Bakan Tekin, "Lozan'la birlikte hem Türkiye'deki Rum, Musevi ve Ermeni azınlıklarının eğitim öğretim hakları güvence altına alındı, aynı şekilde Batı Trakya'daki Türk azınlıklarının da aynı hakları güvence altına alındı. Biz Lozan'a bu kadar sadıkken, ülkemizde var olan azınlık okulları bugün hala faaliyetine devam ederken, Batı Trakya'da 300'ün üzerinde var olan Türk okulları geçtiğimiz hafta itibarıyla 81'e düştü. Biz, ülkemizde yaşayan azınlıkların temel hak ve hürriyetleri, müdahil olmak üzere eğitim ve öğretim haklarını güvence altına aldık." diye konuştu.

"YABANCI OKULLAR NEDEN AÇIK"

Yabancı okulların durumu ile ilgili açıklamalarda bulunan Tekin, "Biz de bu okulların eğitim öğretim hayatına devam etmesini kabul ediyoruz ve Lozan'ın bir parçası gibi görüyoruz. Ancak şu an müsaade edecek bir ortamımız da yok" dedi.

Lozan Antlaşmasında yabancı okullar başlığıyla sunulan okullarla ilgili hiçbir madde olmamasına rağmen 12 tane okulun açık olduğunu belirten Tekin, "Lozan'da olmadığı halde neden açık? Lozan imzalandıktan sonra ülkelerin yetkilileri Mustafa Kemal Atatürk'e hitaben Lozan mektupları adı altında mektuplar yazıyorlar ve bu okulların eğitim öğretim hayatlarına devam etmesi ricasında bulunuyorlar. Biz de bu okulların eğitim öğretim hayatına devam etmesini kabul ediyoruz ve Lozan'ın bir parçası gibi görüyoruz. Ancak şu an müsaade edecek bir ortamımız da yok" ifadelerini kullandı.

"MÜFREDATIMIZI YÜZDE 35 ORANINDA SADELEŞTİRMİŞ OLDUK"

Bakan Tekin yeni müfredat ile ilgili olarak çocuklara gereğinden fazla bilgi verilmesinin doğru olmadığını belirterek şunları söyledi: "Çocuklara sadece ezber bilgiler veriyoruz, sonra unutuluyor; ne işe yaradığını bilmiyor, nerede kullanacağını bilmiyor. Eğitim sistemimiz işlevsiz hale geliyor, gereğinden fazla bilgi vermeye çalışıyoruz. Bu yüzden çocuk başarısız oluyor. Dolayısıyla müfredatımızın revize edilmesi gerektiğine dair elimizde çokça akademik çalışma var.

Türkiye Yüzyıl Maarif Modeli'nin temelinde hedefimiz iyi insan yetiştirmek. Zihinsel, duygusal, bedensel, sosyal ve manevi gelişim yönleriyle bir bütün olarak ele aldık insanı. Türk maarif modeli ile toplumu ve ülkesini imar eden şahsiyetleri yetiştirmeyi bakanlık olarak üstümüze aldık. İnsanlık için faydalı ve güzel olanı yapmayı hedeflemiş, düşünebilen, sorgulayan, araştıran öğrenciler istiyoruz. Milli ve manevi değerlerimizi yücelten, koruyan insani değerleri kucaklayan şahsiyetlerin yetişmesini istiyoruz. Müfredatımızı en sonunda yüzde 35 oranında sadeleştirmiş olduk."