Yeni AK Parti Hükümetine çağrı

Yeni AK Parti Hükümetine çağrı

Kamu'da ötekileştirme yapılmasın, liyakate değer verilsin

Öteki yoksa, nepotizme değil liyakate değer verilsin

Memurlar.net sitesinden Maksut Balmuk bugünkü yazısında yeni hükümete bir çağrıda bulunarak; "Kamu'da ötekileştirme yapılmasın, liyakate değer verilsin" dedi

 

 

Yeni Kurulacak Hükümete Çağrı

İktidar partisi seçim sonrasında yaptığı ilk toplantının ardından açıklama yapan Ömer ÇELİK;

" Bugün Türkiye'de öteki üzerinden siyaset yapmak, ötekileştirme üzerinden siyaset yapmak en karşı olduğumuz meseledir. Türkiye'de siyasi olarak. ideolojik olarak, hayat tarzı bakımından bütün farklı kesimlerin hiçbirisi Türkiye'de kiracı değildir. Bütün kimlikler bütün toplumsal kesimleri, bütün ideolojik kesimleri diğer partilere oy veren herkes bu ülkede ev sahibidir, bu ülkede birinci sınıf vatandaştır. Hepsinin oyu kıymetlidir, hangi partiye oy vermiş olursa olsunlar onayını aldığımız vatandaşlarımız kadar, bize oy vermeyenlerin rızasını almak da bundan sonraki politikalarımızda gözeteceğimiz ana unsur olacaktır."

cümlelerini sarf etmiştir. Bu açıklama parti yönetiminden çıkan kararın sonucu olarak ortaya çıkmıştır.

Bu açıklama yerinde bir açıklamadır fakat açıklamanın icraata dönüp dönmemesidir aslolan. Bu sözler aslında geçmişte yapılan hataların itirafı niteliğinde olup 7 Haziran'da çıkan iradeden çıkan sonuçtur. Bunu okumak niyetinde ve gerekli icraatı yapmak pozisyonunda olan partiden gelen bu açıklama gerçekten toplumu rahatlatabilir.

Fakat az önce de söylediğimiz gibi sözlerin icraata dönüp dönmediğidir aslolan. Dört yıl iktidara talip olup bu şansı elde edenlerden beklenen de budur.

Hatta ve hatta kamuoyu Başbakan Sayın Davutoğlu'nun "Hiçbir başarı başımızı döndürmeyecektir. Kibir ve şatafat, nepotizm ve güç sarhoşluğu, milletin yürüyüşünü temsil eden bu hareketi mecrasından çıkaramayacaktır." sözlerinin gereğini beklemektedir.

Hal böyle olunca eğitimle ilgili yüzlerce eleştiri, öneri ve değerlendirme yazısından aldığımız güçle aşağıdaki beklentilerin boşa çıkmamasını ümit ederiz.

- Sayın başbakanın söylediği kibir, güç sarhoşluğu ve nepotizm son bulmalıdır.

- Ben yaptım oldu mantığı değil bilimsel gerçekler ve gerekçeler hakim kılınmalıdır.

- Nepotizm uygulamalarının bir örneği olarak benden olsun çamurdan olsun değil kamu yararı için en iyisi olsun mantığı uygulanmalıdır.

- Atamada kariyer, liyakat ön plana çıkarılmalıdır.

- Atama da esas olan kamu yararı ve hizmetin gereği olmalıdır.

- Sendikal, siyasal ya da diğer gerekçeler insanların ya da devletin işleyişinin önüne geçmemelidir.

- Özellikle son dönemde liyakatsizleşme furyasının en önemli argümanı olan Sözlü sınav, Mülakat gibi objektif olmayan kriterlerin dayatılmasından vazgeçilmelidir. Veyahut da tüm sözlü sınavlar her türlü denetime imkan tanıyacak şekilde adil bir şekilde yapılmalıdır.

- Yargı kararlarının eksiksiz dolandırmadan, dava kazananların hakları teslim edilmek suretiyle uygulanmalıdır.

- Yargı kararlarını bertaraf etmek, anlamsız kılmak ya da yeniden yargı ile karşı karşıya kalmamak için yönetmelik değişiklikleri yetinilmeyip meclis de devreye sokularak kanun değişikliklerine gidilmesi yönteminde uzak durulmalıdır. Böylece yanlışlığa bir de TBMM alet edilmemelidir.

- Adalet en temel unsur olmalıdır ve her vatandaş adalete sığınabilmeli, hakkını arayabilmeli ve hakkını alabilmelidir.

- Yapılan yanlışlıklar kimsenin yanına kar kalmamalıdır.

- Eğitimde bilimsel gerçekler ve gerekçeler hakim kılınarak günlük değil kalıcı politikalar üretilmelidir.

- Eğitim yöneticiliğinde yapılan oynamalar gözden geçirilmeli 4 yıla sığdırılan yöneticilik tekrar ele alınmalıdır.

- Yıllardır uygulanan ve ağızlardan hiç eksik edilmeyen "en yakın okul evine en yakın okuldur"felsefesinden 2010 yılından sonra özellikle ortaöğretimde uzaklaşılmış olup bunun veli, öğrenci, okul ve eğitim nezdinde verdiği zararlar gözden geçirilerek yanlış uygulamalardan dönülmelidir.

İşte beklentiler bu ve benzeri noktalardadır.

İşte bu gerçekleştiği zaman; herhangi bir vatandaş, memur, öğretmen, öğrenci... kendini ötekihissetmeyecektir. Öteki hissedenlerin bu hislerini bertaraf etmek çok da kolay değildir. Fakat Türk insanı saftır, temizdir, doğruya kredi açmaya daima hazırdır ama çok da kırılgan ve kırıldığı zaman da yerine göre serttir, terstir.

Tabii ki yöneticiler de bunların farkındadır fakat işin siyasi sorumluluğunu üstlenen ve bu noktada açıklamalar yapan otoritenin işin takipçisi olması, samimi yaklaşması ve icraata dökmesi beklenmektedir.

Maksut BALMUK

Memurlar.Net - Özel

 

Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.