Yıldırım: En büyük yapısal reform 'Başkanlık'
"Türkiye'de mutlaka istikrar üreten, güçlü siyasi irade getiren bir iktidar olması lazım. Bu da başkanlık sistemi" diyen Başbakan Yıldırım, piyasalarda bunun spekülasyona meydan vermenin aksine olumlu algılanacağını söyledi
Başbakan Binali Yıldırım başkanlık sisteminin Türkiye ekonomisine olumlu katkı yapacağını belirterek "Başkanlık açıklaması küresel anlamda bir spekülasyona meydan vermez, aksine daha da olumlu algı oluşturur. Çünkü başkanlık istikrar demek" dedi. Yıldırım, Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli ve Maliye Bakanı Naci Ağbal'ın katılımıyla Dolmabahçe Çalışma Ofisi'nde gazetelerin ekonomi müdürleriyle bir araya gelerek soruları cevapladı.
Başkanlık sisteminin en önemli esprisini "sürekli tek başına iktidar" olarak niteleyen Yıldırım, "Yapı öyle kurulmalı. Böyle olunca, şu anda tek başına iktidar yok mu? diye sorabilirsin. Var şu anda. Bir şikayetimiz yok ama ömür boyu böyle olacak diye bir şey yok. Türkiye, sürekli tek başına iktidar üretmezse sorunlarını çözemez" diye konuştu.
Yıldırım, Türkiye'nin çok kritik bir bölgede durduğunu, birliğini ve beraberliğini muhafaza etmesi için güçlü siyasi iradeye ve güçlü siyasi iktidara ihtiyacının bulunduğunu aktararak "Bugün bunu AK Parti sağlıyor. Daha önümüzdeki 10 sene de evvelallah sağlar ama devletler için 10 sene bir şey değil ki... Çok büyük bir zaman çerçevesinde olayı düşünmek lazım. Türkiye'de mutlaka istikrar üreten, güçlü siyasi irade getiren bir iktidar olması lazım. Bu da başkanlık sistemi" ifadelerini kullandı.
Habertürk'ün "Başkanlık sistemi yapısal reform olarak düşünülebilir mi?" sorusuna ilişkin Yıldırım, şunları kaydetti: "Gayet tabii... En büyük yapısal reform. İstikrarı ilelebet kalıcı hale getirir. Şimdi başkanlığa karşı çıkmanın mantığı ne? Özgüven eksikliği. Biz kazanamayız, AK Parti kazanır. Sen de çalış kardeşim. AK Parti beceremezse sen kazan. Öyle mi? Yani bugüne göre hesap yapmanın bir mantığı yok. Bakıyorsun Amerika'da bir Cumhuriyetçiler kazanıyor, sonra kaybediyor 2-3 dönem başkası kazanıyor, sonra beriki kazanıyor. Böyle gidiyor ama her seferinde ülke kazanıyor. İtalya yıllarca debelendi, debelendi, debelendi sonra daha basit bir çözüm buldu; 'Yüzde 40'ı bulan iktidar' dedi. Milletin ne verdiğine bakmıyor. Çıtayı koydu yüzde 40'a, yüzde 40 aldın mı kardeşim çıkarsın. O da bir yöntem. Ekonomiye tabiatıyla güçlü iktidar, güçlü siyasi irade olunca karar alma süreçleri kısalacak, dolayısıyla ekonomik konular da beklemeye gelmez. Ekonomide zaman kaybı para kaybıyla aynı şeydir. Geç aldığın her karar bir maliyet getiriyor. Bu maliyet bazen o kadar büyür ki sonradan aldığımız para o zararı karşılamayabilir."
YILDIRIM: PİYASA DA OLUMLU ALGILAYACAK
Başkanlık sisteminin piyasalara etkisine yönelik soruya ise Başbakan Yıldırım "Başkanlık açıklaması küresel anlamda bir spekülasyona meydan vermez, aksine daha da olumlu algı oluşturur. Çünkü başkanlık istikrar demek. Ha kafanızda başkanlıktan başka bir şey anlıyorsanız o ayrı. Ona yapacak bir şey yok. O algıyı düzeltmek de bizim görevimiz." cevabını verdi.
"HUZUR MEZARLIKTA YATIRIMLARA DEVAM"
Başbakan Yıldırım, "Son çeyrekte iyileşme olacak. Yani şu an önümüzdeki göstergeler bu yönde. Ben biraz emniyetli bir sahada olmanın daha doğru, daha gerçekçi olduğunu düşünüyorum. Biz işimizi kış tutalım da yaz gelirse bahtımıza. Bu anlayışla yüzde 3.5 çıkarsa, 'tahminlerin üzerinde çıktı' deriz. Başka kuruluşlar arasında 3.3 diyen var, 2.9 diyen var. İhtiyatı elden bırakmamak, yanlış beyan vermemek lazım" diye konuştu.
Bütçede yatırımların bir önceki yıla göre yüzde 30 yükseltildiğini anlatan Yıldırım, bunun da gerçek ekonomi, uzun vadeli doğrudan yatırımlar ve büyümeye ne kadar önem verdiklerini gösterdiğini söyledi.
Bir gazetecinin, "Cumhuriyet tarihinin en iyi düşünülmüş yatırım paketi açıklandı Doğu için. Ancak yerli girişimciler, 'Huzur, güven gelsin öyle yapacağız' diyorlar" şeklindeki değerlendirmesi üzerine Yıldırım, "Huzur mezarlıkta. Var mı, yok mu onu da bilmiyoruz. Onların dünyasına giremediğimiz için. Huzur göreceli bir şey" dedi.
"Türkiye'de huzur yok" denilmesinin çok büyük haksızlık olacağını belirten Yıldırım, bir süreden beri Türkiye aleyhine bir algı operasyonu yürütüldüğünü söyledi. Toplantıdan önce 58 ülkeden sendika örgütlerinin başkanlarıyla konuştuğunu anlatan Yıldırım, "Adamlar, 'Bize anlatılan Türkiye ile gördüğümüz Türkiye arasında taban tabana zıtlık var. Buraya gelmeden CNN, diğer uluslararası kanallar 'Türkiye'de savaş var, Türkiye'de kimyasal silah kullanılıyor, Türkiye'de insanlar öldürülüyor' filan. Ben geldim baktım, böyle bir şey yok Türkiye'de. Gördüğüm Türkiye ile anlatılan arasında şaşırdım kaldım' diyor" dedi.
"1 LİRAYA KARŞILIK 70 KURUŞ BORCUMUZ VAR NE OLACAK"
"Özel sektörü güçlü olan, diri olan ülkeye hiç kimse bir şey yapamaz. Çeşitli yollarla devleti, iktidarları sıkıştırabilirsiniz ama özel sektörünüz güçlü ise onu sıkıştıracak bir mekanizma yok" diyen Binali Yıldırım şöyle konuştu:
"240 milyar doları alırken bu özel sektör bizden gelip teminat mı istedi. Teminatları vardı. Küresel borç 154 trilyon dolar, 100 trilyonu özel sektörün. Yani 3'te 2'si özel sektörün. Bizde bu oran daha düşük. Dünyanın bugün 80 trilyon bir gayri safi hasılası var, borçları 154 trilyon... İki katı. Yani el alem düşünmüyor, 4 kat borcu olan, 1 liraya karşılık 70 kuruş borcu olan Türkiye düşünüyor. Nasıl oluyor bu iş? Orta okuldayken benim bir arkadaşım vardı. Bana diyordu ki 'Taksitle verseler İstanbul'un yarısını satın alırım."
"OHAL İHTİYAÇ OLDUĞU KADAR SÜRER"
Başbakan Yıldırım, yatırımcıların olağanüstü hal (OHAL) süresini bu ayın 20'sinden geçerli olmak üzere tekrar 3 ay daha uzattıklarını anımsatarak, "Şimdiden 'Tekrar uzar mı uzamaz mı?' diye bir şey söylemek çok sağlıklı olmaz. İhtiyaç olduğu kadar devam edeceğiz. OHAL'i biz kendimize ilan ettik, vatandaşa değil. Biz bu darbenin etkilerini ortadan kaldırmak, bir daha darbe oluşumuna imkan vermemek için OHAL mekanizmasını işletiyoruz. Yoksa hayat devam ediyor. İnsanların iş tutmalarına, iş yapmalarına, ticaretine, yatırımına yönelik bir düzenleme yok. Adeta bir kurtuluş savaşı vermişsiniz, tereddütler oluşması normaldir" ifadelerini kullandı.
'İŞLER YOLUNDA PSİKOLOJİYLE OYNUYORLAR'
Finansal erişimi kolaylaştıracaklarını ve tedbirler alacaklarını vurgulayan Yıldırım, şunları kaydetti: "Politika faizi ile piyasa faizi arasındaki makası daraltacağız. Dolayısıyla bir yandan da indirmeye devam edeceğiz. Küresel gelişmeler bu konuda bizi farklı bir durumla karşı karşıya bırakırsa onu saymıyorum. Sermaye yeterlilik oranları bakımından bir sıkıntımız yok. Bütçe açığı, cari açık ve kamu borcu açısından bir sıkıntımız yok. Dolayısıyla bütün şartlar yerinde. Sadece psikolojik bir algı... Somut göstergelerde hiçbir şey yok. Soyut göstergeler var. Soyut göstergeler de konjonktüreldir, gelir geçer. Kolay değil büyük bir darbe geçirmişizsiniz, bir ülkeyi dipten almışsınız. Adeta bir kurtuluş savaşı vermişsiniz, tereddütler oluşması normaldir. Sürekli de ne idiğü belli olmayan kaynaklar 'darbe olacak, tekrar geliyorlar' gibi kafa karıştırıcı şeyler söylüyor. Türkiye'de olumsuzluklar, dış kaynak başta olmak üzere pompalanıyor. Maalesef acı olan şu ki, o kaynaklara bilgi üretimi de Türkiye'den. Bunu önemseyin arkadaşlar, Türkiye'den besleme yapıyorlar."
KÖRFEZ'İN VARLIK FONUNA İLGİSİ VAR
Başbakan Yıldırım "Körfez ülkeleri 2 türlü geliyorlar. Bir Türkiye'de uzun vadeli gerçek yatırım yapmak istiyorlar. Türkiye'de devam eden projeler var, devletin elinde, özelleştirme kapsamında. Bunlara gelip para yatırıp Elbistan gibi, telekom sektörü, limancılık, petrokimya sektörü gibi, bu tip sektörlere uzun vadeli yatırım yapmak istiyorlar. Bunun yanı sıra katılım bankacılığında ortaklık yapmak isteyen var. Ayrıca şu an yeni kurduğumuz Türkiye Varlık Fonu'na da aktif katılım düşünceleri var. Bu konuda görüşmelerimiz devam ediyor. Portföy yatırımları da olabilir, ona da bir mani yok. Biz uzun vadelileri tercih ediyoruz" dedi.
'HANTAL YAPILAR BİTECEK MEMUR İNİSİYATİF ALACAK'
"Memurların inisiyatif kullanmasını sağlayacak düzenlemelere hız veriyoruz" diyen Başbakan Yıldırım, ekonominin duran bir şey olmadığını, sürekli ihtiyaçlara göre yeni kararlar alınması gerektiğini belirterek bu yüzden de yapısal reformlarla kamudaki bazı "hantal" süreçleri gözden geçirip zaman ekonomisini de dikkate alan bir yol benimsediklerini kaydetti.
'TERÖR EKONOMİYİ ETKİLİYOR MÜCADELEMİZ ÇOK ÖNCELİKLİ'
Başbakan Yıldırım, "Bölgesel istikrarsızlıklar ve sınırlı da olsa terörle mücadele tabii ki ekonomiyi kabul etmemiz lazım olumsuz etkiliyor. Bunu da göz ardı edemeyiz. O yüzden de terörle mücadeleyi ve Güney hudutlarımızın güvenlik altına alınması, orada yaşayan vatandaşlarımızın can ve mal emniyetinin sağlanması önem arz ediyor. Ve öncelikli" dedi.
YAVUZ BARLAS
Habertürk
Kaynak:
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.