Pazartesi günü resmen Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçildi. Yeni bakanların isimleri de yine aynı gün açıklandı. Kabinede öyle bir isim vardı ki göreve gelmesiyle herkesi mutlu etti. Özellikle ebeveynler sosyal medya üzerinden sevinçlerini dile getirdiler. O isim yeni Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Ziya Selçuk idi.

Daha önce Talim Terbiye Kurulu Başkanlığı da yapan Selçuk'un böylesine bir sevinçle karşılanmasının sebebi büyük ihtimalle bir eğitimci olmasından kaynaklanıyor. Hem ebeveyn hem de öğrenci tarafından eğitim sistemine bakıp değerlendirmelerini çözüm odaklı yapabiliyor. Teknolojiyi yakından takip ediyor, eğitim sistemindeki sorunların farkında ve çözüm önerileri var.

Etrafında da Selçuk'u tanıyan pek çok veli var. Hepsinin gözlerinin içi parlıyor: "Çocuklarımızın geleceğine dair umutlarımız arttı" diyorlar. Ben de hemen Selçuk'un sosyal medya hesabına baktım. Paylaşımları bile özenli, eğitici ve ders verir nitelikte. İşte onlardan birkaçı...

KANKALIK, YÜREK YOLDAŞLIĞI

"Geçen gün teneffüste 3. sınıfa giden iki kız öğrencimizle karşılaştım okulda. Ayakkabı bağlarını birbirine bağlamışlar nasıl gülüyorlar, nasıl eğleniyorlar. İnanılmaz. 'Kuzum naaapıyosunuz siizz' dedim ama katıla katıla gülmeye devam ediyorlar. Sonra durup onlara hayranlığımı tekrar görmek için geri dönüp gülümseyip kaçıyorlar. Arkadaşlık, kankalık, yürek yoldaşlığı... Yetmemiş somut olarak da 'bağlanmışlar'. Duru bir göl gibi... Şakıyan bir bülbül gibi... İyi ki varsınız kuzularım. İyi ki bizimlesiniz. Ruhumuzu iyileştirdiğiniz, yaşama sevincimizi bereketlendirdiğiniz için çok yaşayın emi!"

TOPRAK MISIN BAHÇIVAN MI?

"Bir öğretmen, bir anne, bir baba çocuğu için ya toprak olur ya bahçıvan. Topraksa çocuğun yetişmesi için her türlü olanağı hazırlar ve kucağında hayat bahşeder. Sessizce hayranlık duyar hayatının hediyesine, emanetine. Bahçıvansa sürekli budamayı düşünür. Şurası olmadı, burası olacak. Şu kurs senin, o kurs benim dolaşır durur. Budayamazsa uzman bulur, azman bulur budattırır. Ek dersti, etüttü, takviyeydi para verir budatır. Toprak her misafire hürmet eder. Bahçıvan zararlı ayrık otu arar durur. Engelliler, farklı öğrenenler, popülere aykırı olanlar budandıkça budanır. Aşık Veysel bile anlatamadıysa kime düşer ki toprak ustaya çırak olmak. Elinizdeki makası saklamayın:)"

***

ÇOCUKLARIN HAYALİNDEKİ PARKLAR

Çocuklar gittikleri parklardan memnun mu dersiniz? Hayallerindeki parklar sadece salıncak ve kaydıraklardan mı oluşuyor? İstanbul95 kapsamında Beyoğlu, Sultanbeyli ve Maltepe belediyelerinde, ilçe sakini ebeveyn ve yaşları üç ile sekiz arasında değişen çocukların katılımıyla atölye çalışmaları gerçekleştirildi. Çocuklardan hayallerindeki parkları tasarlamaları istendi. İşte minik ellerin hayallerindeki parklar, hayalleri ve açıklamaları...

"Küçük su havuzu yaptım. Suyla oynamayı seviyorum ama annem pek oynamama izin vermez suyla... Su havuzu pek görmüyorum parkta. Olsa kardeşimle oynayabilirdim. Tırmanma çok değişik hiç görmediğim bir şey, çok güzel... Araba da çizdim. Bundan olsa kardeşim, annem, babam hep birlikte binebiliriz..." (kız / 8 yaş)

"Kaydırak çizdim ablamla kayıyoruz. Tırmanıyorum, taştan yapılmış basamaklar var. Kayıp havuza düşüyoruz, ıslanıyorum. Islanırsak üstümüzü çıkartır, taşların üzerinde kurutabiliriz. 2 güneş yaptım, biri büyükler için (ablam için), biri küçükler için (benim için). Çimenli olmasını isterim. İçine çiçek ekilen lastik tekerlekleri de çizdim..." (kız / 5 yaş)

Sabah