'YGS'de çöküşün nedeni denetimsizlik'
DENETİMSİZ LİSELER YGS'DE ÇÖKTÜ
Onbinlerce öğrencinin YGS’de sıfır puan almasının ardından sorumlu aranmaya başlandı. Sendikalar ardı ardına açıklamalar yaptı, yazarlar konuyu ele alan değerlendirmeler yaptı…
İlköğretimden öğrencilerin yetersiz gelmesi, liselerde sınıfların kalabalık olması, ücretli öğretmenlerin derse girmesi, lise türlerinin fırsat eşitliğini bozması,dDershalener,ÖSYM, YÖK, bakanlığın istikrarsız politikaları, öğretmenlerin niteliğinin düşük olması, maaşlarının yeterli olmaması nedeniyle motivasyonsuz olmaları,….. Aranan sorumlu hâlâ bulunamadı.
Bundan birkaç yıl önce de benzer sorgulamalar olmuştu. ÖSYM yine çalışma yapmıştı. Değişen bir şey yok. Sıfır alanların sayısı hızla artamaya devam ediyor. Bir de ortaöğretimin zorunlu eğitim kapsamına alındığını düşünürseniz önümüzdeki yıllarda sıfır puan alan öğrenci sayısının bir milyonu bulması muhtemel….
Ortaöğretimde okullaşma oranımız % 68 civarında. Liselere kaydolan bu öğrencilerin % 40’a yakını daha 10. Sınıfa geçemeden okuldan ayrılıyor. Daha anlaşılır olması için vahim tabloyu gözle görülür kılalım. 2010 yılında liseye kaydolan öğrenci sayısının 1489395’tir. Bu öğrencilerden 881515’i sınıfını geçerek 10. Sınıfa devam ederken 607880’ i sınıfta kalarak okuldan ayrılmıştır. 10 ve 11. Sınıflarda da kalarak okuldan ayrılan öğrencilerin oranı eklenince sonuçta liseyi kaydolan öğrencilerin yarısı dahi bitirememektedir. Asıl sorun liseyi bitime başarısı göstermiş bu gençlerin YGS’de hâlâ sıfır puan alıyor olmaları. Liseyi bitiremeyen diğer gençlerin durumunu varın siz tahmin edin artık…..
Liselerde eğitim çöktü. Bu kötü gidişat zamanında neden fark edilmedi? Bunun sorumlusu kim?
Devlet, eğitim kurumlarının devletin istediği şekilde ve düzeyde öğrenci yetiştirip-yetiştirmediğinin kontrolünü müfettişler aracılığıyla yapar. Müfettişlerin durum tespitini zamanında yapıp bu konuda gerekli önlemlerin alınması için uyarılarda bulunması gerekirdi. Bunun yapılması için denetim sisteminin doğru yapılanması ve işlemesi gerekir. İlköğretimler açısından sıkıntı yok çünkü her yıl denetim görüyorlar. Üstelik İlköğretim zorunlu olduğu ve okuma-yazma öğrenene herkesin mezun olduğu halde başarı oranı liselerden daha yüksek. Liselerde ise durum farklı. Açıldığından bu güne kadar hiç denetim görmemiş liseler var. Bazı liseler ise son denetimlerini 10-15 yıl önce geçirmişler. Bu liselerde eğitim okul yönetiminin kontrolünde ve devlet gidişattan habersiz.
MEB 300 Bakanlık müfettişiyle bunu başaramadığını sonunda fark ederek Liselerin teftişini eğitim denetmenlerine verdi. Ancak gerekli mevzuat düzenlemeleri henüz tamamlanmadığı için il eğitim denetmenleri liselerde denetime başlamadı. Bu arada Sayın Bakanının talimatıyla Bakanlıkta denetim sistemine ilişkin bir çalışma yapılıyor. Nisan ayında bitirilmesi gereken denetim sistemi önerisi henüz oluşturulamadı.
Sayın bakana tavsiyemiz şudur:
Denetim sistemi, Bakanlığın sinir sistemidir. 300 Bakanlık müfettişiyle sistemin felç olduğu netleşmiştir. Bu nedenle denetim sistemi “EĞİTİM MÜFETTİŞLİĞİ” adı altında tek yapıda birleştirilmeli, derhal bir seçme sınavı yapılarak bütün lise türlerinde çalışan öğretmen ve yönetici arkadaşlarımızdan bin civarında müfettiş yardımcısı alınmalı. Bunlara eğitim yönetimi ve denetimi alanında yüksek lisans eğitimi verilmeli. Müfettişlerin belirli alanlarda uzmanlaşmaları sağlanmalı, ülkemizdeki bütün liseler ve görev yapan bütün öğretmenlerin tamamı iki yıl içinde denetlenerek öğretmen yeterliklerine ilişkin değerlendirme yapılmalı, ihtiyacı olan öğretmenlere Bakanlıkça ciddi eğitimler verilmelidir.
Doğan CEYLAN
Müfettişler Derneği Başkanı
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.