Yeni müfredat demeyin 'yeni' sanacaklar
Birgün Gazetesi 08.09.2017 tarihli haberinde Türkiye solu olarak bildiğimiz, kendilerini devrimcilik ve Atatürkçülüğe nispet eden kesimlerin Milli Eğitim Bakanlığı'nın "yeni" müfredat çalışmasına ilişkin itirazlarını ortaya koymuş.
Birgün Gazetesi 08.09.2017 tarihli haberinde Türkiye solu olarak bildiğimiz, kendilerini devrimcilik ve Atatürkçülüğe nispet eden kesimlerin Milli Eğitim Bakanlığı'nın "yeni" müfredat çalışmasına ilişkin itirazlarını ortaya koymuş.
"İşte yeni müfredatın skandalları: Birgün derledi" manşetiyle sunumu yapılan haberi görünce Birgün Gazetesi'nin ses olduğu kesimlerin de eğitim meselemize, maarif davamıza ilişkin yaklaşımlarını görmek için sabırsızlanıyorsunuz.
Gazete, müfredata eklenen ve çıkarılanları 5 maddede özetlemiş. Yanlış okumadınız 5 madde!
Bu 5 maddeye geçmeden önce bir hususu belirtmek isterim. Türkiye'de bu müfredata "yeni" diyen bir Milli Eğitim Bakanlığı var bir de işte Birgün Gazetesi'nin de içinde olduğu Türk solu... Ben bu müfredatın "yeni" sıfatını hak ettiğini düşünmediğimden ötürü "yeni" kelimesini ancak tırnak içinde kullanabiliyorum.
Hadi haberde yer verilen şu skandalları birlikte okuyalım:
1) Atatürkçülük konuları 5. Sınıf Sosyal Bilgiler kitabından çıkarıldı. "Atatürkçülük"sosyal bilimler dersinin müfredatından tamamen çıkarıldı, Atatürk'ün işlenişinin kapsamı daraltıldı.
2) 12. Sınıf Biyoloji dersinin müfredatında yer alan "Hayatın başlangıcı ve evrim"başlıklı ünite "Canlılar ve çevre" başlıklı bir ünite ile değiştirildi.
3) 5. Sınıf Türkçe kitabında Ömer Halis Demir ile Hasan Tahsin arasındaki benzerlikler soruldu; 'darbe, sinsi, zalim, şahadet' gibi sözcüklerin cümle içerisinde kullanılması istendi.
4) İmam Hatip kitabında - böyle bir kitap yok gazetenin İmam Hatip okullarında okutulan bir kitaba gönderme yaptığı anlaşıyor- laikliğin ve sekülerizmin dinden uzaklaşma sonucu doğurduğu savunuldu.
5) Hz. Muhammed'in Hayatı ders kitabında "İslam, erkeğin üstlendiği mesuliyetlere karşılık kadının da kocasına itaat etmesini ve bu itaati ibadet saymıştır." denerek, kadınların eşlerine itaat etmesi ibadet olarak sayılmıştır denildi.
İşte, Birgün Gazetesi'nin "yeni" olduğunu iddia ettiği müfredatta bulduğu skandallar bunlar. Şimdi ben kalkıp bu 5 madde ile ilgili; "Siz yanlış anladınız bak o konuyu şurada vermişler, bunu oraya almışlar, başlığı şöyle değiştirmişler, yok aslında onu demek istememişler" türünden cümleler kurup Birgün Gazetesi ve benzer endişelerle karalar bağlayanların yüreğine su serpmeyeceğim. Onu Milli Eğitim Bakanlığı yapıyor zaten...
Peki madem tek tek ele alıp bir şeyler söylemeyeceksem bu 5 maddeyi neden sıraladım?
Seviyeyi görelim istedim de ondan.
Müfredata iki kelime sıkıştırınca "Yeni müfredat yaptık!" diyenler ile; "O iki kelime olmasa her şey mükemmel aslında!" kıvamında olanların "yeni" hakkındaki şahitliklerini kabul etmiyoruz.
Milli Eğitim Bakanlığı'nı müfredat konusunda eleştirelim. Ancak müfredatı değiştirdi diye değil; aksine her türlü imkȃn elindeyken hȃlȃ niye değiştirmedi, diye eleştirelim.
Gazete skandal diyor, 5.Sınıf Sosyal Bilgiler kitabı için. Kardeşim, Türkiye'de eğitim sisteminin kendisi skandal!
*
"Tıp fakültesini kazanan meslek liseli" haberi haber doğurdu
Geçen haftaki yazımda Milli Eğitim Bakanı tarafından kabul edilen "tıp fakültesi kazanan meslek liseli" ile ilgili olarak bakanlık tarafından sunumu yapılan habere ilişkin eleştirilerimi paylaşmıştım.
MEB'in mesleki eğitim ile ilgili misyon ve hedefleri dikkate alındığında böyle bir kabulün kendi kalesine gol atmak anlamına geleceğini anlatmaya çalışmıştım.
Haber bereketli çıktı! Yazımdan iki gün sonra bahsi geçen öğrencinin belgelerinin "sahte" olduğu ulusal basında yer aldı. Böylece ikinci gol de buradan geldi.
Haberden sonra öğrenci defalarca açıklama yaptı, bir hata olduğunu ve hatanın ÖSYM'den kaynaklandığını söyledi. Böylece günler günleri kovaladı. Lakin ne YÖK ne ÖSYM ne öğrencinin kayıt yaptırdığını iddia ettiği üniversite ve ne de öğrenciyi en üst düzeyde ağırlayan Milli Eğitim Bakanlığı'ndan tek kelime bir açıklama gelmedi.
Haberde ismim geçti diye çocuk bile çıkıp 10 tane demeç verdi. O kadar kurumdan "tık!" yok!
İyi de neyi bekliyorsunuz? Hayır, işin doğrusunu sizden değil de kimden öğreneceğiz?
Her suç topluma yöneltilen bir soru ise bu tür her haber de kurumlarımızın vaziyetine ışık tutan bir fener olma özelliğine sahip. Mesele şu: Soruya cevap verecek miyiz ışığın aydınlattığı vaziyetimiz ile yüzleşecek miyiz?
Ali Aydın - Milat
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.