YÖK Başkanı Gökhan Çetinsaya mı?
YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan gün sayıyor. Bu arada yeni başkanın atandığına yönelik söylentiler de giderek yoğunluk kazanıyor
Peki, bu isim kim? Bize gelen bilgi İstanbul Şehir Üniversitesi Rektörü Gökhan Çetinsaya olduğu yönünde.
İlişkiler ağına bakıldığında, akla yatıyor. Ama resmen doğrulanmadıkça, bu demek de doğru değil..
Hatırlanacağı gibi Özcan‘ın atanmasında en etkili isim Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu olmuştu. Çetinsaya’ya baktığımızda da yine karşımıza Davutoğlu çıkıyor. İstanbul Şehir Üniversitesi’nin kurucusu, Davutoğlu’nun da kurucuları arasında bulunduğu Bilim ve Sanat Vakfı. Yani Çetinsaya’yı o zaman göreve önerenin de, şimdi YÖK Başkanlığı için arkasında duranın da yine Davutoğlu olduğu söyleniyor...
Peki, Gökhan Çetinsaya kim? İşte biyografisi:
Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi mezunu. University of Manchester’da Ortadoğu Araştırmaları Bölümü’nde doktora. Hacettepe Üniversitesi ve İstanbul Teknik Üniversitesi’nde öğretim üyeliği. Amerika Ortadoğu Çalışmaları Cemiyeti (Middle East Studies Association of North America, MESA), 1994 Malcom H. Kerr Sosyal Bilimler Doktora Tez Ödülü Birinciliği ve İngiltere Ortadoğu Çalışmaları Cemiyeti (British Society for Middle Eastern Studies, BRISMES), 1995 Leigh Douglas En İyi Doktora Tezi Ödülü.
Çetinsaya, 1964 doğumlu. Yani daha çok genç. Üniversitesi de, rektörlüğü de çok yeni. Eğer bu göreve gelirse işi zor.
Deneyimi az ama müthiş enerjik ve dışa dönük. İnsani ilişkiler konusunda da önceki başkanlarla kıyaslanmayacak kadar başarılı olacağından kimsenin şüphesi olmasın.
Eğer atanırsa şimdiden başarılar dileriz. Atanmazsa da umarız daha iyisini bulunur!..
Eğitim girişimcileri
TÖDER ve Bahçeşehir Uğur Eğitim Kurumları Başkanı Enver Yücel ve Amerika Mosaica Okulları Başkanı Gene Eidelman tarafından, tüm dünyadaki eğitim girişimcilerine kalite artırma konusunda hamle yapmaları ve devlet-özel ortaklıklarını arttırma konusunda destek vermek amacıyla Dünya Eğitim Girişimcileri Birliği’ni kurdu.
Yücel’e artık Türkiye dar mı geldi yoksa arkasından başka hesaplar mı var, bunu bilmiyoruz. Ama önemli bir adım attı ve umarız başarılı olur...
Sadece Türkiye’de değil dünyanın dört bir yanında, yatırım fonlarının eğitime olan ilgisi arttı. Ellerinde öylesine büyük paralar var ki, en gözde eğitim kurumlarını bir bir alıyor ya da ortak oluyorlar.
Akla hemen şu iki soru geliyor:
Birincisi, diğer yatırım alanlarında deniz bitti, daha kârlı bir sektör kalmadığı için eğitime yöneliyorlar şeklinde. İkincisi ise yatırımcılar nihayet eğitimi keşfettiler...
Her iki olasılıkta da durum gerçekten de vahim. Ya para kazanmak için eğitimi sektörünü de savaş alanına döndürecekler ya da eğitimin önemini yeni keşfettilerse pes doğrusu...
Kurucular ve panelistler öylesine uzun konuştular ki, iyi ki orası okul, biz de öğrenci değildik. Eğitime sadece ekonomik çerçeveden bakıyorlar, pedagojik kaygıları yok gibiydi. Her şey, kâr-zarar çerçevesinde. Onlar açısından bakıldığında haklılar. Para yatıracaklarsa, kazanmaları gerekiyor. Yoksa yaptıkları işin yani eğitimin sürdürülebilirliği ortadan kalkar ki, bu da diğer sektörlere benzemez. Derin yaralar açar. Ama nedense, veli ve öğrenciler, gündemlerinde hiç yoktu. Oysa özel okulculuğun daha da yaygınlaşabilmesi için tüketicilere -yani öğrenci ve veliler- en azından yatırdıkları paralar kadar değer vermeleri gerekirdi. Ama bunu hissettiremediler. Oysa öğrencisiz bir sektör, meyvesiz ağaca benzer!..
Daha kuruluş aşamasındalar, belki ileride öğrenci, veli ve öğretmenleri de hatırlar ve aşağıdaki temel değerler arasına onlara ilişkin maddeler de koyarlar:
- Yenilikler ve araştırmaya dayalı metodolojilerle, öğrenmeyi sağlamak için gayret göstermek,
- Tüm dünyada öğrencilerin başarısı için sorumluluk almak,
- İyi idare edilen devlet-özel işbirliklerine önem vermek,
- Üyelerimizle en iyi uygulama modellerini paylaşmak,
- En yüksek seviyedeki etik anlayışla çalışmak...
Bütün dünyada özel okullara olan talep bir yandan artarken bir yandan da giderek azalıyor. Öğrenci profili de sürekli değişiyor. Çünkü istenen paraları artık benim diyen bile ödeyemiyor...
Özetin özeti: Eğitim girişimcileri gibi veliler de örgütlenmeli ve kendi hak ve hukuklarını korumalılar. Yoksa durumları, bugünkünden çok daha vahim hale gelebilir...
Abbas GÜÇLÜ-Milliyet
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.