Yönetici atama yönetmeliğine tepkiler büyüyor.

Yönetici atama yönetmeliğine tepkiler büyüyor.

Ülkemizin en büyük sendikaları yönetici atama yönetmeliğinin adil olmadığı konusunda görüş birliğine vardı.

EĞİTİM İŞ

Milli Eğitim Bakanlığını sevk ve idare eden anlayış, gözü kara kadrolaşma inadı yüzünden yıllardır adil bir yönetmelik hazırlamaktan ısrarla kaçınıyor. Demokrasinin askıya alındığı dönemler hariç olmak üzere, benzeri görülmemiş bir dayatma yaşıyoruz. İktidar, adil bir yönetmelik isteyen eğitim emekçisini, haksız ve hukuka aykırı buyruklarına baş eğmesi konusunda terbiye etmeye çalışıyor.
Burada dikkat çekmek istediğimiz husus ; eğitim emekçisinin maruz kaldığı ve yarattığı etki bakımından daha önce karşılaşılanlardan çok daha sarsıcı olan saldırıya karşı, geniş örgütlülüğe sahip sendikaların verdiği karşılıktır. Ağızlarını her açtıklarında “direniş” ten, “söke söke almak”tan bahseden bu sendikalar, varlıklarını en çok hissettirmeleri gereken bu dönemde maalesef üzüntü verici bir yaklaşım ortaya koydular.
2008 yönetmeliğinin adaletsiz hükümleri konusunda hukuki süreç tamamlanmadı. Danıştay sadece yürütmeyi durdurma istemi konusunda karar verdi ve sendikamız bu kararı Dava Daireleri Genel Kurulu'nun gündemine taşıdı. Yönetmelikte yer alan hukuka aykırılıklar ve sınav konusundaki hassasiyetinizi Danıştay'ın huzurunda savunmayı sürdürüyoruz. Umarız bu konuda da son gülen, adalet isteyen emekçiler olacaklardır.

 

EĞİTİM BİR SEN

Danıştay'ın Yönetici Atama Yönetmeliği'nin iptaline ilişkin kararlarındaki gerekçelerden biri, yönetmeliğin sınav esaslı olmamasıydı. Yargı kararlarına ve yönetici adaylarının beklentilerine rağmen sınavsız yönetmelik ve uygulama genelgesinin yayınlanmış olması, sendikamız tarafından kabul edilemez bir durumdur. Söz konusu Danıştay kararlarına rağmen Yönetici Atama Yönetmeliği'ne sınav şartının konulmamış olması eksik bir düzenleme olup, yönetmelik bu haliyle tek başına hukuka, kariyer ve liyakat ve adalet ölçütlerineaykırıdır.

Ayrıca Ek-2'deki adil olmayan kriterlerden dolayı, özellikle ilçelerde çalışan öğretmenlere negatif ayrımcılık yapılmıştır. Bakanlık yasal düzenlemeler gereği verdiği ödüllerin bir kısmını değerlendirmeye almayarak, taltif ettiği öğretmenleri üzmüş, verdiği belgeleri anlamsızlaştırmıştır. Hem yargı kararları gereği hem de yönetici adaylarının beklentileri olan kariyer, ehliyet, liyakat ve adalet ölçütleri gereği, MEB değişikliğe giderek sınav esaslı yeni bir yönetmeliği bir an önce yürürlüğe koymalıdır.


EĞİTİM SEN

Yönetim kurulu üyelerimiz, uzmanlarımız ve hukukçularımızla birlikte 2008/74 sayılı genelge incelenmiş; genelgenin, milli eğitim mevzuatına, eğitim sisteminin ilkelerine ve genel olarak hukuka aykırı yönleri belirlenmiştir. Çok kısa bir süre içerisinde sendikamızca, genelgenin yürütmesinin durdurulması ve iptali istemiyle Danıştay nezdinde dava açılacaktır.
İkincisi, yine her zaman olduğu gibi, yönetici atama yönetmelikleri ile bu yönetmeliklerde yapılan değişikliklerin yürütmesinin durdurulması ve iptali istemiyle açılan davalarda, Danıştay'ın verdiği kararlar göz önünde bulundurulmamış, yok sayılmıştır. Bu da, Milli Eğitim Bakanlığı'nın yargı kararlarını uygulamama konusundaki kararlılığını göstermektedir.

Üçüncüsü, Milli Eğitim Bakanlığı, yönetici atamalarında yazılı sınav gibi görece objektif seçme sistemlerini uygulamayacağını bir kez daha ortaya koymuştur.

Konu ile ilgili gelişmeler, web sitemiz aracılığıyla kamuoyuna duyurulacaktır.

VALİLİK ÖDÜLLERİNİN VE AYLIKLA ÖDÜLLERİN SONUCU BELİRLEDİĞİ YÖNETMELİĞE SES ÇIKARMAYANLAR DA VAR!

TÜRK EĞİTİMSEN SUSUYOR. NEDEN ACABA?

MEMUR SİTELERİNİN EN ÖNDE GELENLERİ PASİF DURUMDALAR NEDEN ACABA?

İNTERNETTEKİ FORUMLARDA TEPKİLER

Sayın maksut bey istediğiniz gibi bir değerlendirme formu olsun diye çok çaba sarf ettiniz ve oldu.

2005 sınavını ilk değerlendirmede 82 puanla kazandım. İlde birinci oldum ama o zaman komisyonun torpil punı yüzünden atanamadım. son değerlendirmede puanım 85 oldu ve hala atanamadık. siz olsaydınız hakkınızı milli eğitim bakanına helal eder miydiniz?...

2006 sınavını kazananlara hakları verilmelidir arkadaşlar. Verilmelidir çünkü bizler çalışarak, gayret göstererek bu sınavda başarılı olduk! Sınav için 60.000 kişiden para aldı bu bakanlık. Sınavı kazanan 3000 şu kadar kişi hayallerini yatırdı bu sınava.Bizler mağduruz!mağduruz…

- Yerleşik Danıştay içtihatlarında bile sınavın ölçme ve değerlendirmede en önemli kriter olduğu belirtilirken; sayın BALMUK sınavı kazananların öncelikli atanmasından rahatsız gibi…

ilçelerde çalışan personelin ödülü büyük bir oranla kaymakama teklif edilir ve bu ödüllendirmeyi kaymakam yapar. Şimdi bir devlet memuru yapmış olduğu başarılı işlerden ilde olsa valiye teklif edilecekken ilçede olduğu için kaymakama ödül verilmek üzere teklif ediliyorsa bu son derece büyük mantık hatası nasıl çözülecek…

Hakkıyla olanları tenzih ederim - sırf eşi dostu araya koymadığı ya da koyamadığı için birçok arkadaşımızın hakkı çalındı. Şu anda işinin ehli dediğiniz yöneticilerin çoğu o zamanlar işi hiç bilmeden o mevkilere geldiler. Peki bizim gibi hakkı yenenlerin suçu ne? Bu süre içinde oralarda ehil olanlar gibi bizimde hakkımız yok mu?...

2 yıl boyunca emek verilerek yüzlerce saat derse ve sınavlara girilerek, araştırmalar yapılarak, tez hazırlanarak, alınan eğitim bilimlerinde yüksek lisans diploması ile tek bir sınavla olunan uzman öğretmenlik sınavı aynı kefeye konup, uzman öğretmenlere tek bir sınavla 5 puan veriliyor. Allah aşkına adaletli olun…

Bu yönetmeliğin eksi taraflarını gündeme taşımaktan özenle kaçındı sayın Balmuk. Takdir, teşekkür ve aylıkla ödül belgelerinin ne kadar adaletsiz olduğunu bilmesine rağmen nedendir bilinmez üzerinde durmadı. Yüksek lisans yapanların haklarının yenmesine çok düşük puanlar verilmesine de ses çıkarmadı…

Sevgili Maksut BALMUK sanırım bilinçli bir kampanyanızın yolunu gene tutmuşsunuz. Nedir derseniz kaos yaratmak.Bir şekilde kamuoyu oluşturup kalem tellallığı yapmak.Aradan sınav puanına gönderme yapmak.Sadece sınav puanı ile yapılan atamaların eğitim sistemine vereceği zararı düşünmeden gündelik hissi ve fevri yaklaşımlar sizi bir süre vitrine koyar ama gelecek nesiller vitrini taşlayacaktır.İçinde sizde olacaksınız.Mademki merkezde öğrenciler var niyetimizi ona göre oluşturalım.Sizi okuduğumda böyle bir hisse kapılmıyorum.Neden?

Eğitim Birsenli olarak bu ve buna benzer uygulamadan bıktım artık.neden sınav yapılmıyor.objektiflik,liyakat varken işin diğer tarafına kaçmak ne kadar adil.sendikamın bu tutumundan nefret ettim.böyle yapılmakla ne çözüm gelir nede sorun kalkar. Tüm sendikalar birleşip sınav istesinler.Bunda daha güzel ne olabilir.

Bu yönetmelikler yukarıda izah edildiği üzere yargı tarafından tamamen ortadan kaldırılır. Bunlar beyhude çabalardır.Olmayacak işlerdir.Bu işlerin geriye dönük telafisi mümkün değildir.Bu nedenle tek çare:"YENİ OBJEKTİF VE ŞAİBESİZ BİR SINAV VE YİNE OBJEKTİF VE ŞAİBESİZ BİR ATAMA"Tek yapılması gerekn bu.

2005, 2006 Sınavların başarılı olanlar atanmalı. Sınava girmek için her kademe yöneticilik için belli hizmet şartı aranarak her kademe yöneticilik için ÖSYM'ye sınav yaptırılmalı. MEB'de bu işi yapacak kapasitede eleman yok belli ki.

Adil bir yönetmelik yürürlüğe girene kadar, ödeyeceğimiz bedel ne kadar ağır olursa olsun bu defteri asla kapatmayacağız. Dayatmanın sona ermemesi halinde yaşanacaklara hep birlikte tanıklık edeceğiz.

www.türkiyeegitim.com eğitimcilerin yanındadır.

Kaynak www.türkiyeegitim.com ve memurlar.net haber yorumları

Derleyen Ahmet METİN

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
23 Yorum