Manisa Hasan Türek Anadolu Lisesi 12. sınıf öğrencisi Ebru Pınar'ın, YGS sonucunun, ÖSYM tarafından internet sitesinde ilk gün kazanamadığı şeklinde açıklandığı, sonucun ertesi gün “LYS'ye girebilir” diye değiştirildiği iddia edildi.Pınar, okulunda gazetecilere yaptığı açıklamada, sınav sonuçlarının açıklandığı duyurulduğunda, arkadaşlarıyla sınıflarında bulunan bilgisayardan internete girerek sınav sonuçlarına baktıklarını belirterek, sonucunu gördüğünde şok olduğunu ifade etti.
ÖSYM internet sitesine TC vatandaşlık numarasını ve şifresini kullanarak girdiğinde, son derece düşük puanlar (135) ve “LYS'ye giremez” sonucuyla karşılaştığını iddia eden Pınar, “Sayfa ilk açıldığında gerçekten şok oldum, çünkü karşımdaki sonuç hiç beklediğim gibi değildi. Bu sonuç öğretmenlerimi de şok etti” dedi.
Pınar, sınav sonucuna inanamayarak hem tek başına hem kuzeniyle hem de babasıyla defalarca baktığını ve inanamadığını, bütün gece uyuyamadığını ve psikolojisinin bozulduğunu savundu.

 İKİNCİ GÜN GELEN SEVİNÇ

Okula ertesi gün gittiğinde müdür yardımcılarının kendilerini sınav sonucu belgelerinin çıktısını almak için odasına çağırdığını ve bu kez girildiğinde tüm türlerdeki puanlarının yükselerek sonucun da “LYS'ye girebilir” olarak değişmiş olduğunu gördüklerini ileri süren Pınar, şunları söyledi:

“İlk sonuç gerçekten şaşırtıcı bir durumdu. Benden de beklenen bir durum değildi. Bugün baktığımda 360 puandayım ve gerçekten sıralamam da iyi. Sınava girebileceğim. Bu beni çok sevindirdi. Ama gerçekten çok üzülmüştüm. Bütün gece ailem olsun, arkadaşlarım olsun herkes çok kötü şeyler yaşadı. Bütün gece uyuyamadım, çok zor zamanlar geçirdim, psikolojim bozuldu. Önce aşırı derecede üzüldüm ama şu an çok mutluyum. Bütün öğretmenlerim de bu durumumu gördü. Yeni puanımdan ve sıralamamdan memnunum. Ama hala tedirginliğim sürüyor, ya eski puanım değerlendirmeye alınır, bir şey olursa diye gerçekten korkuyorum.”

ASTIM KRİZİNE GİRMİŞ

Bu arada Ebru Pınar'ın sınıf arkadaşı İbrahim Önal da sınıflarındaki bilgisayarda Ebru ile birlikte dün açıklanan sınav sonuçlarına baktıklarını ve sayfa ilk açıldığında yaşanan üzüntü ve şoka şahit olduklarını söyledi.

Astım hastası olan Ebru'nun barajı geçemediğini görünce krize girdiğini, morararak öksürmeye başladığını ve revire kaldırıldığını anlatan Önal, arkadaşlarına destek olmaya çalıştıklarını kaydetti.

Aynı sınıftan Selen Araççı da, Ebru Pınar'ın sınav sonucuna herkesin çok şaşırdığını, ancak sonrasında yaşananların herkesi şaka yollu da olsa beklentiye soktuğunu ifade ederek, “Bugün yeni sonucu alınca bütün sınıf şaşırdı. Hatta bu durum sınıfımızda dalga konusu bile oldu. Herkes 'puanım artar' beklentisiyle tekrar tekrar aldığı sonuçlara baktı” dedi.

Eğitim-İş Genel Başkan Vekili Levent Akça'dan YGS ile ilgili müthiş iddia: "YGS'de özürlü sınıfında sınava giren adayların puanları yanlış hesaplandı. YGS'de 126 puanı olan öğrencinin bir günde puanı 360 puan yükselerek 485'e çıktı."Eğitim-İş tarafından yapılan yazılı açıklama:

"HATALAR ZİNCİRİ BÜYÜYOR"

"ÖSYM’nin sehven yaptığı hataların zinciri halka halka büyüyor: YGS’nin hemen ardından kitapçıklarda şifrelemenin ortaya çıkması, bunun önce yalanlanıp ardından ‘sehven’ bir hata olarak açıklanması, devletin zirvesinin bu hataya sahip çıkması, ardından ALES’te hatalı kitapçıkların basılması, eşitlik ilkesine aykırı olarak YGS’nin fen bilimleri bölümünün 8 ilde ve ALES’in de İzmir’de tekrar edilmesine karar verilmesi.

"BU KEZ DE YANLIŞ HESAPLAMA"

Derken YGS kitapçıklarının incelenmesi bitmiş, fakat henüz YGS soruşturması tamamlanmamışken, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın açıklamasının ardından, ÖSYM sınav sonuçlarının açıklanmasına karar verdi ve puanları açıkladı. Fakat bu sefer de ÖSYM sınava özürlü sınıfında giren öğrencilerin puanını yanlış hesapladı. Yedek kitapçıkla sınava giren özürlü öğrencilerin kağıtlarını, ÖSYM master kitapçığın cevap anahtarına göre değerlendirince,  cevapların yeri değiştiği için örneğin 485 puan alması gereken öğrenciye, 126 puan geldi. Velilerin başvurusu üzerine ÖSYM hatayı düzeltince puanı 360 puan yükselerek 485’e çıktı. Dolayısıyla tüm sıralamaların yeniden yapılması zorunluluğu gündeme düştü.

"ÖSYM BAŞKANI İSTİFA ETMELİ"
 

Peki, başından beri tümüyle şaibeden ibaret olduğu ortada olan bir sınavın iptal edilmemesi başlı başına düşündürücü değil midir? Birincil görevi güvenilir sınavlar yapmak olan ÖSYM’nin, daha sınav puanlarını bile doğru hesaplayamaması da ‘sehven’ yapılmış bir hata mıdır? Tüm bunlar ÖSYM’nin bundan sonra yapacağı sınavlar için yerleşik bir güvensizlik kaynağıdır. Sırf bu nedenden ötürü bile gururlu davranıp istifa etmesi gereken ÖSYM Başkanı Ali Demir’in bu koltuk ısrarı, beceriksizliğini pekiştirmektedir. Kendini sehven ÖSYM başkanı olarak bulan Ali Demir bu koltuğu çok sevmiş; fakat her şeyi yüzüne gözüne bulaştırmıştır.
 

Bu sınavdan çıkar sağlayan tek bir kişinin bile olmadığından dem vuran Başbakan, halen yargı sürecinde olan YGS’nin sonuçlarının açıklanması ve üstelik bu sonuçların da yanlış hesaplanmasını nasıl açıklamaktadır? Burada açıkça yargısal sürece bir müdahale söz konusu değil midir? Tartışmalara son vermek adına savcılık, soruşturma ile ilgili raporunu bir an önce açıklamalı ve kamuoyunu bilgilendirmelidir.  
 

Atatürk, Cumhuriyet’in fikren, ilmen, fennen, bedenen kuvvetli ve yüksek karakter ve kişilik sahibi koruyucular gereksindiğini söylerken; bu yüce ideale, belli kesimlerin istismar politikalarının kendine taraftar toplama ve yetiştirme gayretinin gölge düşürmek isteyeceğini öngörmüş, Türk gençliğini içerden ve dışarıdan gelecek tehditlere karşı uyarmıştır. Türk gençliği amacına, Atatürk’ün bıraktığı yüksek ideale durmadan, yorulmadan yürüyecektir. Bugün geleceklerini kurmak için girdikleri bir sınavda birilerinin koltuk sevdası yüzünden kaygı ve üzüntü yaşayan gençlerimiz için, bu idealin önündeki en büyük engel olan ÖSYM Başkanı Ali Demir ve ekibi, şifrelerini ve mektuplarını alıp, koltuklarından kalkıp gitmelidirler."

Hürriyet