YENİ İL MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLERİNİ KAMUOYU DESTEKLER Mİ

YENİ İL MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLERİNİ KAMUOYU DESTEKLER Mİ

Denilir ki; suyun karaya ilerlemesi sırasında su içinde kalan karıncaları balıklar yerken; suyun çekilmesiyle ardından karada kalan balıkları da karıncalar yemektedir. Bundan çıkarılan ders ise; kimin kimi yiyeceğini suyun akış yönü ve zamanın belirlemesi

Kamu vicdanı, Milletimizin tercihlerinde önemli bir yere sahiptir. Bu, tarihte de böyleydi, şimdi de böyle ve gelecekte de böyle olacaktır. Bir zamanlar şiir okuduğu için bile hapsedilenlere Kamu vicdanı teveccüh göstermiş ve “mağdur” olduğuna inandığı kişiyi zirveye taşımıştır. O zamanki mahkum ve mağdur olanlar şimdi hakim ve muktedir olurken; hakim ve mağrur olanlar mahkum olmuşlardır. Yani hakim ve mahkumu Kamu vicdanının teveccüh yönü ve zamanı belirlemiştir.
 
Demokrasi ve Kamu Vicdanı İç İçedir
Demokrasiler, Kamu vicdanı üzerine kurulmuş olan rejimlerdir. Kamu vicdanını rahatlatmak ve düzeni sağlamak için mevzuat düzenlenir. Meclisler bunun için yasa çıkarır, hükümetler bu yasaları yürütürler ve mahkemeler de denetlerler. Yasa çıkaranlar ile yürütmeyi yapanlar aynı zümreden olabileceklerinden tarafsızlık ve vicdanları rahatlatmak görevi daha çok bağımsız mahkemelere düşmektedir.
 
Demokrasiler Keyfi İşlemlere Müsaade Etmez
İdare hukukumuz Yürütmenin sınırsız bir yetkiye sahip olmasını ve keyfi hareket etmesini yanlış bulmakta ve idarenin yetkilerini sınırları belli olan bir ölçülülük, eşitlik, sınıflandırma, liyakat ve kariyer içerisinde kullanmasını ön görmektedir. Bunun için Anayasa ve Yasalar ile Yönetmelikler düzenlenir.
Kanun önünde eşitlik ile çalışma hakkı ve ödevi Anayasa garantisi altındadır.
Anayasamızın 128/2. Maddesi;
-“Memurların ve diğer kamu görevlilerinin nitelikleri, atanmaları, görev ve yetkileri, hakları ve yükümlülükleri, aylık ve ödenekleri ve diğer özlük işleri kanunla düzenlenir. …”
-128/3. maddesi ise “Üst kademe yöneticilerinin yetiştirilme usul ve esasları, kanunla özel olarak düzenlenir.” Buyurmaktadır.
 
657 sayılı Devlet Memurları Kanununda memurluk ve görevler arasındaki bağıntının temel ilkeleri 3.maddede düzenlenmiştir.
Sınıflandırma ilkesiyle; Kamu hizmetleri görevlerini ve bu görevlerde çalışan memurlar görevlerin gerektirdiği niteliklere ve mesleklere göre sınıflara ayrılmıştır.
Kariyer ilkesiyle; Memurlara, yaptıkları hizmetler için lüzumlu bilgilere ve yetişme şartlarına uygun şekilde, sınıfları içinde en yüksek derecelere kadar ilerleme imkânı sağlamıştır.
Liyakat ilkesiyle; Kamu hizmetleri görevlerine girmeyi, sınıflar içinde ilerleme ve yükselmeyi, görevin sona erdirilmesini liyakat sistemine dayandırmak ve bu sistemin eşit imkânlarla uygulanmasında Devlet memurlarını güvenliğe sahip kılmıştır.
 
Memurların kurumlarınca görevlerinin ve yerlerinin yatay ve dikey olarak değiştirilmesi için 657 sayılı Kanun’un 76. maddesi ile düzenleme yapılmıştır.
Atama esas olmakla beraber, atamanın mümkün olmadığı durumlarda çözüm üretmek amacıyla geçici görevlendirme şartları ek 8. maddede düzenlenmiştir.
Bu üç maddenin uygulanması için yönetmelikler hazırlanmış;
3. ve 76.maddelerin uygulama usul ve esasları amacıyla;
-Devlet Memurlarının Yer Değiştirme Suretiyle Atanmalarına İlişkin Yönetmelik (1983),
-Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Esaslarına Dair Genel Yönetmelik (1999),
-MEB Personeli Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Yönetmeliği (2006) yayımlanarak yürürlüğe girmiş ve halen yürürlüktedir.
Ek 8.maddenin (eski haliyle 8. Ve 9.maddeler) uygulama usul ve esasları amacıyla;
Devlet Memurları Geçici Süreli Görevlendirme Yönetmeliği (1974) yayımlanmış, 2011/1837 sayılı B.K.K. ile 15/06/2011 tarihinde yürürlükten kaldırılmıştır.
 
Milli Eğitim Bakanlığı’nın yaptığı son İl Milli Eğitim Müdürleri görevlendirmesi mevzuat hükümlerine ne kadar uygundur
Anayasamıza göre; memurların atanmaları kanunla düzenlenmelidir. İl Milli Eğitim müdürlüğü “üst kademe yöneticilik” sayılıyorsa eğer yetiştirilme usul ve esasları, kanunla özel olarak düzenlenmelidir.
Devlet Memurları Kanunu’na göre; geçici görevlendirmeler, geçici süreli olarak görevlendirildikleri kurumların mevzuatına uymakla yükümlü olduklarından sınav hariç atanma şartlarını taşımalıdırlar.
Geçici süreli görevlendirmenin, memurların göreviyle ilgili olması şarttır. Genel İdari Hizmetler sınıfındaki bir görev Eğitim Öğretim Hizmetleri sınıfındaki bir öğretmenin görevi değildir. 
Geçici süreli görevlendirme bir yılda altı ayı geçemez. Geçerse yasal değildir.
Mevcut haliyle de hiçbir yönetmeliğe uygun değildir.
 
 Sorular Sorun Olmasın
EÖH sınıfındaki bir öğretmenin GİH sınıfındaki bir il milli eğitim müdürlüğüne görevlendirilmesi görevin gerektirdiği niteliklere ve mesleklere göre sınıflamaya uygun mudur?
Bu kişilere sınıfları dışında en yüksek derecelere kadar ilerleme imkânı sağlanırken diğer personele fırsat eşitliği çerçevesinde yaptıkları hizmetler için lüzumlu bilgilere ve yetişme şartlarına uygun şekilde, sınıfları içinde en yüksek derecelere kadar ilerleme imkânı sağlanmış mıdır? Yoksa engellenmiş midir?
Bu uygulamanın içinde, Kamu hizmetlerinde sınıflar içinde ilerleme ve yükselmede liyakat ve eşitlik var mıdır?
Birilerinin görevden alınması ve yerlerine diğerlerinin getirilmesi liyakat sistemine dayanıyor mudur?
Yani bütün olarak ele aldığımızda bu yapılanların liyakat sistemine dayandığını ve bu sistemin eşit imkânlarla uygulanarak Devlet memurlarına güven verdiğini söyleyebiliyor muyuz?
Sorular sorun olmadan önce önlem alınmalıdır.
 
Sadakat, Tarafsızlık ve Devlete Bağlılık
Bu görevlendirmelerde ilgili Kanuna uyulmadığına göre mevzuata bağlı kalmak ve sadakatle uygulanmayarak 657 sayılı Kanunun 6.maddesi de çiğnenmiştir. Tarafsızlık ve Devlete bağlılık ne kadar geçerlidir. Bütün çalışanlar ve paydaşlarla davranış ve işbirliği içinde olunabilecek midir? Yani 7. ve 8.maddeye de uyulacak mıdır? Bazı müdürlerin vekalet verirken bile 657 sayılı Kanunun 90.maddesi ile sadakat, tarafsızlık ve Devlete bağlılık ve iş birliği maddelerini açıkça çiğneyerek asil müdür yardımcıları varken geçici müdür yardımcısı öğretmenlere vekalet bıraktığı unutulmamalıdır. Yani bazı böyle idarecilerin yaptığı gibi kurum çalışanlarının sadece 1/3’ü mü muhatap alınarak ve işler yürütülecektir; yoksa tamamı mı?
 
Kamu Yararı ve Hizmetin Gerekliliği
Kurum dışından geçici görevlendirilen bir kişinin kurumu tanımadan yönetmesi mümkün değildir. Tanımak için ise 6 aylık sürenin yeterli olmadığını Bakanlığımız bugüne kadar yaptığı deneme-yanılma yoluyla öğrenmiş olmalıdır. Geçici görevlendirmeler Kamu yararı ve hizmetin gereği açısından bakıldığında bir faciadır. Bir harakiridir.
Buna göre diyebiliriz ki; geçici görevlendirmeler Türkiye Cumhuriyeti Anayasasına, Devlet Memurları Kanunu’na ve ilgili Yönetmeliklere uygun değildir. Kamu yararı yoktur ve hizmetin gereği de bu değildir.
 
Kim Kimi Ne Kadar Tanır
Devlet memurunun performansını en iyi onunla birlikte çalışan ve işten anlayanlar bilir. Başka hiçbir kimsenin bilmesi tam olarak mümkün değildir.
Taş yerinde ağırdır. Bir kurumda başarılı olanların her kurumda başarılı olabileceğini düşünmek her zaman ve her kişi için doğru değildir. Çünkü ekip ve diğer paydaşlar her zaman önemlidir. Kimi yapması gerekeni yaparak, kimisi de yapmaması gerekeni yapmayarak katkıda bulunur. Ya da tersi olur.
 
Tek Ölçü, Ölçüsüzlük müdür
Olay bir bütün olarak değerlendirildiğinde ve görevden alınanların yerlerine yapılan geçici görevlendirmelerin tamamı dikkate alındığında mevzuata uygunluk, Kamu yararı, hizmetin gereği, performans gibi ölçülerden tamamına uyulduğunu söyleyemiyoruz.
Ölçüsüzlük ileri demokrasi midir?
Peki!... Bu ölçüsüzlükle Milli Eğitimimiz hangi yönde ve nereye kadar gidebilecektir? İnşallah bu gidişattan hiçbir kimse pişman olmaz.
 
Balıklarla Karıncaların Durumuna Düşülmesin
Herkes bir diğerini yemek için suyun akışını ve zamanın gelmesini bekler duruma sokulmasın. Adam kayırmacılığı uğruna kanunlar çiğnenmesin. Sınıflandırma, liyakat ve kariyer esasları, sadakat ve Devlete bağlılık unutulmamalıdır. Her kurumda tarafsızlık ve iş birliği içerisinde huzurlu bir çalışma ortamı sağlanmalı, ekip ruhu ve sinerji oluşturacak atamalar yapılmalıdır. Kamu vicdanını sızlatmak yerine Kamuoyunun takdirini alacak şekilde atamalar ve yer değiştirmeler için bir an önce mevzuat düzenlemeleri yapılmalıdır.
 
Ali COŞKUNER
Eğitim Yöneticisi
 
kamudanhaber.com

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum