Yargıtay'ın kararı, FETÖ mücadelesini yerle bir eder
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi kayyum atanılan kurumun avukatının iş akdinin feshini geçersiz sayarak işe iadesine karar verdi.
Bu kararda; "işyerinde işin görülmesini önemli ölçüde olumsuz etkileyen nedenlerden olduğu ve şirketin avukatı olan davacı ile iş ilişkisinin sürdürülmesinin şirketin yönetim organlarına ait yetkileri kullanmak üzere kayyum atanan kişiler açısından önemli ve makul ölçüler içerisinde beklenemeyeceği, bu durumda feshin geçerli nedene dayandığı" gerekçesiyle davanın reddine karar veren yerel mahkemenin kararını bozdu. Eğer kayyum atanılan bir kurumdaki avukatın dahi iş akdi feshedilemeyecekse iltisakın ispatı hemen hemen imkansız hale gelecektir. Demek ki ihraç listeleri KHK eki yapılmasaydı, ihraçlar bir bir yerlerine yargı yoluyla oturacaklardı. FETÖ'nün eleman tedarikinde nelere dikkat ettiği dahi anlaşılamamışsa vay başımıza gelenlere.
Aynı şekilde Yargıtay 22. Hukuk Dairesi de çok tartışılacak bir karara imza attı. Özellikle Anayasa Mahkemesi tarafından kendi üyeleri hakkında verilen karar sonrasında mahkemenin iltisak için somut belge ve bilgi araması mücadeleyi akamete uğratacak nitelikte.
Kararın ilgili kısmında; "Somut olayda davacının iş akdinin feshine neden olan bilgi ve belge işverence tam olarak ibraz edilememiştir. Davacının iş akdinin feshine dayanak objektif değerlendirmelerin neler olduğu, hangi bilgi ve belgelerin feshe gerekçe yapıldığı davalı kurumdan araştırılmalı; ayrıca davacı hakkında mevcut ise adli ya da idari soruşturma evrakları, ....Müdürlüğü ve .....Komutanlığı'nın Terörle Mücadele, Kaçakçılık, Organize Suçlar ve İstihbarat ile ilgili birimlerinden ve Bilgi Teknolojileri Kurumu'ndan varsa davacı ile ilgili bilgi ve belgeler ile yine..... açılmış mevduat hesapları, hesap hareketleri ve bankacılığa ilişkin işlemler olup olmadığı sorulmalı, tüm bilgi ve belgeler değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulmalıdır" ifadesine yer verilerek ilk derece mahkemesinde verilen kararı bozdu.
Bazı hallerde herkesçe malum olan FETÖ üyeleri dahi yaptıkları işlerde hiçbir iz bırakmamaktadır. Elbette hukuk somut belgeye göre hareket etmelidir ama FETÖ'nün sinsice nasıl hareket ettiğinin de gözden kaçırılmaması gereklidir. KHK'de somut bilgi belge şartı olmadığı halde mahkemenin belge ısrarını anlamak mümkün değildir. Ümit ederiz ki mahkeme hayal aleminden çıkarak Anayasa Mahkemesi'nin verdiği kararı inceleme gereği duyar.
YeniŞafak
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.