOYMAYA GEREK YOK
Alışveriş merkezlerinin (AVM) çalışma ve kurulma esaslarını düzenleyecek Büyük Marketler Yasası’nda kuruluş düzeni, pazarda yer alma-satış yapma kuralları ile küçük üreticilerin haklarını koruyacak üç ana unsur olacağını söyleyen Ergün, “Otoparkın büyüklüğü filan bunlar teknik konular” dedi. İhtiyaçların müşterilerin isteğine göre ortaya çıkacağını, bunların hepsini kanuna yazmaya gerek olmadığını belirten Ergün, “AVM’nin tuvaleti, otoparkı olacak demeye gerek var mı? İsteyenler için mescit, sanatsal faaliyet olacaktır. Bazı ihtiyaçlar müşteri isteklerini göre ortaya çıkacak. Karşılayan öne çıkacak, karşılamayan geride kalacak” şeklinde konuştu.
BANKALAR KRİZİ İYİ ÖLÇEMEDİ
İş Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Ersin Özince ile genel müdürlüğünün son günlerinde Başbakan Yardımcı Ali Babacan’ın girdiği polemikte Ergün de bir açıklama yaparak, “Bankalar polisiye tedbir almasın, bu tedbirler alınıyor” demişti. Bankacılık sektörünün 2008- 2009 dönemde çökmemiş olmasının önemli bir şans olduğunu anlatan Ergün, “Bize göre yanlış yaptıkları bir konu oldu. Krizin derinliğini iyi ölçemediler. İşi gücü düzgün KOBİ’lerden de kredileri geri çağırdılar. Adam hammadde, makine almıştı. Siparişi karşılayamadı, nakit döndüremedi. Bu değerlendirmeyi yapabilirlerdi, yapamadılar. Daha az firma zora girerdi. Bu yönüyle eleştirdik ama önemini bildiğimiz için sektörün başka eleştirileri göğüsledik” diye konuştu. O dönem KOBİ’lere toplantılarda ‘Bu böyle devam edecek. Yarın size size kredi vermek için koşacaklar’ dediklerini söyleyen Ergün, “Bugün de özellikle tüketici kredilerinde aşırıya gidilmesin gayesi var” dedi. Ergün, bankacılık sektörüyle kavga etmek, sektörü sıkıntıya sokmak gibi bir dertleri olmadığını belirtti.
POTANSİYEL YOKSA TEŞVİK YAĞSA BİLE OLMUYOR
Geçtiğimiz yıl sonunda süresi dolan dört bölgeli teşvik sistemine desteklerin miktarı ve süresiyle ilgili değişiklikler yapıldıktan sonra devam edileceğini söyleyen Ergün, “Dört bölge devam edecek. Bugün, yarın miktar ve süreyle ilgili değişiklikler yayımlanır. Bazı sektörler bazı yerlere eklenir. Uygulamada böyle talepler geldi. Bu sistem devam ettirilecek” dedi. Bazı il veya bölgelerin yatırım çekemediği yorumları yapıldığını sorduğumuz Ergün, “Potansiyeli olan yararlanıyor. Potansiyeli olmayana ne kadar teşvik verseniz olmuyor. Uygun altyapısı yoksa, yeterli insan gücü yoksa olmuyor. Yağdırsan da fazla bir etkisi olmuyor” yanıtı verdi.
BU YEDİ İL GELECEĞİN CAZİBE MERKEZLERİ
Ergün, hem ziyaretlerinde edindiği izlenim hem de teşviklerden yararlanmalarına bakarak yedi ilin geleceğin cazibe merkezleri olacağını söyledi. Çorum’un kendini yeni yeni gösterdiğini ifade eden Ergün, “Sanayileşmede Kayseri istikametinde ilerliyor. Sivas önemli ilerleme gösteriyor. Elazı Organize Sanayi Bölgesi (OSB) önemli bir merkez oldu. İmajı televizyondaki itiş kakışla oluşuyor ama Diyarbakır’ın OSB’si yetmiyor artık. Doğalgaz ve demiryolu bağlantıları olduğunda daha çok gelişecek. Van ve Samsunda öyle. Sanayi potansiyeli artık Gaziantep’ten Şanlıurfa’ya taşıyor” diye konuştu
habertürk
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.