Yükseköğretim mevzuatında çelişen maddeler
Yükseköğretim mevzuatında çelişen maddeler
AYHAN GÖKDEMİR
YÜKSEKÖĞRETİM MEVZUATINDAKİ ÇELİŞKİLİ MADDELER 1.GİRİŞ Cumhuriyetin kurulduğu 1923’ten itibaren yükseköğretim tarihimize bakılacak olursa, (1) 1923–1946 Dönemi: Bu dönem içinde, 1933 de, Üniversite Reformu yapılmış ve 2252 Sayılı Yasa ile İstanbul Darülfünunu kaldırılıp, yerine İstanbul Üniversitesi kurulmuştur. Bu reform ile özerklik kaldırılmış, ilk kez üniversite, rektör, fakülte, dekan gibi terimler benimsenmiştir. Darülfünunun öğretim elemanları (157 Öğretim Mensubu) tasfiyeye tabi tutulmuş, Almanya’dan Nazi baskısından kaçan çok sayıda profesör üniversitede istihdam edilmiştir. (2) 1946–1960 Dönemi: 13 Haziran1946 da 4936 Sayılı Yasa çıkarılmış ve hem üniversiteye hem de fakültelere tüzel kişilik ile bilimsel ve idari özeklik tanınmıştır. Bu Kanun ile Ankara Üniversitesi de kurulmuştur. İstanbul Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi ve Ankara Üniversitesi aynı kanuna bağlanmıştır. Çok üniversiteli dönem başlamıştır. (3) 1960–1971 Dönemi: 27 Mayıs 1960 askeri darbesinden sonra 114 Sayılı Kanunla 1946 da çıkarılan kanunda bazı değişiklikler yapılmıştır. Anayasaya ilk defa üniversite ile ilgili bir madde konulmuştur (M.120). (4) 1971–1981 Dönemi: 29 Eylül 1971 tarih ve 1488 Sayılı Kanunla 120. Maddede değişiklik yapılmıştır. 7 Temmuz 1973’de 1750 Sayılı Üniversiteler Kanunu çıkarılmıştır. 1975 yılında Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Kurulmuştur. (5) 1981–2006 Dönemi: 6 Kasım 1981 tarih ve 2547 Sayılı Yükseköğretim Kanunu çıkarılmıştır. 1982 Anayasasına Yükseköğretim ile ilgili 130. 131. ve 132. maddeler konulmuştur. Cumhuriyet Döneminde üniversitede yapılan düzenlemelerin hiç birisi yeterli bulunmamış ve sürekli değişiklikler yapılarak bugüne gelinmiştir. Bu makalemizin konusu yükseköğretim mevzuatımızın sürekli değişiklik yapılmasından dolayı çelişkili maddeler oluşmuştur. Oluşan bu çelişkili maddelere dikkat çekilerek mevzuat değişikliği yapılması gerektiği açıklanmaya çalışılacaktır. 2. 40/a MADDESİNE GÖRE GÖREVLENDİRMELERDE ÖĞRETİM YARDIMCILARININ DURUMU İlk defa 06.11.1981 tarihinde yürürlüğe giren 2547 sayılı Kanun’un 3’ncü maddesinin (k) fıkrası ile aynı Kanun’un 32 ve 33’ncü maddelerinde, öğretim görevlileri ile okutmanlar “Öğretim Yardımcıları” sınıfı içerisinde yer almıştır. Ancak, 19.08.1983 tarihinde yürürlüğe giren 2880 sayılı Kanun’un 1’nci, 14’ncü, 15’nci ve 16’ncı maddeleriyle yapılan değişiklikler neticesinde, öğretim görevlileri ile okutmanlar “Öğretim Yardımcıları” sınıfı içerisinden çıkartılmış, öğretim görevlileri Kanun’un 31’nci maddesinde, okutmanlar ise Kanun’un 32’nci maddesinde ayrı ayrı zikredilmişlerdir. Yapılan bu düzenlemeden sonra “Öğretim Yardımcıları” sınıfı içerisinde; araştırma görevlileri, uzmanlar, çeviriciler ve eğitim-öğretim planlamacıları kalmıştır. Öte yandan, 2547 sayılı Kanun’un “Kurumlar arası Yardımlaşma” başlığı altındaki 40’ncı maddesinin (a) fıkrasında; “Yükseköğretim kurumlarında öğretim üyeleri ile ders vermekle görevli öğretim yardımcıları bağlı bulundukları fakülte ve yüksekokullarda ders yükünü dolduramadıkları takdirde kendi üniversitelerinin diğer birimlerinde veya o şehirdeki yükseköğretim kurumlarında ders yükünü doldurmak üzere rektör tarafından görevlendirilebilirler…….” hükmü yer almış olup, bu hüküm 2547 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmiş olduğu 06.11.1981 tarihinden bu güne kadar hiç değişmemiştir. 2547 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği tarihte öğretim görevlileri ile okutmanlar “öğretim yardımcıları” sınıfı içerisinde iken, söz konusu madde metninde “ders vermekle görevli öğretim yardımcıları” ibaresi yer almış ve bu hükme istinaden öğretim görevlileri ile okutmanlar ders yüklerini doldurmak üzere üniversitenin diğer birimlerinde görevlendirilmişlerdir. Ancak, 2880 sayılı Kanun’la yapılan değişiklik neticesinde öğretim görevlileri ile okutmanlar öğretim yardımcıları sınıfı içerisinden çıkartılmış ve böylece 2547 sayılı Kanunda, öğretim görevlileri ile okutmanların kendi kadrolarının bulunduğu kurumlar dışında üniversitenin diğer birimlerinde görevlendirilmelerine ve kendilerine ek ders ücreti ödenmesine dayanak teşkil eden hiçbir hüküm kalmamıştır. Öte yandan, halen 2547 sayılı Kanunun (40/a) maddesi hükmü içerisinde zikredilen “Öğretim Yardımcıları” sınıfı içerisinde kalan öğretim elemanlarından (Araştırma Görevlisi, Uzman, Çevirici, Eğitim-Öğretim Planlamacısı) hiçbirisinin yasal olarak ders verme yetkisi bulunmamaktadır. Bütün bu değişikliklere karşın 2547 sayılı Kanun’un 40/a maddesinde bugüne kadar herhangi bir düzenlemeye gidilmemiş ve “ders vermekle görevli öğretim yardımcıları” ifadesi söz konusu madde metni içerisinde aynen kalmıştır. Söz konusu öğretim elemanlarının olası mağduriyetlerinin önlenebilmesi için Yükseköğretim Kurulu tarafından, 2547 sayılı Kanun’un (40/a) maddesinde yer alan; “…… öğretim üyeleri ile ders vermekle görevli öğretim yardımcıları……” ibaresinin “………öğretim üyeleri ile ders vermekle görevli diğer öğretim elemanları……” şeklinde değiştirilmesinde büyük yarar bulunmaktadır. Sonradan yapılan bu değişikliğe paralel 2547 sayılı kanun 40/a maddesinde de değişiklik yapılması gerekirken, değiştirilmeyerek öğretim yardımcılarının sanki 40/a maddesine göre görevlendirildiklerinde ders verebilecekleri gibi yanlış bir uygulamaya meydan verilerek çelişkili durum oluşmaktadır.. 3. 40/b MADDESİNE GÖRE GÖREVLENDİRİLEN ÖĞRETİM ÜYELERİNİN İDARİ GÖREVLERE ATANMALARI 2547 Sayılı Yükseköğretim Kanununun “Kurumlar arası Yardımlaşma” başlıklı 40’ıncı maddesinin (b) fıkrasıyla; Öğretim üyeleri, ihtiyacı olan üniversitenin isteği ve kendi arzusu üzerine ve ilgili yönetim kurullarının görüşü, rektörün önerisi ile Yükseköğretim Kurulu tarafından, istekte bulunan üniversitenin birimlerinde en az bir eğitim-öğretim yılı için görevlendirilebilirler.” hükmü getirilerek, yükseköğretim kurumlarının, eğitim-öğretiminin aksamaması bakımından, öğretim üyesi ihtiyaçlarının karşılanması amaçlanmıştır. Diğer taraftan, anılan Kanunun 16 inci maddesinin (a) fıkrasında, Dekan, kendisine çalışmalarında yardımcı olmak üzere fakültenin, aylıklı öğretim üyeleri arasından en çok iki kişiyi dekan yardımcısı olarak üç yıl için seçer. Enstitü, Yüksekokul Ve Meslek Yüksekokul Müdürünün okulda görevli aylıklı öğretim elemanları arasından üç yıl için atayacağı en çok iki yardımcısı bulunur. 21’inci maddesinin üçüncü fıkrasında ise, bölüm başkanının bölümün aylıklı profesörleri, bulunmadığı takdirde doçentleri, doçent de bulunmadığı takdirde yardımcı doçentler arasından fakültelerde dekanca, fakülteye bağlı yüksekokullarda müdürün önerisi üzerine üç yıl atanacağı hükme bağlanmıştır. 2914 sayılı Yükseköğretim Personel Kanununun 13 üncü maddesiyle de belirli idari görevleri yürütenlere bu görevlerinin karşılığı olarak idari görev ödeneği ödeneceği öngörülmüştür. 2547 sayılı Kanununun 40/b maddesine göre bir başka üniversitede görevlendirilen öğretim üyesinin görevlendirildiği üniversitede dekan yardımcısı, müdür yardımcısı, bölüm anasanat ve anabilim başkanı olarak görevlendirilmelerinde engel açık bir hüküm bulunmamakta ise de, anılan maddenin en az bir eğitim-öğretim yılı için öğretim üyesi ihtiyacının karşılanmasını amaçlamış olması, dekan yardımcısı, Müdür yardımcısı, bölüm, anasanat ve anabilim dalı başkanı üç yıl süreyle fakültenin aylıklı öğretim üyeleri arasından atanacağının öngörülmüş bulunması ve 2914 sayılı Kanunda öğretim elemanlarının aylık ve diğer haklarının atandıkları kadro derecesine göre belirlenmesi ve dekan yardımcısı, müdür yardımcısı, bölüm, anasanat ve anabilim dalı başkanı olarak atanması yapılanlarında atanmış oldukları öğretim üyesi kadrosu esas alınarak ödenecek olması, fakülte dışından dekan yardımcısı, bölüm, anasanat ve anabilim dalı görevini yürüteceklerin ilgili üniversitelerde durumlarına uygun öğretim üyesi kadrosu ile ilişkilendirilmeleri, 2547 sayılı Kanunun 40 ıncı maddesi (b) fıkrasına göre görevli bir öğretim üyesinin usule göre atanması halinde idari görev ödeneğinden yararlandırılması, ilgililerin idari görev ödeneğinden yararlanabilmeleri için 2547 sayılı Kanununda belirtilen esaslara göre dekan yardımcılığı, müdür yardımcılığı bölüm, anasanat ve anabilim dalı başkanı görevine atanmış olmaları gerekmektedir. 40/b maddesine göre 1 yıl için görevlendirilen öğretim üyelerinin idari kadrolara görevlendirilmeleri konusunda yasa maddesinin aylıklı profesörleri olma şartı ile idari görevlere üç yıllığına atanacak kişinin bir yıllığına 40/b maddesine göre görevlendirilen birinin idari göreve atanmaları çelişkili bir durum oluşturmaktadır. 4. 40/a-d MADDESİNE GÖRE VAKIF ÜNİVERSİTELERİNDEN DEVLET ÜNİVERSİTELERİNE GÖREVLENDİRME Bilindiği üzere, 2547 sayılı Kanunun “Kurumlar arası Yardımlaşma” başlığı altındaki 40’ıncı maddesinin (a) fıkrasında; yükseköğretim Kurumlarında görevli öğretim üyeliği ile ders vermekle görevli öğretim yardımcılarının bağlı bulundukları fakülte ve yüksekokullarda haftalık ders yükünü doldurmadıkları takdirde kendi üniversitelerinin diğer birimlerinde veya o şehirdeki yükseköğretim kurumlarında ders yükünü doldurmak üzere rektör tarafından görevlendirilebileceği, haftalık ders yükünün üstünde başka bir yükseköğretim kurumunda görevlendirilen öğretim elemanlarına görev aldıkları kurum bütçesinden ek ders ücreti ödeneceği, aynı maddenin (d) fıkrasında ise; 2547 sayılı Kanunun 40’ıncı maddesinin (a) fıkrası uyarınca, kendi üniversitelerinin aynı şehirdeki diğer birimlerden veya aynı şehirdeki diğer yükseköğretim kurumlarında görevlendirilebilecek. Öğretim elemanı bulunmaması halinde, başka şehirdeki öğretim kurumlarından ders vermek üzere görevlendirilen öğretim elemanlarına 6245 sayılı Harcırah Kanuna göre geçici görev yolluğu ve anılan fıkradaki esaslara göre iki kat ek ders ücreti ödeneceği ifade edilerek üniversitelerinde ders yükünü doldurmayan öğretim elemanlarının kendi üniversitelerinin diğer birimleri ile aynı ildeki diğer yükseköğretim kurumları ile o il dışındaki yükseköğretim kurumlarında ders vermek üzere görevlendirilmeleri konusunu hükme bağlamıştır. Diğer taraftan, 2547 sayılı yükseköğretim Kanunun ek 2’inci maddesinde; Vakıfların, kazanç amacına yönelik olmamak şartı ile mali ve idari hususlar dışında akademik çalışmalar, öğretim elemanlarının sağlanması ve güvenlik yönlerinden bu Kanun da gösterilen esas ve usullere uyulmak kaydıyla yükseköğretim kurumları veya bunlara bağlı birimlerden birini veya birden fazlasını kurabileceği belirtilerek söz konusu madde metninde Vakıf Üniversitelerinin akademik çalışmalar ve öğretim elemanlarının sağlanması yönünde 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununda belirtilen esas ve usullere tabi bulunduğu hüküm altına alınmıştır. Öte yandan, vakıf üniversitelerinin öğretim elemanı temini ile ilgili Yükseköğretim Yürütme Kurulunun 15.09.1998 tarih ve 98.35.2543 sayılı kararında; Devlet Yükseköğretim kurumlarında görevli öğretim elemanlarının kendi üniversitelerinde haftalık ders yükünü doldurmaları şartıyla 2547 sayılı Kanunun 40/a maddesi uyarınca vakıf üniversitelerinde görevlendirileceklerine hükmedilmiştir. Görevlendirilen öğretim elemanlarının ders yükü ve ödenecek ek ders ücreti, maaş karşılığı haftalık normal ders yükü; öğretim üyeleri için 10 saat, öğretim görevlileri ve okutmanlar için 12 saattir. Bu normal ders yükünün dışında bir öğretim elamanı, gerek kadrosunun bulunduğu, gerekse diğer yükseköğretim kurumlarında, güz ve bahar yarıyıllarında mecburi ve isteğe bağlı olarak, ek ders ücreti ödemek kaydı ile ders verebilir. Mecburi ve isteğe bağlı bu dersler ile diğer faaliyetler için haftalık öğretim elemanının toplam olarak okutulabileceği ek ders yükü normal örgün öğretimde en çok 20 saat, ikinci öğretimde ise en çok 10 saattir. Yukarıda belirtilen hükümler çerçevesinde Devlet Yükseköğretim Kurumlarında görevli öğretim elemanlarının 2547 sayılı Kanunun 40/a maddesi uyarınca Vakıf Üniversitelerinde görevlendirilebilmeleri mümkün görülmüşken, Vakıf Üniversitelerinde görevli öğretim elemanlarının anılan madde hükmü uyarınca Devlet Üniversitelerinde görevlendirilmelerine ilişkin herhangi bir düzenleme bulunmadığından bu maddeye göre görevlendirme yapılamamaktadır. Bu durum karşılıklı görevlendirmelerde çelişki yaratmaktadır. 5. KONSERVATUVARLARIN AKADEMİK TEŞKİLAT YÖNETMELİĞİNDE YER ALMAMASI 2547 Sayılı Yükseköğretim Kanunun 3’üncü maddesinin e) bendinde Fakülte, f) bendinde Enstitü, g) bendinde Yüksekokul, h) bendinde Konservatuar, ı) bendinde Meslek Yüksekokulu, j) bendinde Uygulama ve Araştırma Merkezi tanımlanmıştır. Üniversitelerde Akademik Teşkilat Yönetmeliğinin 7’inci maddesinde Fakülteler, 11’inci maddesinde enstitüler, 12’inci maddesinde Yüksekokullar organları ile akademik teşkilat yapısı içinde sayılmışlarken, Konservatuarlar ve Meslek Yüksekokulları bu teşkilatlanmanın içinde yer almamışlardır. Teşkilatlanma içinde yer almayan okullar Yüksekokul gibi değerlendirilerek onların yapılanmaları aynen uygulanmaktadır. Akademik Teşkilat Yönetmeliğinde yer almamasının sonucu olarak Konservatuar ve Meslek Yüksekokul Müdürleri 2914 sayılı Yükseköğretim Personel Kanunun 418 sayılı KHK ile eklenen ek gösterge cetvelinde 1998 yılı için öngörülen 6400 ek göstergeden yararlanmamaktadırlar. 2914 sayılı Yükseköğretim Personel Kanunun 418 sayılı KHK’nin 27’inci maddesi ile eklenen ek gösterge cetvelinin (a) bendinde Profesörlerden, Rektör, Rektör Yardımcısı, Dekan, Dekan Yardımcısı ve Yüksekokul müdürleri tek tek sayılarak 1998 yılında 6400 ek gösterge uygulanacağı, hükme bağlanmışken bunlar arasında konservatuar ve meslek yüksekokul müdürlerine yer verilmediğinden 6400 ek göstergeden ancak profesörlükte 4 yılını tamamladıklarında yararlanabilmektedirler. Müdür olarak idari göreve atandıklarında yararlanamamaktadırlar. Aynı statüde olan okul müdürleri arasında farklı bir uygulama yapılarak çelişkili bir durum yaratılmaktadır. 6. YÜKSEKOKUL VE ENSTİTÜ MÜDÜRLERİNİN ATANMA KOŞULLARI Üniversiteler Akademik Teşkilat Yönetmeliğine göre Dekan olarak atanma koşulu akademik unvanın en üst unvanı olarak profesör olma koşulunu getirmiştir. Yüksekokul, Enstitü ve Konservatuar Müdürlerinde ise akademik unvan gözetilmeden Rektör tarafından atanmaktadır. Akademik Teşkilat yapılanmasının en küçük birimi, sanat, bilim, anasanat, anabilim ve bölüm başkanları için o bölümün aylıklı profesörleri, bulunmadığı takdirde doçentleri doçentlerinde bulunmadığı takdirde yardımcı doçentleri arasından atanacağı düzenlenmiştir. Yüksekokul, enstitü ve konservatuarın en küçük birimleri olan bilim, sanat, anabilim, anasanat ve bölüm başkanlarının atanmasında akademik yapılanmanın en üst unvanı olan profesör olma şartı aranırken bunların bağlı olduğu en üst amir olan Müdürün atanmasında akademik teşkilatlanmadaki birimlerde olduğu gibi profesör şartı konmaması çok büyük bir çelişki ve uygulamada sıkıntılar yaşanmaktadır. 8. REKTÖR YARDIMCILARININ GÖREV SÜRELERİ 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nda genel olarak akademik yöneticilerin (Dekan, Enstitü ve Yüksekokul Müdürü) görev süreleri ile bunların yardımcılarının görev süreleri arasında bir paralellik bulunmasına karşın, rektör ve rektör yardımcılarının görev sürelerinde (Rektörün görev süresi 4 yıl, yardımcılarının 5 yıl) bu paralellik bulunmamaktadır. Bu durum, kanaatimizce 2547 sayılı Kanun’da “Rektör”ün görev süresi ile ilgili yapılan değişiklikler esnasında unutulan bir husus olup, konu ile ilgili yapılan yasal düzenlemeler kronolojik olarak aşağıda detaylandırılmıştır. Bilindiği üzere, 06.11.1981 tarih ve 17506 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yayımı tarihinde yürürlüğe giren 2547 sayılı Kanun’un “Rektör” başlığı altındaki 13’ncü maddesinin (a) fıkrasının ilk halinde; rektörün Yükseköğretim Kurulu’nun önereceği yükseköğretimden sonra en az on beş yıl başarılı hizmet vermiş, tercihen Devlet hizmetinde bulunmuş, ikisi üniversitede görevli profesörlerden olmak üzere dört kişi arasından Devlet Başkanınca beş yıl için atanacağı, rektörün çalışmalarında kendisine yardım etmek üzere üniversitenin aylıklı profesörleri arasından en çok üç kişiyi rektör yardımcısı olarak seçeceği, rektör yardımcılarının rektör tarafından beş yıl için atanacağı hükme bağlanmıştır. Daha sonra, 19.08.1983 tarih ve 18140 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 2880 sayılı Kanun’un 7’nci maddesiyle yukarıda sözü edilen 13’ncü maddenin (a) fıkrasında bir değişikliğe gidilmiş ve yapılan değişiklikle, madde metninde yer alan“Devlet Başkanı” ibaresi “Cumhurbaşkanı” olarak değiştirilmiş, rektörlerin yaş hadleri ile ilgili bir düzenleme yapılmış, rektör ve rektör yardımcılarının beş yıl olan görev süreleri ile ilgili bir değişiklik yapılmayarak bu süreler aynen korunmuştur. Bu kez, 07.07.1992 tarih ve 21277 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 3826 sayılı Kanun’un 1’nci maddesiyle, yalnızca rektörlerin görev süresinin belirtildiği 2547 sayılı Kanun’un 13’ncü maddesinin (a) fıkrasının birinci bendinde bir değişikliğe gidilmiş ve yapılan değişiklikle, beş yıl olan rektörlerin görev süresi dört yıla indirilmiştir. Söz konusu fıkranın dördüncü bendinde yer alan rektör yardımcılarının görev süreleriyle ilgili metinde herhangi bir değişiklik yapılmamıştır. (Büyük bir olasılıkla unutulmuştur.) Son kez, 5772 sayılı Kanun’la Yükseköğretim Kanunu’nun 13’ncü maddesinin (a) fıkrasının birinci paragrafında yapılan değişiklikle, rektörün görev süresi yine dört yıl olarak muhafaza edilmiş ve rektör yardımcılarının görev süreleri ile ilgili yeni bir düzenleme yapılmamıştır. Diğer taraftan, Üniversitelerde Akademik Teşkilat Yönetmeliği’nin 4/a, 8/a,11/b ve 12/b maddelerinde; sırasıyla rektörün, dekanın, enstitü müdürü ve yüksekokul müdürünün görev süreleri sona erdiğinde yardımcılarının da görev sürelerinin sona erecekleri hususu hükme bağlanmış ve bir bakıma yardımcılarının görev süreleri, asıl yönetici kademesinde bulunan akademisyenlerin görev süreleri ile sınırlı tutulmuştur. 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nda rektörün görev süresiyle ilgili yapılan ve yukarıda detaylandırılan değişikliklerde, yalnızca rektörün görev süresinin ifade edildiği 13’ncü maddenin (a) fıkrasının birinci paragrafında düzenlemeler yapılmış ve rektörün görev süresine paralel olması gereken, yukarıda anılan fıkranın dördüncü paragrafında ifade edilen rektör yardımcılarının görev süresi ile ilgili hiçbir değişikliğe gidilmeyerek bu süre beş yıl olarak madde metninde bırakılmıştır. Kanaatimizce bu çelişkili durum, büyük bir olasılıkla bir unutmadan kaynaklanmış olabilir. Bu itibarla, 2547 sayılı Kanun’da yapılacak değişiklikler kapsamında bu hususun da bir kez daha gözden geçirilmesinde büyük yarar bulunmaktadır. Diğer akademik birimlerin başı olan dekan ve müdürlerin yardımcılarının görev süreleri dekan ve müdürün görev süreleri bittiğinde sona ererken, rektörün görev süresi bittiğinde, rektör yardımcılarının görev sürelerinin bitmeyip bir yıl daha uzun olması, rektör yardımcısı istifa etmediği sürece görevine bir yıl daha devam edebilmesi, çelişkili bir durum yaratmaktadır. 9. ENSTİTÜ MÜDÜR VE MÜDÜR YARDIMCILARININ GÖREVLENDİRİLMELERİ VE İDARİ GÖREV ÖDENEKLERİ 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunun 19’uncu maddesinin (b) bendinde, enstitü müdür yardımcılarının enstitüde görevli aylıklı öğretim elemanları arasından atanacağı belirtilmiş bulunmaktadır. Oysa yükseköğretim kurumlarına bağlı enstitülerde, idari görevlere, görevlendirilebilecek, ya yeterli yâda hiç kadrolu öğretim elemanı bulunmamaktadır. Öğretim elemanı bulunmayan enstitüler, diğer birimlerde görevli öğretim elemanları arasından atama yapabilmektedirler. Söz konusu idari görevlere o enstitüde görevli aylıklı öğretim elemanları arasından atama yapılmasının esas olduğu, bu esasa göre atanmamış olanların 2547 sayılı Kanunun (36/g) maddesinde öngörülen ders yükü muafiyet veya indirimden ve 2914 sayılı Kanunun 13’uncu maddesinde öngörülen idari görev ödeneğinden Maliye Bakanlığının görüşü doğrultusunda yararlanamamışlardır. Ancak, yukarıda belirtilen uygulamanın iptali için açılan idari davaların idareler aleyhine sonuçlanması ve bu kararların istikrar kazanması karşısında; gerek ihtilafların ve ilgililerin mağduriyetlerinin önlenmesi, gerekse idarelerin boş yere yargı gideri ödememeleri bakımından, o birimlerde görevlendirilebilecek öğretim elemanlarının bulunmaması halinde diğer birimlerde görevli aylıklı öğretim elemanları arasından görevlendirme yapılması durumunda, bu duruma münhasır olmak üzere ilgililere idari görev ödeneğinin ödenmesi ve bunların ders yükü muafiyet veya indiriminden yararlandırılmaları gerektiği konusunda 19.12.1994 gün ve B.07,0.BMK.0.15.115823–158. Maliye Bakanlığının bu görüşü doğrultusunda ödeme yapan üniversite saymanlıklarına Sayıştay tarafından sorgu açılarak yapılan ödemeler geri alınmıştır. Sayıştay ilamında ödeme yapılabilmesi için ilgili Kanun maddesinde düzenleme yapılması gerektiği belirtilmiştir. İdareler aleyhine açılan idari davalarında ise 2914 sayılı Yükseköğretim Personel Kanunun 13’uncu maddesinde idari görev ödeneğinin kimlere hangi oranda ödeneceği kurala bağlanmış, enstitü müdür yardımcılarına almakta oldukları aylık tutarının (ek gösterge dahil) %15’inin idari görev ödeneği olarak ayrıca verileceği belirtilmiştir. Kadrosu başka birimde olup ta enstitü müdür yardımcısı olarak atananlara ise verilmeyeceği yönünde bir sınırlama bulunmadığından ödenmesine karar vermiştir. İdari görev ödeneği sorunun çözülebilmesi için Sayıştay ilamında belirtildiği gibi, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunun 19’uncu (b) bendinin de “enstitü müdür yardımcılarının, enstitüde, görevli aylıklı öğretim elemanları bulunması halinde bunların arasından, bulunmaması halinde ise diğer birimlerde görevli aylıklı öğretim elemanları arasından üç yıl için atanacağı” şeklinde yeniden düzenlenmesi gerekmektedir. Maliye Bakanlığının yargıya taşınan ve üniversitelerin sıkıntıya düştükleri durumu düzeltmek için, kendisinin de ödenmemesi konusunda verdiği görüşe dayanak olarak gösterdiği 2547 sayılı Kanunun 19’uncu maddesinin (b) bendinde gerekli düzeltmeyi yapmak yerine, ödenebileceğine ilişkin görüş bildirerek üniversitelerinde hata yapmalarına neden olunarak çelişkili bir durum yaratılmaktadır. 10. 36’İNCİ MADDEDE YAPILAN ÇALIŞMA ESASLARINA İLİŞKİN DEĞİŞİKLİK 2547 Sayılı Yükseköğretim Kanunun Çalışma Esasları 36’ıncı maddesinin C bendinde; “Devamlı statüde bulunan öğretim üyeleri ile aylıklı öğretim üyeleri ile aylıklı öğretim yardımcıları en az Devlet Memurları için kabul edilmiş olan haftalık çalışma süresi kadar bir süre eğitim-öğretim, bilimsel araştırma, uygulama ve yönetim göreviyle üniversite organlarınca verilen diğer görevleri yapmakla yükümlüdürler.” Hükmü 21.01.2010 tarih, 5947 Sayılı Kanunun 3’üncü maddesi ile “öğretim üyesi, kadrosunun bulunduğu Yükseköğretim birimi ile sınırlı olmaksızın ve ihtiyaç bulunması halinde görevli olduğu üniversitede haftada asgari on saat ders vermekle yükümlüdür.” Şeklinde değiştirilmiştir. Tam gün yasası ile yapılan değişiklik akademik personelin en az devlet memurları için kabul edilmiş olan haftalık çalışma sürelerinin kaldırıldığı sadece haftalık ders yüklerini yerine getirmekle yükümlü oldukları gibi bir anlam ifade etmektedir. Bütün personel kanunları incelendiğinde (926 – 657–2802) hepsin de haftalık çalışma saatleri belirtilmişken, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunda belirtilmemesi büyük bir eksiklik olduğu değerlendirilmektedir. 2547 Sayılı Kanunun 36 maddesinin c bendindeki en az Devlet Memurlarının mesai saati kadar çalışma koşulunun kaldırılması öğretim elemanlarının mesailerinin sadece dersleri yükleri kadar bir anlama gelerek çelişkili bir durum oluşmuştur. 11. AKADEMİK KURULLARIN GÖREV DAĞILIMI Fakülte Kurulu, akademik bir organ olup aşağıdaki görevleri yapar; Fakülte yönetim kurulu, idari faaliyetlerde dekana yardımcı bir organ olup aşağıdaki görevleri yapar; 1-Fakülte Kurulunun kararları ile tespit ettiği esasların uygulanmasında dekana yardım etmek, 2-Fakültenin eğitim-öğretim, plan ve programları ile akademik takvimin uygulanmasını sağlamak, 3-Fakültenin yatırım, program ve bütçe tasarısını hazırlamak, 4- Dekanın, fakülte yönetimi ile ilgili olarak getireceği bütün işlerde karar almak, 5-Öğrencilerin kabulü, ders intibakları ve çıkmaları ile eğitim-öğretim ve sınavlara ait işlemleri hakkında karar vermek, 6-Kanun ve yönetmeliklerle verilen diğer görevleri yapmaktır. Yüksekokul, Enstitü; Meslek Yüksekokulu ve Konservatuar kurulları ve yönetim kurulları, 2547 Sayılı Kanunla Fakülte kurulu ve Fakülte yönetim kuruluna verilmiş görevleri yükseköğretim, Enstitü, Meslek Yüksekokulu ve Konservatuar kuruları ve Yönetim Kurulları tarafından yerine getirirler. Üniversitenin akademik kurulları olan Fakülte ve Fakülte yönetim kullarının görevlerinin ilgili kanun maddesinde açıkça yazılmadığından ilgili kurumların görev alanları birbirinin içine girmekte ve uygulamada sıkıntılar yaşanmaktadır. İlgili kanun maddesindeki bu belirsiz durumun yaratığı çelişkiler uygulamada sıkıntılar yaşanmaktadır. Bu durum Fakülte kurulu ve Fakülte Yönetim Kurulu arasında yetki kargaşası yaratarak uygulamada sıkıntılara neden olmaktadır. 12. BÖLÜM ANASANAT VEYA ANABİLİM BAŞKANLIKLARINDAN İMTİNA 2547 Sayılı Kanunun 21 inci maddesinin üçüncü fıkrasında ise, bölüm başkanının bölümün aylıklı profesörleri, bulunmadığı takdirde doçentleri, doçent de bulunmadığı takdirde yardımcı doçentler arasından fakültelerde dekanca, fakülteye bağlı yüksekokullarda müdürün önerisi üzerine üç yıl atanacağı hükme bağlanmıştır. Aynı hüküm anasanat ve anabilim dalı başkanlıkları içinde geçerlidir. 2914 sayılı Yükseköğretim Personel Kanununun 13 üncü maddesiyle de belirli idari görevleri yürütenlere bu görevlerinin karşılığı olarak idari görev ödeneği ödeneceği Bölüm başkanlığına atanma önceliği, o bölümde görevli öğretim üyelerinin olmakla birlikte bunların başka idari görevlerinin olması veya bölüm başkanlığı görevini kabul etmemeleri nedeniyle, aynı veya başka bir bölümdeki bir öğretim üyesinin usule göre bölüm başkanlığına atanacağına dair açık bir hüküm bulunmamaktadır. Atanması halinde ise ilgililerin idari görev ödeneğinden yararlandırılıp yararlandırılamayacağı sorun olmaktadır. 13. YÜKSEKOKUL KURULUNUN OLUŞTURULMASI 2547 Sayılı Yükseköğretim Kanunun 20’inci maddesinin C bendinde Yükseköğretim Kurulu Müdürün başkanlığında, müdür yardımcıları ve okulu oluşturan bölüm veya anasanat anabilim dalı başkanlarından oluşacağı belirtilmektedir. Kanun maddesinde geçen veya ifadesi okulu oluşturan Anasanat ve Anabilim dalı başkanlarının kurulun üyesi olmasını zorunlu kılmamıştır. Bu yüzden Yüksekokul Kurullarının oluşumu, Müdür, Müdür Yardımcısı ve Bölüm başkanlarından oluşabileceği anlamına gelmektedir. Oysa Üniversitelerde Akademik Teşkilat Yönetmeliğinin 12’inci maddesinin C bendinde Yüksekokul Kurulu; Müdürün başkanlığında, müdür yardımcıları ve okuldaki bölüm, anabilim veya anasanat dalı başkanlarından oluşacağı belirtilmektedir. Yönetmeliğe göre Yüksekokul Kurullarında anabilim, anasanat dalı başkanlarının olması zorunlu kılınmıştır. 2547 Sayılı Kanun 20’inci maddesi Yüksekokul Kurulunda bulunmasını Anasanat, Anabilim dalı başkanlarını zorunlu kılmazken, Yönetmelikte zorunlu kılınması Yönetmelikle Kanun maddesi çelişmektedir. Bu çelişkili durum uygulamada sıkıtılar yaratığından kanun maddesi ile yönetmeliğin aynı paralelde olması için düzenleme yapılması gerekmektedir. 14. SONUÇ: 2547 Sayılı Yükseköğretim Mevzuatında önemli gördüğüm çelişkili durumları başlıklar halinde yazmaya çalıştım. Yazdıklarım benim görebildiğim çelişkili durumlardır. Benim görmediğim mutlaka başka çelişen durumlarda vardır. Bu çelişkili durumlar uygulamada üniversitelere sıkıntı vermektedir. Bu sıkıntılı durumların düzeltilmesi için Yükseköğretim Kurumunun bir an önce harekete geçip gerekli değişiklikleri yapması gerekmektedir. Aksi halde uygulayıcılar işin içinden çıkmak için kendi bildikleri gibi yaparak uygulamada birliktelik sağlanamayacağı gibi hukuk dışı durumlarla karşı karşıya kalacaklardır. KAYNAKÇA Prof.Dr. Durmuş Günay’ın “Türkiye’nin Üniversite Sorunu” başlıklı makalesi DEÜ Fizik Tedavi Yüksekokul Sekreteri Cemil Yaşar Atilla’nın “Rektör Yardımcılarının Görev Süresi” başlıklı yazısı
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.