Yalçın: "Sadece taşerona değil, tüm çalışanlara kadro verilmelidir"

Yalçın: "Sadece taşerona değil, tüm çalışanlara kadro verilmelidir"

Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, öğretmenlerin, ücret karşılığı yapılan bir işin hakkını vermenin çok daha ötesinde bir fedakârlık ortaya koyarak çalıştıklarını söyledi.

Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, öğretmenlerin, ücret karşılığı yapılan bir işin hakkını vermenin çok daha ötesinde bir fedakârlık ortaya koyarak çalıştıklarını söyledi. Öğrencilere karşı ortaya konulan fedakârlıkların bir aydın sorumluluğu olduğunu kaydeden Yalçın, “Ancak öğretmenlerimiz, ülkemizde öğretmeni önemseyişin sadece lafta oluşu dolayısıyla eşinden, çocuklarından, saygınlığından ve yaşam düzeyinden de fedakârlıkta bulunmak zorunda kalmaktadır. Yöneticilerimiz, öğretmenlerin sorunlarını çözecek, özellikle ekonomik anlamda öğretmenin tüm hassasiyetini eğitim hizmetine odaklamasını sağlayacak bir rahatlamaya vesile olacak adımları atmaktan imtina etmektedir. Öğretmenin malzemesi insandır. İnsan yetiştiren bir sanatkârın hassasiyetinin ve haysiyetinin öncelenmesi, toplumun geleceğinin garanti altına alınması demektir” dedi.Ali Yalçın, Eğitim-Bir-Sen Amasya Şubesi’nin düzenlediği toplantıya katıldı. Vali Dr. Osman Varol ve Belediye Başkanı Cafer Özdemir’in de iştirak ettiği toplantıda konuşan Ali Yalçın, öğretmenlerin, sadece öğreten değil, değerleri yaşayan ve yaşatan bir kimlik olarak öğrencilerinin karşısına çıkabilmesinin zemininin hazırlanması gerektiğini ifade ederek, “Öğrenci, insan olmanın değerini öncelikle öğretmenlerimiz üzerinden yaşamalıdır. Adil olmayı, işinin hakkını vermeyi, iş ahlakını, hakça paylaşmayı, birlikte yaşamayı ve huzuru birlikte oluşturmayı sınıfta ve okulda öğretmenimizden görmelidir. Böylesi bir öğretmen profili için öncelikle öğretmenlerimizin toplumdaki saygınlığı ve itibarı bu hedef doğrultusunda oluşmalı ve korunmalı; mali ve sosyal hakları, özlük hakları ve çalışma şartları bu itibar ve saygıyı oluşturacak biçimde düzenlenmeli ve geliştirilmelidir. Toplumda itibar görmeyen öğretmene ihtiram gösterilmesini beklemek ve öğrencilerinin o öğretmen üzerinden kendisini inşa etmeye çalışmasını istemek, ölü gözünden yaş beklemek kadar beyhudedir” şeklinde konuştu.

Sorunların çözümü iyi bir gelecek için elzemdir

Eğitimin, yöneticisi, öğretmeni, şefi, memuru ve hizmetlisiyle bir bütün olduğunu, eğitim çalışanlarının sorunlarının çözüme kavuşturulmasının, iyi bir gelecek için elzem olduğunu vurgulayan Yalçın, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu nedenle, eğitim çalışanları insanca bir hayat standardına kavuşturulmalıdır. Bütün eğitim çalışanlarının birinci dereceye kadar ilerleyebilmeleri sağlanmalıdır. Mevcut ek gösterge rakamları en az 600 puan artırılmalıdır. Ek ders birim ücretleri en az iki katı tutarında artırılmalıdır. Öğretmenlerin aylık karşılığı ders saatleri arasındaki farklılık giderilerek 15 saate eşitlenmelidir. İstihdamda güçlük çekilen bölgelerde görev yapan öğretmenlere ilave tazminat ödenmelidir. Kariyer basamakları sistemi yeniden işler hale getirilmelidir. 4/B’li yerine kadrolu öğretmen ataması yapılmalı, mevcut sözleşmeli öğretmenler kadroya geçirilmelidir. Ücretli öğretmenlik ve kadrosuz usta öğreticilik uygulamasına son verilmeli, öğretmen ihtiyacı bütünüyle memur kadroları yoluyla sağlanmalıdır. İlköğretim okulları için de bütçe tahsis edilmeli, yöneticilerin öğretmen ve velilerle karşı karşıya gelmesi önlenmelidir. 4/C statüsündeki personel kadroya geçirilmelidir.”

Üzerimize düşeni en iyi şekilde yapıyoruz

Daha nitelikli bir eğitim ve eğitim çalışanlarının sorunlarının çözümü için üzerlerine düşeni en iyi şekilde yaptıklarını, yapmaya da devam ettiklerini dile getiren Yalçın, “Kendilerini bu ülkenin gerçek sahibi gibi görenlerin modern dünyada benzerlerine asla rastlanamayacak olan uygulamaları karşısında, ne yazık ki, devletten bağımsız gerçek anlamda aydın bir sınıf ortaya çıkmadı, çıkmasına da izin verilmedi. Bilgi, bilinç ve birikim olarak zayıflatılmış insanların daha baştan hak arama bilinci edinmelerine engel olunmuştur. Hâkim ideolojiye itiraz edecek başka bir odağın yokluğunda peş peşe gelen darbeler, dikta rejimler eşi görülmemiş devrimler olarak alkışlanmıştır. Bu yüzden insanlar yarım asırdır, iradelerine ipotek konulmasına, yok sayılmalarına, demokrasinin sağlayabileceği ekonomik, siyasal kazanımlara karşı kayıtsız kalabildiler” değerlendirmesinde bulundu.

Sendikacılığa tartışmasız yeni bir soluk getirdiklerini söyleyen Yalçın, şöyle konuştu: “Eğitim-Bir-Sen, bir yandan ücret ve özlük hakları mücadelesini en iyi şekilde verirken, diğer taraftan Türkiye’nin geleceğinin şekillenmesinde paydaş olmayı bilmiştir. Başta, disiplinlerarası bir bilim olan eğitim ve eğitimin özgürce çiçekleneceği demokrasi olmak üzere, ülkemizin temel sorunlarına çözüm üretmede üzerine düşen her türlü çalışmayı severek yapmış ve bu idealinden asla taviz vermemiştir. Başarımızda, gördüklerimizden ve tartıştıklarımızdan doğru sonuçlar çıkarmamız, sorumluluklarımızdan kaçmayışımız ve elbette ilkelerimizden ödün vermeyişimiz etkili olmuştur. Öncü, önderlik, temsil yeteneğimizi, mücadele azmimizi hep çoğalttık. Kendimizi başkalarının ihtiyaçlarını, hayallerini, değerlerini gerçekleştirirken bulacağımızı bilerek misyon ve vizyonumuzdan ödün vermedik. İç dünyamızda ya da çevremizde sırtımızı döndüğümüz her sorunun ya yerinde duracağını ya da artarak yeniden karşımıza çıkacağını bilerek çok çalıştık. Çünkü biz tarihin dönüştürücü özneleriyiz ve dönüştürücü dinamizmini taşıyoruz.”

Sadece taşerona değil, tüm çalışanlara kadro verilmelidir

Yalçın, hükûmetin taşeron işçilere yönelik kadro düzenlemesi çalışmasına da değinerek, “Ben bunun sadece taşerona kadro şeklinde kodlanmasını doğru bulmuyorum. Kamuda güvence bekleyen tüm çalışanlara kadro başlığıyla sunulmasını doğru buluyorum. 4/C’li arkadaşlarımız var. 4/B’li arkadaşlarımız var. Memur işi yapan ama işçi kadrosunda bulunan, iki tezat arasında zorlanan amirinin ‘işçi mi, memur mu’ dediği, kadrosu itibarıyla işçi, yaptığı iş itibarıyla memur işi yaptığı ama kadrosuyla uyumlu olmadığı için yaptığı işin altına dahi imza koyamadığı, koysa da yükümlülükle karşılaştığı bir çatışmalı zemin var. Bunların tamamı bir bütün olarak düşünülmelidir. Sadece taşerona kadro diye bir düşünceyi ve çalışmayı bu anlamda kapsayıcı bir çalışma olarak görmeyiz” ifadelerini kullandı.

Kütüphane ve yeni hizmet binası açıldı

Ali Yalçın, Genç Memur-Sen’in “Yedi Güzel Adam Kütüphanesi” projesi kapsamındaki kütüphanenin ve Eğitim-Bir-Sen Amasya Şubesi’nin yeni hizmet binasının açılışını da yaptı. Mekânların, iyi, güzel ve doğru hizmetlerin yapılması için önemli olduğunun altını çizen Yalçın, “Sendika olarak, şubelerimizin kendi hizmet binalarına sahip olmasını önemsiyoruz. Çok sayıda şubemiz kendi hizmet binasına kavuştu, geriye kalanların da kiracı olmaktan kurtulması için gayret gösteriyoruz. Amasya Şube Başkanı Kerem Camcı ve yönetimine başarılar diliyor, mülkiyeti kendilerine ait yeni mekânlarında nice güzel çalışmalara imza atmalarını diyorum” diye konuştu.Yalçın, programı kapsamında, Amasya Valisi Dr. Osman Varol, Belediye Başkanı Cafer Özdemir, Amasya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Metin Orbay, İl Millî Eğitim Müdürü Dr. Hüseyin Güneş’i de ziyaret etti. 

İlgili Haberler
Etiketler :
HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum